kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Ocak 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Çin, İç Moğolistan ve Moğolistan’ın eko sisteminde yaşayan kaşmir keçilerinin "tatlı tatlı tarandığını ve ortaya çıkan kaşmirlerin yöresel sularda yıkandığını" anlatan Zamanpur, şimdi de termal ürünler geliştirdiklerini söylüyor.

Silk&Cashmere'i dünya taklit ediyor!

ŞELALE KADAK
ŞELALE KADAK
Kaşmiri sadece aristokratların değil, kentli insanın da ulaşabileceği lüks ürüne dönüştüren Ayşen Zamanpur'un markası Silk&Cashmere dünyada taklit edilecek kadar tutulan bir marka haline geldi

Üniversitelerde 'başarı vakası' olarak okutulan markası için, kaşmir keçilerini aylar öncesinden rezerv eden Zamanpur, şimdi de ağrılara iyi gelen bir sağlık koleksiyonu hazırlamaya başladı
Silk&Cashmere'in yaratıcısı Ayşen Zamanpur'un hikayesi boşuna İstanbul Üniversitesi'nde, 'case study' yani 'örnek çalışmabaşarılı bir vaka' olarak okutulmuyor. Zamanpur, kaşmir keçisinin, -ki sadece Çin, İç Moğalistan ve Moğalistan'ın eko sisteminde yaşayabiliyoryar- peşine düştüğünde tüm dünyada kaşmire sadece aristokratlar erişebiliyordu. Üretim de yalnız 4-5 üreticinin elindeydi. Ve o günlerde markasını Silk&Cashmere olarak belirlemiş olsa da henüz dünya, ipek ve kaşmirin birlikte dokunarak elde edildiği kumaşları bilmiyordu. Zamanpur bile bu markayı koyduğu günlerde bu kumaşı dokutmuyordu. Yani biraz uzak görüşlü bir seçim yaptı.

"500 MAĞAZAMIZ OLAMAZ"
Robert Kolejli, Boğaziçi Üniversiteli Ayşen Zamanpur, Şişecam'daki profesyonel yaşamına son verip, Çin'deki kaşmiri Türkiye'de markaya dönüştürmeyi kafasına koyduğunda henüz Çin patlamamıştı. Oralarda iş yapmak da tahmin edeceğiniz gibi çok zordu. Ama işte Zamanpur kafasına koymuştu: Kaşmir keçileri neredeyse bulunacak, sahipleriyle anlaşmalar yapılacak, daha keçiler kırpılmadan en az 3-4 ay önce hepsinin kendileri için rezerv edilmeleri sağlanacak. Keçilerin boyun, sırt ve karın bölgesinde senenin sadece 3 ayı çıkan, saç telinin 3'te bir kalınlığındaki kaşmirler sonra toplanacak ve bölgede anlaştıkları atölyelerde dokunarak Silk&Cashmere koleksiyonu ortaya çıkacak. Nitekim öyle de oldu. Ve Zamanpur'un şirketi 15 yılını doldurdu. Zamanpur, "Sadece belirli bir zümreye hitap eden değil de, kentli insanların da kullanabileceği kaşmirler üretmek istedim. Hatırlayanlar vardır belki, eskiden kaşmirin poşetini bile açtırmazlar, dokundurtmazlardı. Biz ulaşılabilir bir lüks markası yaratmak istedik ve başardık" diyor. Kaşmir öylesine değerli bir ürün ki, iyi kalitede, ne yaparsanız yapın yılda ancak 13-14 bin ton üretilebiliyor. Pamuğun yaklaşık 20 milyon ton, yünün de 2-3 milyon ton üretildiği düşünülürse, kaşmirin değeri de daha iyi anlaşılır. O nedenle Ayşen Zamanpur, Türkiye'de ve diğer ülkelerde 27 mağazaya ve 50 satış noktasına ulaşmasını bir başarı olarak açıklıyor. "Yılda 200 bin adet üretimimiz, 17 milyon dolar ciromuz ve 2008'de de yüzde 13 büyüme hedefimiz var. Dünyada hiçbir kaşmir markasının 500 mağazası yok, olamaz da. 50-60 yıllık kaşmir markaları var. Onlarla konuşuyoruz ve bizim bu kadar çok mağaza ve satış noktasına ulaşmamıza çok şaşırıyorlar" diyor.

"KAŞMİRİN PEŞİNDEN GİTTİK"
Gelelim, ipek ve kaşmirin birlikte üretilmesiyle elde edilen ipek-kaşmir ürünlere. Her şeyden önce daha ince olduğu için daha çok tercih edilen bu ürünler Ayşen Zamanpur'un marka ismi aynı zamanda. Ve bu nedenle dünyanın pek çok yerinde taklit ediliyor. Zamanpur da sürekli olarak taklit davaları açıyor. "Öyle bir ürün ki..." diyor Ayşen Zamanpur, "365 gün, 24 saat vücut ısısını dengeliyor. İpeğin serinliği, kaşmirin sıcaklığını alıyor. Tenin med-ceziri gibi. Kaşmir kadar iyi satmaya başladık. İpek-kaşmirde dünyadaki ilk üç markadan biriyiz." Çin'de 45 ayrı noktada üretim yapan Silk&Cashmere bir dönem kota sıkıntısı yüzünden zor günler geçirmişti. O günlerde Türkiye'ye yağmur gibi Çin malı geliyordu; Ayşen Zamanpur Silk&Cashmere'in katma değeri çok yüksek özel ürünler olduğunu bir türlü anlatamamanın sıkıntısını çekmişti. O günleri hatırlarken Zamanpur, "Kaşmirin peşinden gittik oysa biz. Kaşmir Antartika'da olsaydı oraya gidecektik. Çin'in sattığı en pahalı ürünü alıyoruz. Gramla satıyorlar düşünün. Yani biz tesadüfen Çin'deyiz" diyor.