kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 31 Temmuz 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

AK Parti'nin bundan sonra ne yapacağı tartışılıyor

Yeni Haber
Anayasa Mahkemesi'nin AKP hakkında verdiği karar, AKP'nin bundan sonra ne yapması ve nasıl bir yol haritası izlemesi konusunu gündeme getirdi. Sivil toplum kuruluşları ile siyasi parti ve meslek örgütleri, AKP'nin bundan sonra toplumu germeyen, uzlaşmacı bir politika izlemesi gerektiği görüşünde birleşiyor. Yeni bir Anayasa ve Cumhuriyetin temel niteliklerinin korunması da öne çıkan görüşler arasında yer alıyor.

Bu tartışmalara ilişkin sivil toplum kuruluşları ile siyasi parti ve meslek örgütlerinin nabzını tuttu. AKP'den beklentiler ve bu konudaki görüşler özetle şöyle :

SİYASET ALANI YENİDEN YAPILANDIRILMALI

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın:

"AKP'nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğuna ilişkin Anayasa Mahkemesi bir saptamada bulunmuştur. Bu bütün toplumu kucaklamanın nasıl olması gerektiğinin önemli bir işaretidir. Sayın Başbakanın dünkü konuşmasında dile getirdiği gibi, bugüne kadar herkesi kucaklayan tavrının bundan sonra da devam edeceğine ilişkin açıklama asla geçerli değildir. Anayasa Mahkemesi'nin kararı Sayın Başbakanın iddia ettiği gibi, 22 Temmuz'dan bugüne kadar herkesin kucaklanmadığını göstermektedir. AKP'nin bu kararı dikkate alarak, yeni bir anlayış ve yaklaşımı düşünmesi gerekmektedir. Ancak buradan hareketle yalnızca AKP'ye dönük siyasi sonun çıkarılmasının da doğru olmadığını düşünüyorum. Tüm siyaset alanının, tüm aktörlerinin bundan sonra yeni bir anlayışı, yeni bir yaklaşımı benimsemesi gerekmektedir. O da Türkiye siyaset alanının yeniden yapılandırılması olmalıdır. Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası değiştirilmelidir. Bu siyaset alanı husumet ve bunalım yaratmaktadır. Bazı görüşler seçime gidilmesi gerektiği şeklinde. Aslında bir seçim zorunluluğu açık ama bu siyaset alanı değiştirilmeden seçime gidilirse Türkiye benzer sorunları seçimden sonra da yaşar. O nedenle husumet ve bunalım yaratan bu siyaset alanı yeniden yapılandırıldıktan sonra seçim konusu düşünülmelidir."

CUMHURİYET DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKSIN


CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi:

"AKP son bir yılı boşuna kaybettirdiğinin farkına varmalı. Ülkeyi bu noktaya getirmiş olmanın pişmanlığını duyarak, bugüne kadar yaptığı ayrımcılıktan vazgeçmeli. Cumhuriyetin kurumlarına, Anayasal kurumlara karşı yıllardır sürdürdüğü kavgayı bırakmalı. Kendisine oy veren insanlara, bağırıp çağırmak yerine, onların sorunlarını bir an önce çözme girişimde bulunmalı. Teslimiyetten kurtulmalı, Türkiye'ye karşı sorumlu olduğunu düşünerek dış ilişkilerini sürdürmeli. Kadrolaşmadan, yolsuzluklardan, devlet soygunundan vazgeçmeli. Ülkeyi sorumsuzca peşkeş çekmekten vazgeçerek, üretime, üretene önem ve değer vermeli. Demokrasiyi tüm kurum ve kuralları ile işler hale getirmeli, özgürlüğü her birey için kullanılır hale getirmeli. Sadece kendi ideolojisine yakın olanların değil, tüm yurttaşların insan haklarına saygı duymalı. Vergi adaletsizliğini bir an önce gidermeli, kayıt dışını derhal önlemeli. Yatırımı, istihdamı ve üretime kaliteye verime önem verecek uygulamalara girmeli. Ayrımcılıktan vazgeçmeli. Anayasal, ve demokratik hak olan sendikalaşmayı, örgütlenmeyi, halkın özgürce kullanabileceği bir noktaya getirmeli. Türkiye'de, Cumhuriyete ve Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkacak tavrı almalı. Yoksulluğun çaresini sadaka dağıtmak yerine, köklü bir biçimde çözmelidir."

REJİMLE BARIŞIK POLİTİKA İZLENMELİ


DSP Genel Sekreteri Masum Türker:

"AKP bundan sonra tansiyonu düşürmeli. Yalnız Anayasa Mahkemesi değil, bütün toplum bundan sonra AKP'nin ikinci sarı kart alıp, kırmızı kart bekleyişine itecek bir gerilim yaratmamalıdır. Aslolan, rejim sistem ve kurumsal işleyişimizdir. Bu konuda AKP'nin artık rejimle barışık bir politika izlemesi gerekir. Bu konudaki duruşunu, kadrolaşma sürecinden başlatarak, liyakat esasını yandaş anlayışının yerine ikame etmelidir. Anayasa teminatı altında olunan konularda toplumsal uzlaşma yolunu seçmelidir."

