kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Ağustos 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MAHMUT ÖVÜR

Farkında mısınız TBMM devre dışı kaldı

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, AK Parti kapatma kararını açıklarken uzun ve aynı zamanda insanların yüreğini ağzına getiren bir konuşma yaptı.
O konuşmanın en çarpıcı yanı da siyasi partilere yönelttiği eleştiriydi. Kılıç şöyle diyordu:
"Çağdaş demokratik ülkelerle olan beraberliği sağlama adına yapılması gereken anayasal ve yasal değişiklikler yapılmayıp, ne zaman ki bir siyasi parti kapatma davası gündeme gelir o zaman bu kuralların değişmesi gerektiği çok canlı ve hızlı bir şekilde tartışılmaya başlanır. Oysa bunun böyle olmaması gerekir."
Başkan Kılıç çok açık biçimde siyasi partilere "Uzlaşarak anayasayı ve siyasi partiler yasasını değiştirin" diyordu.
Başkanın bu açıklaması toplum tarafından da doğru karşılandı. Gerçekten de başta AK Parti olmak üzere, siyasi partiler yıllardır tartışılan bu değişimleri gerçekleştirmek için ortak bir zemin yaratamadı.
Peki, bundan sonra yaratabilirler mi?
AK Parti'nin kapatılmamasının yarattığı umut, en azından bundan sonra bu değişimlerin yapılabileceğini gösteriyor.
Toplumun beklentisi de bu yönde...
Ancak görünen o ki, AK Parti'nin bu kapatılma girişiminden ne kadar ders aldığı bilinmese de, CHP'nin yeni bir anayasa yapma girişimine sıcak bakmayacağı çok açık.
Geriye MHP ile DTP kalıyor.
Onların desteğini almanın ise yeterli olmadığını "Türban" yasasıyla gördük.
Peki, ne olacak?
AK Parti'nin bundan sonraki yol haritası bilinmediği için kimse somut bir şey söyleyemiyor. Ama tüm bu varsayımları devreden çıkartan başka ilginç bir nokta var.
Yaklaşık bir buçuk ay önce Aktüel dergisinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın bir söyleşisi çıktı. Henüz kapatma kararının açıklanmadığı o günlerde Fırat'a, Aktüel muhabiri Mehmet Korkmaz şu soruyu soruyor:
"Kapatma davasından önce partiniz Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklik, mal bildiriminde şeffaflık ve TBMM'de siyasi etik komisyonu kurulmasını da kapsayan demokratikleşme paketi üzerinde çalışıyordu. Bu çalışmalar hala sürüyor mu?"

Anayasayı kim yapar?
İşte Fırat'ın cevabı; dikkatli okumakta yarar var:
"Türkiye'de siyaset çok hızlı akıyor. Bugün artık demokrasinin daha da kökleştirilmesiyle ilgili yasal değişikliklerin yapılması gündemde değil. Çünkü Siyasi Partiler Yasası'nda yapılacak değişiklikler, anayasa değişikliğini gerektirir. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin aldığı son kararla, TBMM'nin anayasanın kendisine verdiği 132. maddedeki yetkiyi kullanması artık mümkün gözükmüyor. Aslında anayasa yapma yetkisi de bu kararla Meclis'ten alınarak yargıya kaydırılmıştır. Dolayısıyla Türkiye'de demokrasi yönünde bir değişim beklemek çok zor. Öncelikle anayasa yapma yetkisinin kime ait olduğu konusunun yeniden belirlenmesi gerektiği kanısındayım."
Dengir Mir Mehmet Fırat hukukçu kökenli bir siyasetçi.
Çok açık biçimde "TBMM'nin devre dışı kaldığını" söylüyor. Yani AK Parti'yi kurtardık, ama TBMM gitti.
Peki, bu ne demek?
Bunun anlamı şu: AK Parti önümüzdeki yasama döneminde Meclis'te hiçbir yasa değişikliği yapamaz. Bu nedenle 2008'in AB yılı olması da havada kalıyor.
Bunun tek çaresi var.
O çareyi de Fırat şöyle anlatıyor: "AK Parti'nin tek başına bu sorunu çözmesi mümkün değil. Başta CHP ve MHP olmak üzere, Meclis'teki siyasi partiler bu sorunun var olduğunu kabul ediyor, ancak çözüm konusunda samimi olmadıklarını da itiraf ediyorlar."
Kim bilir belki de Anayasa Mahkemesi bu gerçeği bildiği için AK Parti'yi kapatmadı.
Doğrusu önümüzdeki siyasi süreci şimdi daha çok merak etmeye başladım. Bu durumda AK Parti ya "erken seçim" kararı alacak, ya da diğer partilerle "uzlaşma"nın bir yolunu bulacak.
Uzlaşma mı, erken seçim mi?
Sizce hangisi mümkün?