kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
27 Ekim 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
Engin 'rol almıştı. Engin 'rol almıştı.

Engin Altan Düzyatan: Oynadığım en keyifli rollerden biri

26.10.2008
* 'Dantel'deki rolünüzü anlatır mısınız?
Emre karakterini canlandırıyorum. Firuze ile beraber Fransa'da bir yetimhanede büyümüşler. İkisi yol arkadaşı aslında. Ama Emre'nin Firuze'ye karşı bir ilgisi de var. Firuze ünlü bir top model olduğu zaman da birbirlerinden ayrılmıyorlar ve Emre, Firuze'nin menajeri oluyor. Aslında Firuze'nin sırlarını da saklıyor dışarıya karşı.

* Bu karakter romanda var mı yoksa bu dizi için mi yaratıldı?
Bilmiyorum, yok sanırım...

* Siz okumadınız mı romanı?
Hayır, okumadım.

* Peki, TRT'de 1984 yılında yayınlanan, dizinin yabancı versiyonunu izlemiş miydiniz?
Hayır, izlemedim. Senaryoyu okudum. 13 bölüm fragmanı okudum, o kadar.

* 'Dantel'de sizi çeken ne oldu peki?
Emre çok güzel bir karakter. Son iki işim komediydi. Keyifliydi benim için. Ama artık başka bir şeyler yapmak gerektiğini hissettim. Bu sezon gelen işlerin arasında en keyifli rollerden biriydi Emre... Çok renkli, adamın ne yapacağı belli değil. Oynaması heyecan verici. Galiba o yüzden seçtim. Hikaye de çok ilgi çekici...

İKİ TİYATRO OYUNU BİR DE DİZİ VAR
* Tiyatro çalışmalarınız devam ediyor mu?
Kasım'da 'Kürklü Merkür' devam edecek DOT'ta... Bu sene Dotbilsar'da yeni bir proje var. 'Vur/Yağmala/Yeniden' diye bir oyun oynuyoruz. 16 tane kısa oyundan oluşuyor. İngiliz tiyatro yazarı Mark Ravenhill'in oyunu. Her ay oyun çıkartacağız ve bunların hepsini 2'şer oyun halinde sahneleyeceğiz. Ve sezon sonunda da 16 oyunu arka arkaya oynayacağız. Yaklaşık 8 saatlik bir performans olacak.

* Çok uzun değil mi bir tiyatro oyunu için?
Evet, tabii... Dayanabilen dayanacak. Arada çayını kahvesini içecek. 16 oyun aslında birbiriyle bağlantılı ve bunları arka arkaya koyduğumuz zaman bir oyun çıkıyor ortaya.

* Zor olmayacak mı sizin için aynı dönemde iki oyun, bir de dizide rol almak?
Evet, zor olacak. Biraz koşturuyor olacağım. Ama ben böyle keyif alıyorum yaşamdan. Sürekli bir şeyler yaratmayı seviyorum. O yüzden mutluyum aslında halimden. Yoruluyorum ama yorulmayınca da sıkılıyorum zaten.

* Kendinize ne kadar vakit ayırıyorsunuz bu yoğunlukta?
Ayırmaya çalışıyorum. Spor yapıyorum. Tenis oynamaya başladım mesela...

* Başka neler yaparsınız çalışmadığınız zamanlarda?
Çalışmadığım zaman pek olmuyor açıkçası... Bu sene 10 günlük bir tatilim vardı, onda da memleketim İzmir'e gittim. Çeşme'de tatil yaptım. Boş zamanlarımı arkadaşlarımla geçiriyorum.

* Genç oyuncular kendilerini geliştirmek için özellikle yurtdışında oyunculuk kurslarına, workshop'lara katılıyorlar. Siz de katıldınız mı?
Bu bir gereklilik... Sadece televizyon oyunculuğu yaparsanız, oyunculuğunuz körelir...

OYUNCULUĞUN MATEMATİĞİ VAR

* Neden? Televizyonda da yapılanın adı oyunculuk sonuçta...
Televizyon oyunculuğunun bir matematiği vardır. Bir süre sonra, eğer kendinizi başka bir taraftan beslemiyorsanız elinizdeki malzeme biter. Televizyonda sizden zaten genel olarak çok farklı bir rol istenmez zaten...

* Pek çok oyuncu, para kazanmak için dizilerde oynadığını söyler. Sizin için de bu böyle mi?
Bunu kabul etmiyorum. O kadar da değil. Elbette ki para için yaptığımız bir şey ama bir yandan da bizi ayakta tutan bir şey. Hiç dizi olmasa birçok arkadaşım boşta oturuyor olacaktı. Dizi aslında bir şekilde sizi zinde tutuyor. Ne olursa olsun kameranın karşısındasınız. egzersiz oluyor oyuncu için.

* Dizi sektöründe yüksek rakamlar dönüyor. Bir oyuncunun dizilerden zengin olması mümkün mü?
Mümkündür tabii ki bilmiyorum. Oyunculuğa yeni başlayan biri için çok fazla meblağlar kazanmak mümkün değil. Sadece geçiminizi sağlarsınız, o kadar. Ama isminiz bilinirse, aranan bir oyuncu olursanız iyi paralar kazanabilirsiniz.

* Siz artık aranan birisiniz sanırım...
Evet, benim için 'o zaman' geldi artık...