kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Saldırganların asıl hedefi Salih Gevence'ydi (gözlüklü) .

Türkiye'nin karanlık 'Bahçe'sinde 30 yıl

NUH KÖKLÜ
03.10.2008
8 Ekim, 12 Eylül öncesinin en vahşi toplu cinayetlerinden birinin, Bahçelievler katliamının 30. yıldönümü. Dava hukuki olarak sonuçlandı. Ancak davada adı geçen Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, İbrahim Çiftçi gibi isimler hem başka siyasi cinayetlere, hem de derin devlet operasyonlarına bulaştı..
Tarih 8 Ekim 1978, saat 20:00. Erzurum'dan tanışan Haluk Kırcı ile Ülkü Ocakları Derneği (ÜOD) Emek bölge sorumlusu ve aynı zamanda Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ankara İl İkinci Başkanı Mahmut Korkmaz'ın kaldıkları Bahçelievler 17. Sokak'taki bir apartmanın bodrum katında, aralarında büyük reis Abdullah Çatlı'nın da yer aldığı bir toplantı vardı. Plan gözden geçirildi, 5-6-2 sayıları şifre olarak belirlendi. Planın gidişatından emin olmak için 'İdi Amin' lakaplı Haluk Kırcı, iki sokak ilerdeki 56/2 numaralı apartmana tekrar gönderildi, aradıkları kişiler ordaydı, hareket zamanıydı. Çatlı'nın emriyle Ercüment Gedikli, yakınlardaki Dadaş Kahvehanesi'ne gönderildi ve ardından Ömer Özcan ve Duran Demirkan adlı iki ülkücüye gözcülük yapacakları bildirildi.

SAAT 22.00
Ömer Özcan, sokağın başındaki trafonun dibinde, Demirkan ise apartman girişinde gözcülük yapıyordu. Renault marka arabanın içinde ise Abdullah Çatlı eylemi izliyordu. Eylemin yapılacağı eve önce Gedikli girdi. İçeride Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi beş kişi vardı: ODTÜ Elektrik Bölümü'nden Serdar Alten, Ankara Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi'nden Hürcan Gürses, İktisadi Ticari İlimler Akademisi'nden Efraim Ezgin, Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü'nden Osman Nuri Uzunlar ve aynı okuldan 20 yaşındaki Latif Can. Saldırganlar ne evde beş kişi olacağını biliyorlardı ne de tarifi önceden verilmiş olan iki kişinin orada bulunmayışından haberdarlardı. Elleri arkadan bağlanan beş öğrenci sorgulanmaya başlandı ve Haluk Kırcı duvardaki resme bakıp Faruk Ersan'ın nerede olduğunu sordu. Katliam sanıklarından Ercüment Gedikli'nin daha sonraları söylediğine göre asıl hedef, Erzan ve o an evde olmayan Salih Gevence'ydi. Saatler süren sorgu ve işkenceyle beş öğrenci öldürüldü ve eve sonradan gelen Gevence ve Erzan'ı da yanlarına alan saldırganlar Ankara dışına doğru yola çıktılar.

9 EKİM SAAT 10:00
Cumhuriyet gazetesi muhabiri Işık Kansu önce katliamın yapıldığı eve baktı, ardından da 'Eskişehir yolunda iki kişinin cesedi bulundu' ihbarıyla verilen adrese gitti. Telle boğulan iki kişinin kafalarına kurşun sıkıldığını gördü. Ancak bir mucize gerçekleşmiş, boğulup kurşunlanarak öldürüldüğü sanılan iki kişiden Serdar Alten ölmemişti. Serdar Alten hastaneye kaldırılıp ilk ifadesi alındığında gerçek ortaya çıktı: Planlı ve organize bir katliam gerçekleştirilmişti ve tesadüfi bir şekilde bütün deliller ortadaydı. Alten'in 'koca kafalı' olarak tarif ettiği Mahmut Kormaz'dan, 'uzun boylu' Ercüment Gedikli'ye hatta arabanın içerisinden "Aradıklarımız bunlar değil," diyen Abdullah Çatlı'ya kadar herkes teşhis edilmişti. Alten, bu ifadeyi verdi, ancak ağır yaralıydı ve hastanede 10 gün içinde o da öldü.

5 EKİM 2008 PAZAR
Bahçelievler katliamının üzerinden 30 yıl geçti. Katliama katılan Kürşat Poyraz hariç herkes cezalandırıldı. Poyraz hiç yakalanmadığı için zaman aşımından yararlanıyor. Aslında Bahçelievler'de işlenen katliamın etkisi her daim taze kaldı. Abdullah Çatlı, devletin üst makamlarından aldığı pasaportlarla rahatça dolaştı, Haluk Kırcı iki kez yanlışlıkla tahliye edildi, Doğan Öz, Kemal Türkler gibi 1980 öncesinin önemli suikastlarının kilit isimleri Bahçelievler'de de ortaya çıktı. Aynı isimler 1980 sonrası MİT'in ASALA'ya karşı yaptığı operasyonlarda, mafyayla devletin iç içe geçtiğinin en açık ifadesi olan Susurluk kazasında da sahnedeydi. Öldürülen yedi gencin ailesi ise o günleri kara bir gün olarak hatırlarken, arkadaşları ise Bursa'da, Çorum'da, Kırklareli ve Ankara'da düzenleyecekleri anma töreniyle 30 yıl önce yaşanan katliamı unutmadıklarını gösterecekler.
Haberin fotoğrafları