kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Ocak 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Bahçeli'den yargıya yanıt

Yeni Haber
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, türban tartışmalarıyla ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Danıştay'dan gelen sert uyarılara partisinin grup toplantısında yanıt verdi.

Anayasanın 11. maddesinde yasama, yürütme ve yargı organlarını, idari makamları, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarının açıkça hükme bağlandığını ifade eden Bahçeli, "Herkes beyanları ve fiilleriyle Anayasanın bu amir hükümlerine uymak zorundadır" dedi. Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının ardından MHP'nin türbanla ilgili anayasanın 10. maddesinde değişiklik önerisini eleştirilenlere ise "Milliyetçi Hareket'in AKP'nin koltuk değneği olduğunu söyleyebilmek, bir cehaletin ve siyasi hesabın ürünü değilse olsa olsa tedavi kabul etmez Türk milliyetçiliği düşmanlığıyla izah edilebilecek bir hezeyandır" karşılığını verdi.

MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında, türban tartışmalarını değerlendirdi. Konuşmasının tamamını türban tartışmalarına ayıran Bahçeli, türban konusunda gerginlik ve çatışma denkleminin bir ucunda dini inançları ve başörtüsü sorununu siyasi istismar bayrağı haline getiren AKP, diğer ucunda da bu konulardaki dışlayıcı anlayışlarını mutlak doğrular ve gerçekler olarak Türk toplumuna kabul ettirebilmek için cumhuriyetin temel ilkeleri üzerinden siyaset yapan cephe olduğunu söyledi. AKP hükümetini, 5 yıllık iktidarı süresince türban sorununa çare bulmamakla ve sürekli yakınıp bahane bulmakla eleştiren Bahçeli, "İspanya'da başörtüsünün siyasi bir simge olabileceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, dini-siyasi simge zemininde yeni bir tartışma başlatarak, bu konuda toplumsal uzlaşma zeminini torpillemeyi amaçlayan bir tutum içine girmiştir. Çok kısa bir zaman dilimi içinde yaşanan gelişmeler, AKP'nin bu soruna iyi niyetle çözüm üretmek yerine, mağdur-mazlum eksenli siyasi istismar kapısının açık tutulmasından medet umduğu tespitlerini güçlendirmiştir. Sayın Başbakan'ın bu konudaki göstermelik hassasiyetinin lafta kalması, mikrofon ve kameralar önündeki söylemlerden Meclis zemininde somut adım atılması aşamasına hala geçememiş olması bu bakımdan çok manidardır" diye konuştu.

MHP'NİN LAİKLİK ANLAYIŞI

Grup konuşmasında laikliğe ilişkin görüşlerini de dile getiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, laikliğin, insan-din ve devlet ilişkisini düzenleyen vazgeçilmez bir ilke olduğunu belirtti. Laikliğin dinsizlik olmadığını, farklı inançların karşılıklı hoşgörü, saygı, anlayış ve güven ikliminde, kardeşçe bir arada yaşamasının ortamını ve şartlarını hazırlayan temel değer olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:

"Laiklik dinsizlik olmadığı gibi, din konusu açıldığında da akla hemen irtica gelmemelidir. Türkiye'de her devirde dinin özünden uzaklaşarak karanlık hevesler peşinde koşan Türkiye'yi geçmişe ve geriye götürme özlemi duyan Cumhuriyet'in temel değerleriyle kavgalı insanlar olmuştur. Burada kavramlar doğru yerlerine oturtulmalı ve bunların marjinal azınlık grupları olduğu unutulmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti bütün kurumlarıyla ve hukuk düzeni içinde bunlarla mücadele edecek, bu karanlık emellere tabiatıyla geçit vermeyecektir. Bu noktada, kendi özel hayat alanında ve ruh dünyasında dinini yaşamak ve inançlarının icaplarını yerine getirmek isteyen temiz Müslümanların rencide edilmemesi, hor görülmemesi ve dışlanmaması hayati önem taşımaktadır. İstemeden de olsa böyle bir ortam hazırlanması büyük bir haksızlık, adaletsizlik ve günah olacaktır."

"BAŞÖRTÜSÜ SORUNU KANGREN HALE GELDİ"

Toplumun önemli bir sancısı olan başörtüsü sorununun kangren haline geldiğini ifade eden Bahçeli, bunda en büyük sorumluluğun, siyasi amaçlarla başörtüsünü istismar eden siyasi zihniyetler olduğunu kaydetti. Çözümün ön şartının bu konunun istismar düşünce ve niyetlerinin gölgesinden ve ipoteğinden kurtarılması olduğunu belirten Bahçeli, "siyaset başörtüsünden elini çekmelidir. Başörtüsü, siyasi ve ideolojik bir simge olarak görülmemeli ve kullanılmamalıdır. Bu şekilde düşünen ve hareket edenler, bu sakat yaklaşımı terk etmelidir.Başörtüsünün ve dini inanç ve anlayışlar nedeniyle başörtüsü takılmasının, tek başına devlete ve rejime tehdit oluşturmayacağı da kabul edilmelidir" dedi. Bahçeli, sorunun çözüm yerinin TBMM olduğunu da belirterek "TBMM, bu konuda geniş çaplı bir ortak anlayışın şartlarını, zeminini ve ortamını hazırlamak için öncülük yapmalıdır" diye konuştu.

