Sabahları bir kaşık darülfülfül!

'Fıstık gibi bir cildi var' denilen Zuhal Olcay'ın sohbetimiz sırasında yüzü şekilden şekle giriyor. Sanattan söz ederken gözlerini dikerek konuşuyor, yeni projeleri ve yaratma istemini coşarak dillendiriyor, son günlerde Türkiye'nin yaşadıklarına konu gelince üzüntü ve sinir birbirine karışıyor, aşktan meşkten bahsederken kocaman kocaman gülümsüyor, tehlikeli bir kadına bürünüveriyor. Kısacası ister oynasın ister oynamasın her haliyle güzel olmasını biliyor. Peki bir güzellik ya da bakım sırrı var mı? Söylediğine göre yok! "Bakıyorum kendime ya! Bir merkeze gidiyorsun, vitamin iğneleri falan, her şeyi yaptırıyorsun işte... " Yedi ay önce de bir sabah kalkmış ve sigarayı bırakmış. Arada özleyince hemen savuşturuyormuş aklından. Şu sıralar ise detoks yapıyor Zuhal Olcay. Bir nevi içini temizliyor yani. Tarçın ve yeşil çay karışımını içerken 10 gün sürecek detoks programını şöyle anlatıyor: "Sabah bir kaşık darülfülfül yani ak biber ve bir yemek kaşığı keten tohumu... Öğlen haşlanmış sebzelerden oluşan bir yemek veya zeytinyağlı. İçinde nohut, bezelye, fasulye gibi şeyler olabilir. Akşama kadar acıkırsanız üç-dört kaşık bunlardan yiyebiliyorsunuz. Akşam 8-10 arası içine sebzeleri attığınız bir çorba... Bu programda yağ, et, peynir, çiğ sebze-meyve hiçbir şey yok!" Alkol de, çay da, kahve de, spor da yasak. 'Nasıl hissediyorsunuz?' diye sorunca "Detokstan sonra beni tutmayın artık!" diye kahkaha savuruyor.

*ZUHAL OLCAY FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...