kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Haziran 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Türban yargıya düşmeden de çözülebilirdi

ECEVİT KILIÇ
ECEVİT KILIÇ
* Değişiklik yapılan 10. ve 42. maddelerin iptali doğru bir karar mı?
Mahkeme, burada siyasi bir adım atmıştır. Çünkü metnin içinde anayasaya aykırılık yok. Pozitif hukukun kalıpları içinde kalmamış. Mahkeme önlerine getirilen 10. ve 42. maddelerdeki yazılı değişiklikleri sınırları içinde değerlendirme yapmamış, medyada, gerekçede, Meclis görüşmelerinde, yasa yayınlanır yayınlanmaz YÖK Başkanlığı'ndan üniversitelere gönderilen türban yazısını da kararın içine almıştır. Değişikliği siyasal çevresiyle birlikte, değişikliğe yol açan siyasal koşullarla birlikte değerlendirmiştir. Yani burada bir adım daha atıyor; "Bunu uygulayacak olan YÖK, bu değişiklikten türbanı anlıyorsa ben de türbanı anlarım" diyor. Değişikliği türban olarak anladığı anda geçmiş kararlarına gidiyor. Zaten o kararların dışına kolay kolay çıkamaz. Çıkarsa bir kararıyla laikliğe aykırı bulmuş olacak, bir kararıyla aykırı bulmamış olacak. O daha büyük keşmekeşlik yaratacak.

* Bu karar siyasetin, Meclis'in devre dışı kalması değil mi?
Şüphesiz. Şu an hukuken yapılacak fazla bir şey kalmadı. Mahkemelere başvurduğunuz zaman artık ne çıkacağı belirgin. Bir kere bu işin buraya gelmemesi gerekiyordu. Bu sorunun bu noktaya gelmesini siyaset erbabının başarısızlığı olarak görmek lazım. Onların kendilerine "Biz niye işi buraya getirdik?" diye sormaları gerekir. Yargıya gelmeden bu sorun çözülmeliydi.

* Nasıl çözülebilirdi?
Turgut Özal'ın başbakanlığı zamanında yapıldığı gibi. Özal, o zamanki muhalefet partisi SHP ile birlikte bunun laiklikle ilgili bir sorun olmadığı noktasına çekildi. Türban bireysel bir tercih haline getirilebilir. Bununla ilgili özel kamu düzenlemesi yapmaksızın, türbanlı öğrencilerin üniversitelere girmesi sağlanabilirdi. Ama iş buradan çıkartılıp dini bazı görüntülerin hukuk uygulaması çerçevesine alınması talepleriyle yola çıkıldığı zaman yanlış olur. Bu rejim bunu kabul etmez. Bunun mümkün olmadığı 1980'lerin başında mahkemelerde verilen kararlarla ortada. Bu nedenle mahkemenin kararı yeni değil. Burada sorun türbanın İslamcılık cereyanına bağlanması. Serbest kalması AKP'nin üniversitelerde hareket alanının hukuken tescil edilmesi olarak görülüyor. Bu şekilde görüldüğü için fazla bir yere gidemeyeceğimiz anlaşıldı. Dolayısıyla buradan çıkması lazım bu işin.