kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
13 Eylül 2008, Cumartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Böyle kirli pazarlık olmaz

Giriş Saati : 13.09.2008 14:29
Güncelleme : 13.09.2008 22:09
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AKP Beyoğlu İlçe Kongresi'nde konuşma yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'deki Deniz Fener Derneği'nin hesaplarının İçişleri Bakanlığı tarafından devamlı incelendiğini söyledi. Erdoğan, "Varsa yanlış yapan cezasını çeker. Ama buna karar verecek mahkemelerdir, gazete sayfaları değil." dedi. Erdoğan, Aydın Doğan grubunun yalan ve taraflı haber yapmaya devam ettiğini savundu.

*FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...

Partisinin Beyoğlu İlçe Kongresi'nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'daki Deniz Feneri e.V davası ile Türkiye'de faaliyet gösteren Deniz Feneri Derneği'ne ilişkin iddialara değindi. Türkiye'de faaliyet gösteren Deniz Feneri Derneği'nin İçişleri Bakanlığı tarafından denetlendiğini söyleyen Erdoğan, "Varsa yanlış yapan elbette cezasını çeker. Yardım derneğinde yolsuzluk iddiası çok ciddi bir iddiadır. Ancak bu kararın verileceği yer; mahkemeler olmalıdır, gazete sayfaları değil. Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği'nin faaliyetleri İçişleri Bakanlığı tarafından denetleniyor. Derneğin son 3,5 aylık hesapları incelenmiştir, bundan sonra da incelenecektir." diye konuştu.

"Medya patronları, hem hakim hem de savcı gibi davranıyor, yargısız infazlar yapıyorlar." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü; "Böyle bir saldırı kampanyasına muhatap olduk. Tek taraflı iddialar ile kişilik haklarıma saldırıldı. Aydın Doğan'ın 5 gazete ve 3 televizyonu top yekün bir iftira kampanyası yürüttü. Ben derdini biliyorum. Bu iftiraları ispatlayamadı. Alman Mahkemesine baskı yaptığımı Alman savcısı yalanladı. Yardım için toplanan paraların bana elden verildiği iftira olduğu kanıtlandı.

Başbakanlık makamına böyle ağır bir iftira atılır mı? Kimsenin buna haddi yoktur. Bana elden herhangi bir paranın verilmesi söz konusu değildir. Başbakanlık'ın yardım hesabına yatırılan paranın sahibini de tanımam. Tsunami ile ilgili gelen her kuruş Kızılay aracılığıyla Açe'ye gönderilmiştir. Bu para yaklaşık 21 milyon dolar civarındadır. Bunların hepsinin kayıtları mevcuttur. Oralarda konutlar, okullar yaptırılmıştır. Sadece Açe değil, Sri Lanka'ya da yardımlar gitmiştir. Şimdi soruyorum size; Doğan medyasında bu gerçeklerin yer aldığını gördünüz mü? 5 gün bekledim ama düzeltmediler, yalan ve iftiralara devam ettiler. Maaşlı silahşörleri sözlerimden rahatsız olmuş. Biz buraya Aydın Doğan'ın desteği ile değil, halkın desteği ile geldik."

Aydın Doğan'ın kendisine mektup gönderdiğini söyleyen Erdoğan, "Mektubunda iş adamı ve yayıncı şapkasının olduğunu söylüyor. Sayın Aydın Doğan, yayıncı şapkası ile iş adamı şapkasını bir birine karıştırma. Yayıncı kimliğini kullanarak çıkar sağlamayı umuyor. Ama biz herkese eşit muamele ediyoruz." diye konuştu.

"AYDIN DOĞAN'IN VERDİĞİ CEVAPLARDAN KENDİ YAZARLARI DA MEMNUN DEĞİL"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta Aydın Doğan hakkındaki sözlerine Doğan'ın verdiği cevaptan kendi yazarlarını da memnun olmadığını söyledi. Erdoğan, "Kendi kanalında çıkmış bana cevap veriyor. Tutuşturmuşlar eline soruları, ona cevap veriyor. Cevaptan memnun olmayan yazarlar da yine sipariş yazılar yazmaya devam ediyor." dedi.

