Oktay olmasaydı benim başımı çok ağrıtırlardı!

Mutluluk filmindeki rolüyle 44. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülüyle dönen Özgü Namal, Oktay Kaynarca'yla 6 yıllık ilişkisini "Şarap gibi yıllanıyoruz. Yavaş yavaş vuslata eriyoruz" diye tanımladı. Çocuk sahibi olmak istediğini de itiraf eden 29 yaşındaki oyuncu; sinema ve ilişkilere dair düşüncelerini Marie Claire dergisinden Sibel Baykam'a anlattı.

* 29 yaşında üst üste ödüller ve sonrasında Saraybosna'da jüri üyeliği... Nasıl bir hız bu?
Zaman zaman kendime 'daha ne olacak, daha ne kadar ilerleyebilirim?' diyorum. Çünkü başarı çok tehlikeli bir şey, sizi içine çekmeye başlıyor. Öyle açgözlü ki, başarılı oldukça daha çok başarı istiyorsunuz. Bunu fark ettiğim gün, kendimi geri çektim hemen. Şu an önümüzdeki beş yıl içerisinde hiçbir başarı elde etmeyebilirim ve bu beni hiç etkilemez. Kazandıklarımla yetinebilecek biriyim. Sadece istemek ve çalışmakla devam etmek en güzeli.

İSTEDİĞİM OLUYOR

* 'İsteyip çalışırsam, her şeyi yapabilirim' hissi, son günlerde çok konuşuluyor...
'Çekim yasası' denen şeyi bugüne kadar bilmiyordum ama bunu yıllardır yaparım. Yıllardır görüntülü hayal durumum vardır. Sadece istemek! Öyle çocukça bir duygu ki içinde hiçbir hırs barındırmıyor ve çok saf... Benim serüvenim de öyle başladı. Reklamları izlerken; 'Ben de reklamlarda oynamak istiyorum' dedim. Film seyrettim; 'Ben de orada olmak istiyorum' dedim. Çocukça ama hâlâ da böyle istiyorum. Bazen 'Eyvah' diyorum, 'Öyle acayip şeyler hayal ediyorum ki bunlar gerçekleşirse hazırlıklı olmalıyım!' Çünkü istediğim her şey oluyor.

* Sükunetle karşılıyorsunuz yani tüm bu başarıları...
Aynen öyle! Aslında olgunlukla karşılamak için çok gencim. Daha da küçük gösteriyorum. 29 yaş tam ortada... Genç kızlıktan genç kadınlığa geçişte bir ergenlik dönemi yaşadığımı itiraf edebilirim.

* En çok değer verdiğiniz tutum nedir? Hiç vazgeçilmemesi gerektiğini düşündüğünüz?
Ben görüntümle çelişen bedenim sayesinde haddimi bildim hep! İşte bu sebeple en sevdiğim tutum da haddimi bilmektir! Başarılarımdan bahsediliyorsa; bunlardan kendime paye çıkarmam. Sadece teşekkür ederim. Ne yapmak istediğimi biliyordum, bana bunu sunduğu için o güce şükrediyorum. Başımıza ne geliyorsa haddimizi bilmemekten geliyor zaten.

3 ÇOCUĞUM OLSUN

* Erkek arkadaşınız Oktay Kaynarca ile oyunculuk konusunda didişir misiniz? İki oyuncu aynı evde nasıl yaşar?
Didişmek her zaman olur tabii ama oyunculuk konusunda değil. Tersine birbirimizi överiz ya da eleştiririz ama bu didişme değil! Oturup saatlerce oyunculuk konuşmayız biz. Aynı meslekten olmak ve aynı evde yaşamak bize pozitif yansıyor.

* Zor bir şey değil mi bunu yapmak?
Evet çok zor. Biz bunu gerçekten çok iyi hallettik. Hiç onur, gurur yoktur aşkta ben kapıdan girdiğim an! Ben Özgü'yümdür, o da Oktay. Gerekirse yemeğini ısıtıp önüne koyarım, bundan da hiç egosantrik bir rahatsızlık duymam. Duyanı da çok ayıplarım.

* Bebek yapmayı düşünüyor musunuz?
İstiyorum tabii. Hem de çok! İş hayatım izin verse üç çocuğum olsun isterim. Geniş ve çok iyi anlaşan bir ailede büyüdüm ben. Aynısını ben de kurmayı hayal ediyorum.

DUYGULARIM GELİŞİYOR

* 6 yıldır Oktay Kaynarca ile berabersiniz, bu uzun bir süre. Zaman içinde aşk nasıl bir evrim geçiriyor?
Yıllanıyor şarap gibi, gittikçe lezzetleniyor, şekli değişiyor, bizimle büyüyor. Sen değiştikçe aşkın da, sevgin de değişiyor. Alışkanlıktan öte bir şey. Duygularım gelişiyor. Daha önce hiç böyle uzun bir ilişki yaşamamıştım. Vuslata eriyor yavaş yavaş, başka bir yere varıyor, çok güzel.

* Kariyerinizi oluştururken yalnız bilinmek daha avantajlı olmaz mıydı?
Olmazdı, çok başım ağrırdı. Bir sürü şey çok kolay yazılırdı hakkımda. Bir formata sokmaya çalışırlardı, her yanımda görünen sevgilim olurdu. O tip ün benim istediğim bir şey değil. Bu sebeple çok şahane oldu! Oktay'ın yanımda olması her zaman kendimi iyi hissettirdi. Korudu, kolladı beni. Oktay da, ben de mutluyuz.