kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Ağustos 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Dini afyonlaştırmak ve ticaretini yapmak!..

"Yazınızı ve alaycı üslubunuzu beğenmedim" diyor okur Pelin Kozan..
"Din afyondur" düşüncesinin gösterisiymiş yazdıklarım..
Hayır.. Böyle bir düşüncem yok.. Olamaz da.. Ben Kilis Müftüsü Muharrem Efendi'nin torunuyum. Dünyanın sayılı İslam ulemalarındandı. Arabistan'dan heyetler gelirdi, çocukken evimize.. Dedemden görüş almak için.. Öylesi..
Muharrem Efendi, çağının ötesinde bir din adamıydı.. Bana dinimi o öğretti. İnançlı bir Müslüman olarak yetişmemi o sağladı..
Babam da, aydın bir Cumhuriyet Subayı olarak, dindar bir Müslümandı. Bizim evde "İnanç" kutsaldır.
Ama bugün mesele inanmak değil.. İnançları oya çevirmek.. Dini siyasete alet etmek.. Din ticareti yaparak oy toplamak..
Dedem de, babam da, ben de, tüm ailemiz, işte buna hep karşı olduk..
Din Tanrı ile benim aramdadır. İnançlarım sadece beni ilgilendirir.
"Dinci nedir" diyorlar.. Söyleyeyim..
Dindarı başımda taşırım. Dinciden nefret ederim.
Dinci, adı üstünde dinin ticaretini yapan adamdır. Ayakkabıcı, karpuzcu gibi.. Dini afyonlaştıran, çocuğu öldürülen babaya "Allah verdi, Allah aldı" dedirten odur.
İnancın ticareti yapılmaz. İnsanların inançları maddi, manevi hiçbir türlü menfaat konusu olamaz.
Pelin, 17 çocuğu ölüme gönderen cinayet için "Hazreti Cebrail'in, Uhud muharebesine çıkmak üzere olan Resulü Ekrem Efendimize bir zırh daha giymesini söylemesi bize tedbirde kusur etmeme adına bazı mesajlar vermeli ve misal teşkil etmeli değil midir" diyor..
Peki ben ne diyorum Pelin?.. Biz ne diyoruz?..
Bunca ihmal, bunca sorumsuz davranış sonucu 17 çocuğumuz ölmüşse buna "Kader.. Allah verdi, Allah aldı.. Onlar şehit oldular" denebilir mi?.
Ölen çocukların babaları öyle diyor Pelin.. Niye?..
Bu cinayetlerin sorumlusu kim?.. Araştırılmayacak mı?..
Hayır..
Bugüne dek, bir, tek bir sorumlu çıkmadı ortaya.. Görevini ihmal eden, yapmayan, bile bile yapmayanlar hakkında en küçük işlem yapılmadı..
Rezilliklere bakar mısınız?..
Orada bir yasal kursu Diyanet İşleri Başkanlığı açmış.. İlgisizlikten kapanmış.. Güya!.. Sonra bu kaçak kursu, devrim yasalarıyla yasaklanan bir tarikat açmış.. Ona ilgi büyük.. Niye?..
Bu hikâye size inandırıcı geliyor mu?. Bu konu araştırma gerektirmez mi?
Kızlar bu kursa, bir babanın iddia ettiği gibi "Bedava yemek veriyorlar" diye yollandılarsa, bu daha büyük bir facia değil mi?.
Eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç'ın söylediği gibi, Kaçak Kurs açmanın cezası 3 yıldan bir yıla indirilerek, yani "Tutuksuz yargılanma ve tecil yolları açılarak" yasadışılık teşvik edilmedi mi?.
Yörenin Müftüsü "Bu kaçak kursu denetlemekten çekindim. Çünkü Süleymancıların üzerime gelmesinden korktum" diyor..
Bu korkunç itirafın üzerine gidilmez mi?.
Bina çürük.. Bina kaçak.. Kurs kaçak.. Pansiyon kaçak.. Açanlar anayasa suçlusu.. Yani doğru olan tek şey yok.. Sonunda 17 ölü var.. Ama sorumlu yok..
"Ben sorumluyum" diyen yok.. "Sorumlu ayağa kalk" diyen yok..
Kaymakam.. Vali.. Emniyet Müdürü.. Belediye Başkanı.. Müftü.. Milli Eğitim Müdürü.. İlgili bakanlar..
Devlet adına bu işi denetlemesi gereken her kişi, kurum, makam göz yummuş.. Niye yummuş sebep belli..
Din ticareti var işin içinde.. Oy var.. Çomak sokarsan, AKP kadrolaşması içinde işin biter..
Müjdat Gezen'in, Doğan Canku'nun sanatçı yetiştirmek için açtıkları okullar yüzünden başlarına gelenler roman olurken, bu kaçak kursun, kız çocukları kursunun niye dağ başında açıldığını merak eden bile yok, olacak şey mi?..
Nazlı Hanım "Burada Kuran eğitimi verilmeseydi, tüp patlamayacak mıydı" diyor..
Mesele o mu, Nazlı Hanım?.. Mesele o mu?..
Bu sorumlulardan biri, tek bir tanesi görevini yapsa, tek bir tanesi "Burası yasa dışı bir yer kapatın" dese, o 17 çocuk bugün hayatta olacaktı..
Mesele bu Nazlı Hanım.. İhmal yüzünden ölen 17 can bugün hayatta olacaktı. Mesele bu!.. Daha ne olsun?...
Orada İngilizce kursu olsa, çoktan kapatılmıştı. Bale kursu olmazdı, açılamazdı bile..
Din olunca konu ve de bu kadrolaşmacı iktidar işin başında olunca, hiç kimse dokunmaya cesaret edemedi.
Mesele bu..
Sonra patlama.. Sonra 17 ölü çocuk.. Sonra kader..
17 ölü çocuğun sorumlusu kader bu ülkede.. Başkası değil!..
Halkımın kaderine bakar mısınız?.
Pisi pisine ölmek ve öldüğüyle kalmak..
Demokrat (Sevsinler) medyam dahil kimsenin neden öldüğümüzü arama gereği bile duymayacağını bilerek..