kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

İstanbul'un Göz'Bebek'i

BURCU ALDİNÇ
31.10.2008
Boğaz'ın en güzel semtlerinden Bebek son sürat büyümeye devam ediyor. Ünlü kafe zincirleri semtte şube açarken, eski mekânlar da popülerliğini koruyor. Öyle ki ne trafik derdi, ne de park sorunu Bebek'in gözden düşmesine neden olabiliyor. Bir zamanlar burjuvaların balık yemek için gittiği semtte, artık gençlerin ayak sesleri de duyuluyor.....
'Casual' (rahat kıyafetlerle) takılmayı seven üniversite gençliği, Sex and The City kahramanlarının yerli versiyonları, gazete patronları, işadamları, sanatçılar, burjuva takılanlar... "Tüm bunların ortak noktası ne?" diye soranlara cevabımız: 'Bebek' olacaktır. Çünkü bir zamanlar okul sonrası bir kafede takılmak için Beyoğlu'nun yolunu tutan gençler de, 'New York, Manhatten'ın eline hiçbir yer su dökemez," diyen sosyetikler de artık Bebek'te buluşuyor.
Bundan birkaç yıl önce Bebek'e ya balık yemek, ya deniz kenarında yürüyüş yapmak, ya da sahilde dondurma yemek için gidilirdi.
Ne de olsa Bebek'teki R&B (rakı-balık) başka hiçbir yerde bu kadar keyifli olmazdı. Ama son yıllarda bu tabu yıkıldı. Bebek, sadece pazar günleri sakin bir gün geçirmek isteyenlerin uğrak noktası olmaktan çıktı, eğlencenin sabahın ilk ışıklarına kadar devam ettiği bir 'kafeler cenneti' haline dönüştü. Tabii, popüler kafe ve restoran zincirleri de bu durumu göz ardı etmedi ve en lüks, en trendy şubelerini burada açmaya başladı.

HER GÜN AYNI TEMPO...
Şu sıralar haftanın her günü Bebek'te, tıpkı Miami South Beach'i andıran bir kalabalık görmek mümkün. Kaldırım kenarlarına park edilmiş lüks marka otomobiller, sokakta yürüyen ve Vogue dergisinden fırlamış gibi görünen kadınlar, 'küçük Paris' misali kaldırımlara taşan kafeler... Üstelik bu durum sadece hafta sonları değil, haftanın her günü aynı tempoda devam ediyor. Öyle ki pazartesi akşamı dahi Bebek'te bir kafede yemek yemek için yer bulabilmek nerdeyse imkânsız hale geldi. Ama yer olmayınca imdadınıza neyse ki barlar yetişiyor. Lucca, Kitchenette, Midpoint... Birçok mekânın barı, masa boşalıncaya kadar bekleyenleri ağırlıyor. Tabii buralarda barda beklemek sıkıcı değil, aksine 'eğlenceli' oluyor. Ne de olsa 'piyasa'nın keyfi barda çıkıyor...