Partisinin Beyoğlu İlçe Kongresi'nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Doğan Medya Grubu'na sert eleştiriler yönetti. Aydın Doğan'ın kendisine verdiği cevaptan kendi yazarlarının da memnun olmadığını ifade eden Erdoğan, "Kendi kanalında çıkmış bana cevap veriyor. Dedim ya; bozacı-şıracı meselesi. Tutuşturmuşlar eline soruları, ona cevap veriyor. Cevaptan memnun olmayan yazarlar da yine sipariş yazılar yazmaya devam ediyor. Yalan ve iftira devam ediyor. Genç yaşta Kasımpaşa'dan Güneysu'dan çıkarak Başbakan olmamızı takdir etti.

Sağ olsun ona çok ihtiyacımız vardı. Bizim cevap hakkına saygımız var. İftiralara yönelik cevaplarımı yayınlamadılar. "Uluslararası bir medya kuruluşu güya bana ültümatom çekmiş bana. Kendi oluşturdukları kimsenin kabuletmediği bir basın konseyi. Biz de bazen katılmıştık, sonra gördük ki sadece doğan grubuna hizmet ediyor. Başbakan 'ültimatomunu geri çeksin' diyormuş. Bu kuruluşun ilk toplantılarına biz de gittik. Kuruluşun amacının Doğan grubuna hizmet etmek olduğunu anlayınca artık gitmedi, çünkü toplantılara sadece kendi basın organları katılıyordu." şeklinde konuştu.

"Yolsuzluğun yalanı bize ağır gelir" diyen Erdoğan, "Bizim mezhebimiz böyle geniş değil, karnımız da sizin kadar geniş değil. Bulursanız yanlış bir iş, delili ile ispatlayarak ortaya koyacaksınız, biz de gereğini yaparız. 5 gün bekledik. Gerçekten samimi olsaydınız cevap hakkı tanırdınız. Medya terörü estirmeye devam ettirdiniz. Bizi başkalarına karıştırmayın! kuru gürültüye pabuç bırakacak değiliz, geçti o günler. Siyaseti susturmak isteyenlere biz gereken cevabı veriyoruz. Sen de nasibini al. Kimse sana cevap veremeyecek. Böyle tek taraflı özgürlük, bağımsız gazetecilik mi olur?" ifadelerini kullandı.

Doğan Medya grubu yazarlarını da eleştiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü; "Kalemşörlere bir sözüm var; Tarafsız ve bağımsız olmak demek, patronunuzun çıkarlarından da bağımsız olmak demektir. Siz bağımsız olsaydınız, kağıt kaçakçılığı iddialarını da sorgulamanız gerekmez mi? Bu iddialar haber değil mi? Hilton Oteli'ne imar rantı da mı haber değeri taşımıyordu? Buna müsade etmediğimiz için aleyhimizde kampanya başladı. Belediye başkanımla da görüştü. Oradan da kapı kapandı. Bunlar daha önceki siyasetçileri köşeye sıkıştırdılar, daha sonra isteklerini sıraladılar. Onlar da 'ne istiyorsunuz?' derdi.

Şimdi biz 'verdim gitti' demiyoruz. 'Tüyü bitmemiş yetimin hakkı var' diyoruz. Allah'tan Türkiye'de bağımsız gazete ve televizyonlar da var. Sindiremedikleri medyaya 'yandaş medya' diyorlar. Allah'tan özgür bir medya var da; şıracı-bozacı tezgahı bozuluyor. RTÜK ile çıkar ilişkiniz olacak RTÜK Başkanı'nı hedef alacaksınız, SPK'da dosyanız olacak SPK'ya vuracaksınız, belediyeye saldıracaksınız, hükümet aleyhine kampanya başlatacaksınız. Basın özgürdür ama basının da tabi olduğu kurallar vardır. 5 gazete, 3 televizyon ile yaptığınız yargısız infazlar ortada. Artık çıkar çelişkisinden kurtulun."

Doğan Medya grubunda Deniz Baykal'ın Antalya'daki arazisine ve eşinin mal varlığına ilişkin haberlerin yer almadığını söyleyen Erdoğan, "Hakkınızdaki kağıt kaçakçılığı konusunda SPK savunmanızı istemiş, bunları niye yazmıyorsunuz? Baykal ile bir birinizin avukatlığını yaptığını söylüyorsunuz. Aranızda nasıl bir ittifak var? onu açıklayın. SPK Başkanı'nıa Doğan'ın bir yazarı Vatan Gazetesi için baskı yaptı mı? buna cevap verin. Haksız taleplerinizi karşılaşaydım şimdi bunu konuşuyor olur muydum. Haksız bir talebinize olumlu cevap alamayacaksın sayın Doğan. Milletimizin emanetine ihanet etmedim, etmeyeceğiz.

(CİHAN)