kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
2 Eylül 2008, Salı
Sabah
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

İnsanlık doğal felaketleri çabuk mu unutuyor?

KASIRGA VE SEL.
Bu düzen böyle kurulmuş işte.
"Gücü yeten yetene" düzeni bu.
Amerika Irak'ın, Rusya Gürcistan'ın egemenliğini yok sayabiliyor.
Derken bakıyorsunuz, doğa öfkelenince herkes hizaya gelip, felaketlerde eşitleniveriyor.
Dün dünyanın en gelişmiş toplum kesimlerinin yaşadığı ABD'nin Lousiana bölgesindeki milyonlarca insan, yaklaşan Gustav Kasırgası'ndan kaçmaya çalışıyordu.
Dün dünyanın en yoksul toplum kesimlerinin yaşadığı Hindistan'ın Bihar bölgesindeki milyonlarca insan da, sel baskınına kurban olmamak için kaçışmaktaydı.
Dünyanın iki süper gücünden biri olan Sovyetler Birliği'nin Ermenistan'daki deprem felaketi karşısında nasıl çaresiz kaldığını hatırlamıyor musunuz?
Veya bizim 1999 Ağustos depreminin meslek, fakir-zengin, asker-sivil ayrımı yapmadan 40 bini aşkın insanımızın canını nasıl aldığını unuttunuz mu?
Bakın işte... 2005 Ağustos'unda Katrina Kasırgası'nın vurduğu New Orleans kenti, bir hayalet şehre dönüşmüştü.
Dün New Orleans yine aynı durumdaydı.
İnsanlık nedense, ders almamak üzere oluşturmuş belleğini.
Kızılay'ların, Kızılhaç'ların varlık felsefeleri belki bir gün insanlığın yükselen değerleri olacaktır. Devletler askeri güçleri ile değil, dayanışma ve işbirliğine ağırlık veren yapıları ile dünya platformunda rekabet edeceklerdir.
Belki bir gün Boğazlar'dan Karadeniz'e g eçiş savaş gemilerinin haberlerine değil, bu denizi temiz bir barış denizi olarak korumak için gövde gösterisi yapan araştırma gemilerinin haberlerine konu olacaktır.
Siyaseten çizilmiş sınırlar, coğrafi haritalarda da, yeryüzü topraklarında da gözle görülemiyor.
Ancak doğal felaketler patlayınca insanlık büyük gerçeğin ne olduğunu hatırlıyor.
Bakarsınız bir gün depreme, sele, çığa kurban olmadan ortak kaderimizi hatırlarız.