AKP YENİ BİR ANAYASA TARTIŞMASI BAŞLATMALIDIR


KESK Başkanı Sami Evren:

"Biz siyasi partilerin kapatılmasına karşı çıktığımızı kamuoyuyla paylaştık ve AKP'nin kapatılmasını da doğru görmedik. Verilen karar Türkiye'deki yeni kaos ortamının önüne geçmiş, belirsizliği biraz olsun netleştirmiştir. Çünkü AKP kapatılmış olsaydı hem parlamenter sistem hem yeni iktidar ilişkileri belirsizleşecekti. Şu anda, en azından AKP'nin kapatılmaması var olan parlamenter sistemin ve hükümetin görevine devam edeceği anlamına geliyor. Sorunun bu noktaya gelmesinin nedeni AKP'nin kendisidir. Hala rejimin tepesindeki kriz çözülmüş değildir. AKP önümüzdeki dönemde yeni bir demokratik Anayasa tartışmasını başlatmak zorundadır. Bu Anayasa, AB kriterleriyle sınırlı olmayan çok daha özgürlükçü bir Anayasa olmalıdır. Tüm karanlık çete ilişkilerinin, devlet içerisinde kontra ilişkilerin örgütlü olmadığı tasfiye edildiği yeni bir Anayasa tartışmasına AKP samimiyetle yaklaşmak zorunadır. Eğer böyle bir tartışmayı başlatmazsa rejiminin tepesindeki kriz nedeniyle çetelerle uzlaşarak, süreci götürmeye çalışırsa ve militer yapının vesayeti altında siyaset yapmaya devam ederse sorun çözülmemiş olur."

BU ÜLKEYİ SEVSİN

Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız:

"Bu bana ders olsun desin. Zorunlu din derslerini, zorunlu olmaktan çıkartsın. Seçmeli hale getirip, Aleviliğin de müfredata alınmasını ve bu bölümün Alevi kurumlar tarafından yazılmasını kabul etsin. Diyanet İşleri Başkanlığı'nı devlet yapılanmasının dışına çıkartsın. Cemevleri'nin Alevilerin ibadet yeri olduğu gerçeğini resmileştirsin. Alevi köylerine cami yapmaktan vazgeçsin. Kimsenin inancıyla, diniyle oynamasın. Onlara kimlik dayatmasında bulunmasın. Laiklik ve demokrasinin farklı kökenlerden farklı inançlardan insan topluluklarının bir arada barış içerisinde birlikte yaşaması gerçeğini kabul etsin. Çok olanın her zaman haklı olmadığı, gerçeğini bir kez daha görsün. Toplumu germesin, kutuplaşma yaratmasın, insanların farklı yanlarına saygı göstersin, devletin elinde oynayacağı bir sopa olmayacağı gerçeğini görsün. Yandaş işadamı, yandaş üniversite hocası, yandaş medya, yandaş madenci, yandaş sendikacı yaratma sevdasından vazgeçsin. Seçim barajını düşürsün, milletvekili adaylarının önce partililer sonra da seçmen tarafından seçilebilirliğini sağlayacak bir sistem getirsin. Futbol sahalarını, güreş minderlerini, sporculara bıraksın. Toroslar'da nesli kurumakta olan kardelen çiçeklerinin soğanlarını düşünsün. Fındık, üzüm, pancar, tütün, pirinç, buğday, çay, ay çiçeği, pamuk üreticilerini ve onların sorunlarını düşünsün. Ben iktidara geldiğimde ülkede, sigortalı işçi sayısı kaç idi, şimdi kaça düştü sorusunun yanıtını merak etsin. Velhasıl, bu ülkeyi sevsin."

ELEŞTİRİLERE HOŞGÖRÜLÜ BAKMALI

RTGD Başkanı Metin Özkan :

"Başbakan Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı ve bunun ötesinde Mahkeme Başkanı Kılıç'ın açıklamasında mesajı iyi okumalı. Basın mesleği açısından bakıldığında, AKP'nin bundan sonraki yol haritası şöyle olmalı: Hızla toplumsal konsensüsü ve barışı sağlamalı, gerilim ve kutuplaşması önlemedir. Gerçek bir demokratikleşme için gerçekçi adımlar atmalıdır. Düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engelleri kaldırmalıdır. Farklı kesimlerden gelen eleştirilere hoşgörü göstermelidir. Gazetecilere eleştiri ve düşüncelerinden dolayı dava açmasından vazgeçmeli, gazetecilerin özlük haklarını korumalıdır. Medyada tekelleşmeyi önlemeli, tüm medya gruplarına eşit mesafede olmalıdır. Bu Türkiye'nin barış huzur ve istikrar dolu geleceği açısından son derece önemlidir."