DEĞİŞİM BAŞLADI
Bebek'teki değişim ilk sinyallerini Lucca ile verdi. Satsumalı votkası ile ünlü mekân, bir kafe olarak açılsa da herkesin müdavimi olduğu bir bara dönüşmesi uzun sürmedi. Bugün, iş çıkışı satsumalı votka ya da kavunlu mojito içmek için Lucca'ya bir uğrayan, sabaha karşı ancak çıkıyor. Kısacası, 'Bir içki içip, çıkacağım,' durumu burada pek geçerli olmuyor. Ya içerdeki kalabalık, ya çalan müzik ya da Türkiye barmenler şampiyonu Cevat'ın hazırladığı benzersiz kokteyller aklınızı çelmek için yeterli oluyor. Kaldırımda da masaları olan Lucca'da eğlence, geç saatlerde dışarı taşıyor. Hatta hemen önünde park edilen otomobiller bir anda stand görevi görebiliyorlar. Üstelik yemek mönüsü de değişmiş, gelişmiş. İspanya'da eğitim alan mutfak ekibinin hazırladığı tapaslar oldukça beğeniliyor. Perşembeleri düzenlenen DJ partileri de oldukça ilgi çekiyor.
Ama bu yaz Lucca'ya sıkı bir rakip geldiğini de belirtmeden geçmeyelim. Eğlence hayatında rüştünü ispatlayan İstanbul Doors'un açtığı Kitchenette'ten bahsediyorum. Lucca'nın hemen yanında açılan dört katlı mekân, haftanın her günü, her saat dolu. En alt katı bar, bir üst katı klasik Kitchenette, üçüncü katı Library Room (kütüphane), en üst katı ise teras olarak hizmet veriyor. Giriş katında yer bulmak genelde çok zor. İkinci kat biraz daha rahat oluyor. Üçüncü katta ise sadece tapas servis ediliyor. Normal mönüden yemek ısmarlamak yasak. İkinci katta da tapas yeme şansınız yok. Ama tapas mönüsü de oldukça iddialı. Özellikle ördekli baklava ve kaz ciğeri ile yılan balığı marine gerçekten denemeye değer.
Nişantaşı ve Bağdat Caddesi'nin popüler mekânlarından Midpoint de bu yaz Bebekli oldu. Ama burada yaş ortalamasının tıpkı Lulu's gibi biraz daha düşük olduğunu hatırlatmakta yarar var. Lise ve üniversite öğrencilerinin 'piyasa' yeri diyebiliriz...

KALDIRIM KAFELERİ
Ünlü kafe zinciri The House Cafe'nin Bebek şubesi ve La Favorita, Paris'teki bistroları anımsatıyor. La Favorita'da kuşkonmazlı enginarlı somon balığından risottoya kadar pek çok yemek seçeneği var. Ama buradaki ev yapımı lazanyayı ve kızarmış mozzarellayı bir deneyin derim. Özellikle limonatalı votkasıyla yaza damgasını vuran The House Cafe de büyük ilgi görüyor. Burada soğuk havaya rağmen, şala sarılıp pizza-şarap keyfi yapanlara rastlamak mümkün. Bu iki restoranın kimileri tarafından tercih edilmesini sağlayan, 'kaldırımda olmaları' yine de bazı kişilerin hoşuna gitmiyor. "Otomobil gürültüsü ve egzoz dumanında yemek bana göre değil," diyenler, hemen yolun karşısındaki il Porto'yu tercih ediyor. Poseidon'un üst katında yer alan mekanda yemekler oldukça başarılı. Jumbo karides, levrek ızgara gibi deniz ürünlerinin dışında et ve makarna çeşitleri de var. Tabii, buranın yaş ortalamasını Poseidon ile karşılaştırmak imkânsız. Oldukça düşük bir yaş ortalaması var. Fonda ise Demet Akalın'dan Serdar Ortaç'a seçmeler...

KAHVEYİ NEREDE ALIRSINIZ?
Bebek'teki değişimin bir başka ispatı da hiç kuşkusuz semte giren yabancı kafe zincirleri. Bir zamanlar Bebek'te kahve içmek için herkes Bebek Kahve'ye giderdi. Tahta sandalyeli, oldukça salaş görünümlü bu kahveden kimler geçmedi ki! Cem Yılmaz, Ayşe Arman, İsmet Berkan, Elif Şafak, Aslı Altan... Hepsi yıllardır sabah kahvaltısından tutun da akşamüzeri çayına kadar buldukları her fırsatta, soluğu burada alıyorlar. Ama daha rahat koltuklar, cappuccino, macchiato gibi aromalı tatlar arayanlar için de alternatifler var. Gloria Jeans, Sturbucks ve Cafe Nero'nun da Bebek'te şubeleri var. Üstelik buradaki şubeleri, diğerlerinden oldukça farklı. Hepsi çok katlı, hepsi deniz manzaralı ve hepsinin müdavimleri var. Özellikle gece çıkmadan önce, bu kafelerden birine gidip laflamak, ufak sandviçler atıştırmak oldukça moda. Cafe Nero, kahve çeşitleri kadar sandviçleri, tatlıları ve salatalarıyla da dikkat çekiyor. Panini, focaccio ve wrap çeşitleri bulunan mekânda ev yapımı sebze ve domates çorbası da var. Bizzat denedik, tatları gerçekten de hiç fena değil. Pestolu, fıstıklı makarna salatası da hem doyurucu, hem de lezzetli. "Amerikan usulü beni açmaz, özümüze dönelim," diyorsanız da Bebek Ottoman Nargile'ye gidebilirsiniz. Yemek servisi yok ancak buradaki nargilenin tadı da başka yerde yok.

