kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Devrim Cenk Ulusoy’un elindeki mandal 81 metreyi gösteriyor ama hem kendi dalış saatine hem de Hırvat gözlemcinin saatine göre 83 metre derinliğe daldı.

Devrim Cenk Ulusoy: Rekoru kırdım ama sevgilim terk etti

SONAT BAHAR
31.10.2008
Geçen hafta Antalya'nın Tekirova beldesi Uçadalar Mevkisi'nde 83 metreye dalarak serbest dalış dünya rekorunu kıran Milli yüzücü Devrim Cenk Ulusoy, suyun altındaki dakikaları anlattı..
Tek bir nefesle 83 metre derine dalarak 2 dakika 24 saniye su altında kalan Cenk Devrim Ulusoy, bir Türk sporcusu olarak bize büyük gurur yaşattı. Ulusoy'un hayat hikâyesi ise kırdığı rekor kadar şaşırtıcı.
İki yaşındayken mama sandalyesinden düşen Ulusoy, beş yaşına kadar sağ kolunu tam olarak kullanamayınca tedavi için yüzmeye başlıyor. Havuzdan nefret eden, denizden korkan bir çocukluk ve gençlik dönemi geçiriyor ama bu onun sürekli rekorlar kırıp, şampiyonluklar kazanmasına engel olmuyor. Normal bir insanın üç katı akciğer kapasitesine sahip olan Devrim Cenk Ulusoy gençliğin verdiği asilikle 11 yıl sudan uzak duruyor ama hayat onu tekrar suyla buluşturduğunda dünya rekoru da kaçınılmaz oluyor. Ulusoy'la tam anlamıyla karanlık geçen 11 yılını ve serbest dalışta sekiz senedir kırılamayan rekoru nasıl kırdığını konuştuk.

- Rekordan önce hayatınızın 11 yıllık bölümü son derece sağlıksız geçmiş, biraz anlatır mısınız?
- O dönem 20'li yaşlarıma denk geliyor; ailem beni üniversitede okumam için Kıbrıs'a göndermişti, beni terk ettikleri için kızmıştım ve o asilikle sigaraya başladım, yüzmeyi bıraktım, günde iki paket sigara içiyordum, casinolarda çalışmaya başladım, alkol aldım, az uyudum.

- Ama yine de spordan kaçamamışsınız...
- Olimpiyat komitesi çalışmam için bana Kıbrıs'ta bir otelin havuzunu gösterdi ama kulaç atınca kolum yere değiyordu. Kışın kapalı havuz yoktu. Bu nedenle 'Yüzme hayatım bitti,' dedim ve tenise sardım. Kıbrıs ikinciliğine yükseldim teniste. 11 yıl sonra, 30 yaşında Çanakkale'ye döndüm. Bayağı yıpranmıştım vücut olarak. Ama orası beni çok çabuk tamir etti. Babam yüzmem için beni teşvik etti. Antrenmanlar yapmaya başladım. Havuzdan nefret ediyordum, denizden ise korkuyordum. O derinlik beni korkutuyordu, ayağıma yosun falan değecek diye ürkütüyordu.