kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Ekim 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
KARTAL GÖZ (Eagle Eye) Tür: Macera Yönetmen: D. J. Caruso Oyuncular: Shia LaBeouf, Michelle Monaghan, Rosario Dawson, Billy Bob Thornton, Cameron Boyce, Anthony Mackie, Jeff Albertson Süresi: 118 dakika

Sizin telekulak hazretleri nasıllar?

ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR SİNEMA
02.10.2008
Kartal Göz, bütün siyasal doğruculuk sosuna karşın 11 Eylül ideolojisinin filmi olmaktan kurtulamıyor. Spielberg'in yapımcılığını üstlendiği film, popcorn bir eğlencelik..
Bu haftanın yenilerinden 'Kartal Göz', politik gerilim filmi kıvamında başlıyor, dolayısıyla komplo teorileriyle hızlanıyor, paranoya yükseliyor ve sonuçta ülke güvenliği adına gözden çıkarılan kişisel özgürlük ve haklar üzerine mühim uyarılar yaptığına dair bizi ikna etmeye çalışıyor. Bu mevzu nasıl sadece filmin yapıldığı ABD'yle değil, bizim vahim gündem başlıklarımızla da pekala benzerlik taşıyorsa, vatandaşı kafakola alarak dikkatini esas konudan başka yere çekmek için türlü aksiyon numaralarına başvurma refleksi de aynı benzerliği hatırlatıyor. Bunun için başrollerde Hollywood'un yeni aksiyon jönü Shia LaBeouf ile yeni hoş kadın Michelle Monahan var zaten. Bu iki sıradan ve masum güzel insan kendilerini bir anda yanlış anlaşılmalar silsilesi içinde buluyor (Hitchcock!) ve terörist olarak bir numaralı devlet düşmanı ilan ediliyor. Bu ölüm kalım koşuşturmasında cep telefonundan onlara sürekli talimatlar yağdıran bir kadın sesinin varlığı aksiyonu tetikliyor. Telefonu fırlatıp atsan da kurtuluş yok, 'büyük birader' misali her yerde gözü var! George Orwell'ın (1984) kulakları çınlasın, bu otoriter sesin kaynağı herşeyi dinliyor, gözlüyor, trafik ışıklarından kredi kartlarına kadar her bir şeyi kontrol edip yönlendirebiliyor, gerekirse öldürüyor. Niyeti bizimkilere yardımcı olmak mıdır yoksa balta mı, bu da entrikanın 'kilit' noktası güya. Gösterişli efektlerle süslü öyküde mantık aramamanız sağlanıyor. Steven Spielberg'ün yapımcı olduğu bu gülünç senaryo, 'Terminatör' numaralarından medet umuyor. Biz de paranoya ararsak 11 Eylül sonrası resmi ideolojinin 'siyaseten doğruculuk' kisvesi altında artık sincice dikte ettirildiği filmlerin son örneği diyebiliriz. Oysa ilk bakışta, mühimsediği bir kaç mesajını insanlık alemini (seyirciyi) fazla sıkmamak adına popcorn sineması türüne sıkıştırmış bir eğlencelik olarak görünüyor.

TERÖR PİYASASINA SUNULUR
Nitekim filmin başında uydu ile Afganistan'da hedef bulan Pentagon'un asker yetkilileri ile sivil otoriteler arasında ahlaki bir tartışma yaşanıyor. Çünkü terörist olduklarından emin değiller, üstelik bilgisayar analizleri de uyarıyor, 'yapmayın!' diyor. Ama ABD halkının güvenliği adına sivil Afganları harcama, yani hedefi vurma kararı alınıyor. Yani sanırsınız ki Hollywood'un liberal kanadı sizin de vicdanınızı sızlatan bu can alıcı noktaya temasla ünlü 'robotluğun üç kuralı'na isyan etmiş, efendisine başkaldırıyor. Ama bilakis vicdanınızın her an kontrolden çıkabilir hatta iyiniyetinizin mevcut otoriteyi mumla aratacak denli yıkıcı kararlara yol açabilir bir şey olduğu duyurtuyor aslında. Filmde birara FBI ajanı Billy Bob Thornton, gariban Shia'ya "şimdi terörizm piyasasında iş yapmak için kötü bir zaman" diyor. Biz de Spielberg'e aynı öğüdü versek yeridir.