"ÖNERİMİZ SADECE KAMU HİZMETİ ALANLARI KAPSIYOR"

Grup konuşmasında, geçen hafta gündeme getirdikleri Anayasa'nın 10'ncu maddesine yönelik değişiklik teklifi hakkında da bilgi veren Bahçeli, önerilerinin sadece kamu hizmeti alanlarını kapsadığını kaydetti. Bahçeli, "Yüksek öğrenim dışındaki eğitim kurumlarındaki mevcut uygulama bundan etkilenmeyecek, aynen sürdürülecektir. Başörtüsü serbestisi ilk ve orta öğretimi kapsamayacaktır" dedi.

"TEKLİFİMİZİN SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ"

Türban sorununun çözümü konusunda samimi ve kararlı olduklarını ve getirdikleri teklifin sonuna kadar arkasında duracaklarından kimsenin kuşku duymamasını isteyen MHP lideri şöyle konuştu:

"Milliyetçi Hareket Partisi'nin 70 milletvekili, bu anayasa değişikliği teklifinde bulunmak için gerekli asgari sayının altındadır. Ancak bu çerçevede bir çözüm önerisi TBMM'nin önüne geldiğinde, Milliyetçi Hareket 70 milletvekili ile orada olacak ve bunu destekleyecektir. Şimdi herkes bir samimiyet, ciddiyet, iyi niyet ve kararlılık imtihanıyla karşı karşıyadır. Zaman, ucuz siyasi mülahaza ve hesaplarla hareket etme zamanı değil, Türk toplumunu kucaklayacak hoşgörü ve basiret anlayışıyla siyasi kararlılık ve irade sergileme zamanıdır. Gelinen bu noktada siyasi manevralara ve felaket tellallığına yer olmadığını herkes anlayarak tarihe ve millete karşı sorumluluğunun gereklerini demokratik meşruiyet anlayışı içinde yerine getirmelidir:"

"AKP'NİN KOLTUK DEĞNEĞİ DEĞİLİZ"

Bahçeli, konuşmasında, partisine yönelik eleştirilere de yanıt verdi. Partisinin siyasi geçmişinde hiçbir kırılma olmadığını ifade eden Bahçeli, "Milliyetçi Hareket'in AKP'nin koltuk değneği olduğunu söyleyebilmek, bir cehaletin ve siyasi hesabın ürünü değilse, olsa olsa tedavi kabul etmez Türk Milliyetçiliği düşmanlığıyla izah edilebilecek bir hezeyandır. Milliyetçi Hareket'in siyasi duruşu hakkında 'sapla samanı karıştırarak' yorum yapanların bu gerçekleri çok iyi anlamaları kendileri açısından ahlaki bir vecibe olarak görülmelidir. Milliyetçi Hareket'in AKP'nin can simidi olduğunu söyleyenlere, Türklüğe, Türkiye'nin şerefli tarihine ve milli değerlerine hakaretin serbest bırakılmasını amaçlayan 301. madde konusunda, PKK terörünün siyasi taleplerini karşılamak ve etnik bölücülüğün meşruiyet kazanmasının önünü açmak için atılmak istenen adımlar karşısında, MHP'nin ve kendilerinin nerede durduklarını, nasıl bir milli duruş sergilediklerini hatırlamalarını ve bunun ışığında kimin AKP'nin meşruiyet açığını karşılamak için bu zihniyete payandalık yaptığını, Türkiye'ye karşı hazırlanan tezgahlarda kimin amaçlarına hizmet ettiklerini ve hangi oyunlarda kendilerini ucuz bir piyon olarak kullandırdıklarını çok iyi düşünmelerini tavsiye ederim" diye konuştu.

YARGIYA CEVAP

Bahçeli, grup toplantısında, isim vermeden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Danıştay'dan türbanla ilgili gelen açıklamalara da değindi. Cumhuriyetin temel organları olan yasama, yürütme ve yargının, yetki, görev ve sorumluluklarının çerçevesinin Anayasa'da açıkça çizildiğini ifade eden Bahçeli şunları söyledi:

"Anayasa'nın üstünlüğü ilkesini düzenleyen 11. madde Anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğunu açıkça hükme bağlamıştır. Herkes beyanları ve fiilleriyle, Anayasanın bu amir hükümlerine uymak zorundadır. Bu konularda anayasal görev ve sorumluluk altında olan makamlar da bu konuda gereğini kendi takdir ve değerlendirmelerine göre yapmak durumundadır. 40 yıldır tartışılan ve toplumsal bir gerilim hattı ve huzursuzluk kaynağı haline gelen sorunlara çözüm üretmeye çalışan herkesin cumhuriyetin niteliklerine karşı olduğunu söylemek hukuka ve insafa sığmayan bir haksızlık ve adaletsizlik olacaktır. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü en büyük Türk milliyetçisi olarak kabul eden Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin niteliklerine bağlılık ve bunları koruma ve savunma iradesi bahsinde herhangi bir kurumla tartışmaya girmeye gereksiz addetmektedir"

Anayasal düzene, demokrasiye ve milli iradenin üstünlüğüne inanan her kurumun cumhuriyetin temel niteliklerini korumak için Anayasaya sadık kalması ve devleti, organlarını yıpratacak tartışmaların tarafı olmaması gerektiğine işaret eden Bahçeli, "Türkiye'nin ve Türk milletinin geleceğini her mülahazanın üstünde tutan Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti devletini kuruluş ilkeleri, siyasi yapısı ve milli ve manevi değerleriyle sonsuza kadar yaşatmaya ve bu uğurda gerekiyorsa her bedeli seve seve ödemeye hazır ve kararlıdır" dedi.

(ANKA)