RAKI-BALIK KEYFİ

İskele üzerindeki Poseidon, sadece Bebek'in değil, İstanbul'un en popüler balıkçısı. Ali Koç'tan Ferit Şahenk'e kimi arasanız burada rastlayabilirsiniz. Bir zamanlar daha çok işadamları giderdi Poseidon'a. Oysa bugünlerde gençler de mekâna merak salmış durumda. Hafta içi öğlen yemeklerinde her ne kadar takım elbiseli konuklar ağırlıkta olsa da, pazarları spor kıyafetli gençler de dikkat çekiyor. Üstelik sadece balıkları değil, kabak çiçeği dolması, ahtapot ızgarası, börülce salatası gibi mezeleriyle de iddialı. 'Ağır Abi'ler, sınıf atlamışlar ve sınıf atlamak isteyenler ise balık yemek için daha çok Bebek Balıkçısı'nı tercih ediyor. Yalçın Doğan'la Ahmet Hakan'ın ünlü 'masa muhabbeti' hikâyesinin gerçekleştiği yer de burası. Kısacası burada her an herkesle karşılaşma ihtimaliniz olduğunu unutmamakta yarar var. Buranın spesiyalleri arasında balık kavurması ve ızgara kalamar mezeler arasında öne çıkanlar. Ayrıca mekân tuzda lagos balığı ile de ünlü. Bu balığın porsiyonu 40 YTL. Mezelerin fiyatları ise 5-20 YTL arasında değişiyor.

KAHVALTI VAKTİ!
Yer Boğaz'ın en güzel semti olunca, kahvaltı keyfi de bir başka oluyor. 12 yıldır hizmet veren Koru Cafe'nin kahvaltıları zaten ünlüdür. Sanat ve futbol camiasının da yoğun ilgi gösterdiği mekânda, hafta sonları açık büfe kahvaltı servis ediliyor. Üstelik büfede yok yok. Kiş çeşitlerinden börek çeşitlerine, kreplerden tatlılara kadar ne arasanız var. Portakal sularının, sınırsız çay ve kahvenin de dahil olduğu brunch'ın fiyatı 50 YTL. Mekânın sahibi Macit Bey, "Rekabet yüzünden fiyatları düşük tuttuk, ama kalite aynı," diyor. Kahvaltıda Amerikan usulü sevenler ise Happily Ever After'ı deneyebilirler. Beyaz ahşap masaları, beyaz parkeleri, tezgah üzerinde duran muffinleri ve kurabiyeleriyle burası, önünden geçerken sizi zaten cezbediyor. Üç kız kardeşin işlettiği mekânda, çikolatalı pancake'ten muffin çeşitlerine kadar pek çok seçenek var. Yumurtanın da envai çeşidi yapılıyor. Üstelik burada kahvaltı gün boyu devam ediyor. Ama mekân saat 19.00 olunca kepenkleri kapatıyor. Zorlu merdivenleri aştıktan sonra varılan Mangerie de kahvaltısıyla ön plana çıkıyor. Fakat özellikle pazar kahvaltılarında burada yer bulmak oldukça güç. Bill Gates'in de burada yemek yediği söylentisinden midir bilinmez, servis pek yavaş ve elemanlar umursamaz. "Yemeğim nerede kaldı?" sorusu pek de hoş karşılanmıyor. Divan Pastanesi&Brassarie'nin alt katı da pazar kahvaltıları için iyi bir seçim olabilir. Hafta sonları burada da açık büfe brunch var.

