kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

NATO'nun kalbinde iki gün

BARIŞ ERDOĞAN
03.10.2008
NATO, bünyesine yeni katılan ülkelerle birlikte 2009'da 60. yılını kutlayacak. Afganistan müdahalesini de yapan kurulu., hâlâ kamuoyunca yeterince tanınmadığını dü.ünüyor.....
"Nato'ya karşı savaşmak için askeri akademide iyi bir eğitimden geçtim, şimdi NATO'nun içinde çalışmaktan ve sizlere bu brifingi vermekten çok mutluyum." NATO'nun toplantı salonunda uluslararası gazeteci topluluğuna böyle sesleniyordu eski bir Demirperde ülkesinden gelen subay.
Dağılan Varşova Paktı ülkeleri bir bir NATO şemsiyesi altına girerken, 60. yaşına girmeye hazırlanan teşkilat kendini kamuoyuna yeterince tanıtamamaktan yakınıyor. Bu amaçla BD NATO Misyonu 14 ülkeden gelen 15 gazeteciye iki gün boyunca NATO tesislerinde bir dizi brifing verdi. İlk günkü brifing yerimiz ittifakın Brüksel'deki siyasi karargahındaydı. Sivil bürokratların görev aldığı bu karargahta NATO'nun siyasi hedefleri, stratejisi belirleniyor. Tesislere geldiğimizde kayıt cihazları, cep telefonları ve fotoğraf makinelerinin kapıda güvenliğe teslim edilmesi rica edildi. Görünürde bu, bir çeşit sansür gibi algılansa da isimlerinin yazılmayacağının verdiği rahatlıkla muhataplarımız olayların perde arkasını 'özgürce' anlattılar.

KÖTÜ HABER MANŞET OLUR
Brifinglerin konusu ne olursa olsun, gazetecilik merakımız öncelikle NATO'nun Afganistan'da üslendiği operasyonlara özellikle de sivil ölümlerine odaklanıyordu.
Zira sadece geçtiğimiz yıl İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) raporuna göre 321 sivil, NATO ya da ABD bombardımanı sonucu hayatını kaybetmişti. Ancak NATO'daki üst düzey sivil bir yetkili, Afganistan'da sivil halkın güvenini kazandıkları fikrinde: "Kötü haberler hemen manşet olurken, iyi işler medya tarafından görmezlikten geliniyor." Zira NATO Uluslararası Destek Güvenlik Gücü'nün (ISAF) komutasını aldığı son beş yılda uyguladığı sosyal programlar ve altyapı çalışmalarıyla yepyeni bir Afganistan yarattığı iddiasında. NATO'da aktarılan kaçınılmaz olarak, dünya kamuoyunda hala tartışılan bu askeri müdahalenin insani yönünü vurgulamak oluyor. Bu nedenle halkın yaşam koşullarının iyileştirilmesi için yapılanları dinliyoruz.
ISAF bugüne kadar tam 1080 sivil-askeri ortak projeyi hayata geçirdi. ABD'nin Afganistan'a müdahale ettiği 2001 yılında sadece 50 kilometre otoyol olan ülkede bugün tam 4 bin kilometre otoyol var. 20 bin tane köyün altyapı sorunları çözüldü. Yaş ortalamasının 17.5 olduğu ülkede iki bin okul eğitim ve öğretimin hizmetine sokuldu.
Taliban döneminde sadece 1.5 milyon erkek çocuğun medreselerde eğitim gördüğü ülkede bugün 6.5 milyon öğrenci okula gidiyor üstelik bunların 1.5 milyonu kız çocuğu. Beş yıl önce Afgan toplumumun yüzde 8'i sağlık hizmetlerine ulaşabilirken bugün bu rakam yüzde 80'nin üzerinde.

ASKERE SİYASİ SORU YASAK
Gezinin ikinci günkü durağı Brüksel'in biraz dışında, Mons'da yer alan NATO'nun askeri karargahıydı. Sivil karargahtaki kanunlar aynen burada da geçerli. Kayıt, telefon vs. yasak. Karargah içinde bulunan sosyal tesisler, subaylar için inşa edilmiş tek katlı evler nedeniyle bir tatil kasabasını andıran SHAPE'i askerler kendi aralarında Super Holiday After Public Expense (Kamu harcamalarından sonra süper tatil) olarak esprili bir şekilde adlandırıyor.
Askerler Afganistan harekatını stratejik olarak doğru buluyor. Genel görüş "Biz Afganistan'a gitmeseydik, Afganistan bize gelecekti. El Kaide'yle, Taliban'la Lizbon'da, İstanbul'da savaşmaktansa Afgan topraklarında savaşmak daha doğru," şeklinde. Askeri karargahın en büyük sıkıntısı ise ittifak üyesi ülkelerin çatışma bölgelerine yeterince birlik göndermemesi. NATO bu açığı, iki haftada toplam bin yüz kişiyi Afgan Ulusal Ordusu'na kazandıran Kabil Askeri Talim Merkezi sayesinde kapatmayı umuyor. Ordunun yanında Afgan Polis Teşkilatı da taşrada güvenliğin tesisi için önemli bir aşama kaydetti. Hükümetin taşrada meşruluğunun simgesi olan polis ne yazık ki henüz bir ulus mantığına tam ulaşmış değil. Polis memurlarının kendi aşiretlerini kayırmaları Afganistan'da hala çözülmesi gereken bir sorun.
Haberin fotoğrafları