AKP DEĞİŞMEYECEK

ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Alper Taş:

Anayasa Mahkemesi'nin kararı sürpriz bir karar değildi. Karar, AKP'nin dizayn edilmesi ve yeniden düzenlenmesi anlamına geliyor. AKP, sermayenin ve uluslararası güçlerin siyasetinden farklı bir çizgide değil. Ancak taşıdığı miras geniş toplum kesimlerinde ve değişik güçlerde tereddüt yaşatıyordu. Mahkemenin kararı 'sen laiklik karşıtı eylemlerin bir odağısın, Türkiye toplumunu kaygılandırıyorsun. Böyle yürümen mümkün değil, bunları düzelt ve yola öyle devam et' mesajıdır. Bundan sonra gelişmelerin çok farklı olacağı inancında değiliz. AKP dizginsiz bir liberalizmin savunucusu olacak ve toplumsal yaşamın muhafazakarlaştırılması ve dinselleştirilmesi anlamına gelen çabalarından çok uzaklaşmayacak. Bu politik çizgi, ABD ve AB eksenli bir bölgesel politikayı bu güçlerin adına yaşama geçirme ve bölgesel rol tutma kapsamında AKP'ye biçilmiş bir çizgi. Yani AKP'den bir beklentimiz yok.

ANAYASA TEKRAR GÜNDEME GELMELİ

MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu:

"AKP, özgürlükler yolunda bir yürüyüşü takip etmelidir. AKP insan hakları alanındaki yaraların tedavisi edilmesi için adımlar atmalıdır. Kürt sorunu, din ve vicdan özgürlüğü alanında son derece önemli problemler, kargaşalar var. AKP de bu alanlarda ıslah edici adımlar atmak zorunda. Bu tür sorunlar ortadan kaldırılmazsa gerilim devam eder. Yani birileri, "ben seni kapatmaktan vazgeçtim, sen de Türkiye'deki bir takım netameli konulara dokunmaktan, girmekten vazgeç' diyorsa eğer, bu kesinlikle kabul edilecek bir durum değil. Türkiye'deki gerilimin ortadan kaldırılması için ayrımsız, dinli, dinsiz, Alevi, Sünni her kesimin temsil edilebileceği adımlar gerekir. AKP'nin bu adımları da yeni bir Anayasaya girişimi çerçevesinde atması daha uygun olacaktır. Toplumsal bir uzlaşı ile halledilebilecek yeni Anayasa girişiminin tekrar başlatılması gerekiyor, bu girişim her kesimi tatmin edebilmelidir. Demokratikleşmeye ağırlık verilmesi lazım, AB'ye üyelik sürecinde de aksama vardı. Dış politikaya yönelik adımların da artık artırılması lazım. AKP bu anlamda sadece seçmenleriyle ya da içerdeki kaygılarla hareket etmemelidir."

AYRIM OLMASIN

Kültür ve Sanat Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Yavuz Demirkaya:

"Çok ciddi bir hukuk süreci bitti. Anayasa Mahkemesi, 9'a 1 gibi bir sinyal verdi. AKP artık toplumla rejimle barışmak zorundadır. Anayasa Mahkemesi de bu yönde bir adım atmıştır. Ciddi bir uyarı vermiştir. Bundan sonra AKP sadece kendine dönük demokrasi talebi değil, toplumdaki bütün katmanlara, demokratik talebini dile kesimlere o istediği demokrasiyi vermekle yükümlüdür. AKP'nin, 1 Mayıs'larda, işçi grevlerinde, kamu çalışanlarının haklarında, Anayasa mahkemesi'nin kendisine verdiği demokrasiyi uygulama zamanı gelmiştir."

Devlet Tiyatroları ve Opera Balesi Çalışanları Vakfı Başkanı Tamer Levent:

"Hukukun üstünlüğüne saygı duyarak; ha kapatılmış ha hazine yardımından mahkum edilmiş. Sonuçta AKP bir hüküm giymiştir. AKP bundan sonra "öz eleştiri' yaparak, Türkiye'de, kültürel ve teknik gelişmenin önünü açmalıdır. O zaman toplumların gelişmelerinin rastlantılarla, mistik bir kadercilikle değil, kültürle olacağını görürüz."

Opera ve Bale Sanatlarını Geliştirme Vakfı Başkanı Remzi Buharalı:

"Anayasa Mahkemesi, bu ülkenin aile reislerinden birisidir. Yargının bu organı, bir partinin kapatılmamasına yönelik bir karar verdiyse, buna maruz olmuş bir partinin geçmişini dikkatli değerlendirerek, gelecekteki çalışmalarını taraf olmadan gerçekleştirmesi gerekir. AKP, ayrım gözetmeksizin ülkeyi yönetme gayreti içinde olmalıdır. Ülkenin gelişmesini, hem ekonomik hem de sosyal olarak garantiye alacak olan, temel hak ve özgürlük paylaşımlarının dikkatle değerlendirilmesi gereklidir. AKP'nin, Türkiye Cumhuriyeti'ni uluslararası alanda çağdaş bir ülke görünümünde yer almasını sağlayacak gayretler içinde olmasını bekliyoruz."

(ANKA)