kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
14 Ekim 2008, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
MELİHA OKUR

Türkiye ne yapmalı!

Küresel finans kriziyle birlikte Türkiye çok farklı bir sıkıntı yaşayacak. Peki bu konjonktürde Türkiye ne yapmalı?
* Vakit kaybetmeden reel sektör ile finans sektörü arasında bir köprü oluşturmalı.
* Tüm sivil toplum kuruluşlarının içine alınacağı bir "Kriz masası" kurulmalı.
* Merkez Bankası tıpkı ABD'de olduğu gibi çalışmalı!
Sakın yanlış anlamayın.
Merkez Bankası sorun olduğu için değil, sistemi sağlıklı çalıştırma adına devreye girmeli. Önce bankaların sermaye yapısını güçlendirmeli. Arkasından bankaların reel sektöre verdiği kredilerdeki kısıtlama oranını aşağı çekmeli. KOBİ'leri desteklemeli.
Çünkü Türkiye üretmek zorunda. Büyümek için üretmeye ihtiyacı var. Ekonomisi KOBİ ağırlıklı.
Kabul edelim ki, daralan ekonomiler etnik ve dini bakımından ayrılıkçı hareketleri tetikler.
Bu durum Türkiye açısından sorun yaratır. Dünyanın jandarmalığına soyunan, istikrar adına birçok olaya siyasi ve askeri anlamda müdahale eden ülkelerin şu sıra ne nakitleri ne de vakitleri var!
Ancak ciddi bir stratejileri olduğu kesin. Birleşmiş Milletler'in 5 daimi ülkesi hep savaş ortamlarında büyüyor!
Diyelim ki; finans krizinin göbeğindeki ABD, İran'a bir operasyon yaptı. Ortalık birbirine girer. Ama 5.4 trilyon doların park ettiği Körfez sermayesi de bu durumda güvenli liman ABD'ye gider. Senaryolarla işim olmaz. Fakat bu konu göz ardı edilmeyecek kadar hassas!