DONDURMA VE WAFFLE KUYRUĞU

Abbas Waffle da Bebek'in bir simgesi haline geldi. Poseidon'un hemen arkasında kalan dükkânı iki hafta önce 100 metre ileride daha küçük bir yere taşınmış. Mekân küçük olunca, kapıdaki kuyruk da bir o kadar uzun oluyor. Ama bu kuyruk gözünüzü korkutmasın, çünkü çarçabuk ilerliyor. Beyaz çikolata, çilekli çikolata, reçel çeşitleri, meyveler... Neli waffle isterseniz var. Fiyatı da 7 YTL. Üstelik yakında evlere paket servis de başlayacakmış. Mini Dondurma da Bebek'te, minnacık dükkânında hizmet veren bir diğer yer. Dükkân minik, ama buranın namı büyük. Sezen Aksu'dan Hidayet Türkoğlu'na, İbrahim Kutluay'dan Ebru Şallı'ya kadar birçok ismi burada dondurma kuyruğunda görebilirsiniz. Güneş Dondurma&Waffle da Bebek'in bir diğer popüler yeri.

TAPS AÇILDI, KIRINTI YOLDA

Kendi biralarını yapan Taps, Nişantaşı'nın en dikkat çeken mekânlarından biridir. Burada çikolatalı bira bile bulunur. Ve şimdi Taps Bebek'te, eskiden Pearl'ün olduğu yere bir şube açtı. Henüz resmi açılış gerçekleşmedi. 4 Kasım Amerikan başkanlık seçimlerini bekliyorlarmış. Çeşit çeşit bira var. Özellikle çikolatalı birası denemeye değer... İlk şubesini Mado'da açtıktan sonra bir marka haline gelen Kırıntı henüz açılmadı. Ama buranın açılmasına da az kalmış. Yakında Lucca'nın satsumalı votkasına, erikli bir rakip geliyor kısacası. Söz içkiden ve kokteyllerden açılmışken Milagro'yu atlamak olmaz. Ufacık bir balkonu ve kaldırımda da masaları bulunan Milagro'nun, özellikle elma caipirosca'sı oldukça revaçta. Elma suyu, elmalı votka, limon suyu ve şekerle hazırlanan içki, oldukça ferahlatıcı, içinizi baymıyor. Bu yüzden de özellikle genç kızlar tarafından oldukça ilgi görüyor. Bu yıl ilk kez açılan bir diğer mekân ise Vertu. Mekân, üst katta kaldığı için, hemen dikkat çekmiyor. Bu durumu da Lucca'nın karşısında, yolun ortasına kocaman bir mönü tabelası dikerek çözmüşler ya da çözmeye çalışmışlar.

YILLARIN ESKİTEMEDİKLERİ...
Bebek Oteli'nin barı yılların eskitemediği bir mekândır. Erol Simavi'den Dinç Bilgin'e medya patronlarının da müdavimi olduğu mekânda her ne kadar yaş ortalaması yüksek gibi görünse de, artık gençler de buraya rağbet gösteriyor. Manzara karşısında köfte, sosis ve sigara böreği yiyip içki içmek 'in'. Bir de bloody mary'yi burada içmeyi deneyin, gerçekten çok iyi yapıyorlar. Bebek'in eskitemediği diğer bir mekân da Susam. Malzemeleri görerek kendi sandviçinizi kendi isteğinize göre hazırlatabildiğiniz dükkân, 24 saat açık olduğu için özellikle sabaha karşı oldukça kalabalık oluyor.

BADEM EZMESİ VE ZEYTİNYAĞI

Badem ezmesi deyince akla ilk gelen yer şüphesiz Meşhur Bebek Badem Ezmesi'dir. 1904'ten beri açık olan ve fıstıklı ve bademli iki çeşidi olan mekânın ünü Türkiye sınırlarını bile aşmış durumda. Özellikle sosyete arasında misafirliğe giderken çikolata ya da pasta yerine buradan badem ezmesi almak makbul. Laleli Zeytinyağı'nın da semtte bir şubesi var. Beş litrelik zeytinyağlarının fiyatı 45 YTL'den başlıyor. Motosiklet tutkunları için Bebek sahil şeridinin de ayrı bir önemi var. Kaldırım üzerlerine motorlarını park edenler, soluğu kaldırım kafelerinde alıyor. Hem motorlarına göz kulak olup, hem de karınlarını doyuruyorlar. Zaten semtte La Favorita'nın hemen yanında bir motosiklet mağazası var. Spormoto'nun içinde İtalyan motosikletlerinden kasklara, tulumlarda farklı aksesuarlara kadar motosikletle ilgili her şey var.

KADINLARA ÖZEL ADRESLER...

Vakko'nun eşarp mağazası ve Yargıcı Accessories, çanta, takı, ayakkabı gibi aksesuar alabileceğiniz yerler. Ama hat, ebru gibi geleneksel Türk el sanat eserlerinden satın almak istiyorsanız, gitmeniz gereken yer Siyah İnci. Kaftanların ve yöresel el işlerinin satıldığı dükkân oldukça ilgi çekici. Ahu Yağtu'nun ikinci el dükkânı Second Chance de Bebek'te. Birçok diziye, filme ve sosyetiğe kıyafet veren dükkânda, ikinci el tuvaletler, çantalar bulmak mümkün. 20 gün önce açılan Wanlee de kadınlara özel bir butik. Yerli bir firma olan Wanlee'nin ürünlerinin satıldığı mağazadaki uzun hırkalar ve elbiseler gerçekten de orijinal. Fiyatları ise 200-300 YTL arasında değişiyor. Ayakkabılar da yine 250 YTL'den başlıyor.

BEBEK'TE ÜÇ-BEŞ TUR ATMAK

Demet Akalın şarkısında, "Sevgilimi koluma takarım, Bebek'te üç beş tur atarım," dese de, bunu yapmak sanıldığı kadar kolay değil. Çünkü trafik Küçük Bebek yokuşundan başlıyor ve sahil boyunca 'kilit' şeklinde devam ediyor. Daha doğrusu devam ediyor tabiri Bebek trafiği için yanlış bir söylem. Özellikle Bebek Yokuşu'nun çift yön olması bütün trafiği alt üst ediyor. Yan yana geçemeyen araçlar, trafiğin düğüm olmasına neden olurken, arkadan gelenler de işi içinden çıkılmaz bir hale sokuyor. Bu yüzden size tavsiyemiz, sevgilinizle Bebek'te üç beş tur atma işlemini yaya olarak yapmanız. Ne de olsa sahildeki yürüyüş yolu yenilendi, beton döşendi. Yol boyunca mısırcılar, balık tutanlar, hatta paten kayanlar, bisiklete binenler bile var. Ama buradaki yolun tek sıkıntısı çok gri olması. İnsanlar yeşil eksikliğinden yakınıyor.

MUTFAK ALIŞVERİŞİ

Bebek'teki şarküterilerde satılan ürünler de tıpkı semtin namına yakışır türden. Birçok yabancı markayı buradaki şarküterilerde bulabilirsiniz. Santral ve Bebek Şarküterisi bunlar arasında en popülerleri. Sebze-meyve alışverişi içinse Konyalı Manav var. Pasta, börek, çörek almak isteyenlerin imdadına ise Pelit ve Hacı Bozan Oğulları koşuyor. Ceremony Çiçek, gösterişli çiçek aranjmanlarıyla daha vitrinin önünden geçerken dikkat çekiyor. Ama semtin en eski çiçekçisi 1970 yılından beri hizmet veren Aydın Çiçek. Bebek Yufkacısı da semtin simgesi haline gelmiş durumda. Anadolu Yakası'ndan bile yufka almaya gelenler oluyor. Dede, oğul ve torun, üç kuşak tarafından işletilen dükkânın yufkalarının lezzeti herkesin dilinde.
Haberin fotoğrafları