kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Kasım 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Kadınların içindeki canavar

SAMİ TOSUN
Şimdi, hep beraber ciddiye aldığımız bir Nil Demirkazık vakası yaşıyoruz ya, tüm medyatik ve enteresan kadınların içlerindeki canavarın uyandığını ve bodoslama siyasete daldıklarını düşünsenize!.. N'olur halimiz?..
Nil Demirkazık, bu memleketin ortalamasıdır. Evet efendim, bal gibi ortalamasıdır. O, milletvekili olmak için uzun süre iktidar partisi AKP'nin kapısını aşındırmış, zamanında Abdullah Gül'ün yanında derin dekolteli pozlar vermeyi başarmış, Irak'ta 'canlı kalkan' şovu yapmış, Papadopulos'a kendisini Türkiye'nin iyi niyet elçisi diye yutturmuş, nihayetinde 'facebook'a peşmerge kıyafetli fotoğraflarını yerleştirmiş olabilir ama o, ortalamadır. Ortalamanın içinde yatan canavarın uyanmış halidir. Mesela, bir büyük gazetemizin internet sitesinde Nil Demirkazık haberinin altına yorum yazan arkadaşların durumuna bakmamız halinde, hakikaten enteresan sonuçlara ulaşıyoruz. "Ömür boyu içeri atacaksın ki, diğerlerine ibret olsun," diyor bir arkadaş. "Eğer iyi bir beyle evlenseydi bu hallere düşmezdi. Bence çok yazık olmuş," diyor bir başkası. "Kadın! Casus musun, nesin, boyun posun devrilsin e mi!" diye intizara girişiyor diğeri... Böyle yüzlerce yorum var... Çok acayip... Türkiye siyasetinin en kritik mevzularından birine Nil Demirkazık dahil olursa ne olacağını hep beraber görmüş olduk böylece. Emin olunuz, yüzlerce okur yorumunu tek tek okuduktan sonra, gazetelerin internet sayfalarına yorum yazabilecek düzeyde eğitim sahibi vatandaşlarımızın durumunun, Nil Hanım'ın durumundan daha acayip olduğuna kanaat getirdim. Yahu, "İyi bir beyle evlenseydi bu hallere düşmezdi," ne demek? İnternete bağlanıp, Nil Demirkazık haberlerini açıp, altına bu türden yorum yazmak nasıl bir ruh halinin sonucudur? Korkuyorum sayın okurlar, çok korkuyorum... Ve öte taraftan dua edelim, Türkiye'deki 'flaş' hanımların tamamı siyasete ilgi duymuyor. Yani, bakınız, farzı mahal Lerzan Mutlu, Seray Sever ya da Banu Alkan-Oya Aydoğan-Ahu Tuğba ileri üçlüsü Nil Hanım gibi siyasi olmaya karar verseydi durum ne olurdu, hiç düşündünüz mü? İnsan memleketteki apolitiklik seviyesine zaman zaman sevinebiliyormuş, ben bunu anladım. Bu memleketin kadınlarının içindeki canavarın farkında mısınız? Ben erkeklerde böyle bir durum göremiyorum. Yani erkekler kadınlar kadar yaratıcı ve atılgan değil. İşte bu sebeple, Ka-Der mensupları bıyıkları taktığı zaman, siyasetin içindeki kadın sayısının artırılmasını talep ederlerken, ben hep diken üstündeydim; "İnşallah bu kampanya tutmaz," deyip duruyordum içimden. Lütfen yanlış anlamayın, asla maço değilim, hatta hanımlara biraz fazla duyarlı bir kimseyim; yani benimkisi Kaya Çilingiroğlu'nun, "Kadınlar trafiğe çıkmasın mümkünse," tavrı gibi bir şey değil. Fakat memleketimizin menfaatleri konu olunca, hakikaten duyarlı ve vatansever her kişi gibi, ben de kaygı duyuyorum. Yani, Hülya Avşar zaman zaman, "İleride siyasete atılacağım," diye beyanat verdiğinde, yüreğim pıt pıt atmaya başlıyor.

YA CİDDİYE ALINIRSA
Misal, Okan Bayülgen'i dahi ters köşe yatırarak tazminata mahkûm eden Lerzan Mutlu'nun Türk siyaset sahnesinde boy gösterme ihtimalini düşünebiliyor musunuz? Hadi Nil Hanım Meclis'e giremedi -tabii bu ileride girmeyeceği anlamına gelmiyor-, Lerzan Mutlu kafaya koydu mu bence kati surette milletvekili seçilir de. Ondan sonra ne yapacağız? Ya da Ahu Tuğba... Zaten Türk siyasetinin pek inandırıcı bir tarafı kalmadı, işler bu sefer iyice acayip bir hal alacak. Meriç, Ankara'nın Bakanlıklar mevkiinde, "Ahuuuuu!" diye bağırıp koşmaya başlayacak, Esra Ceyhan, Serap Ezgü gibi enteresan isimler Meclis'ten canlı yayın yapmaya başlayacak... Güçlü iktidar, disiplinli ve istikrarlı bir siyasi atmosfer isteyen ben ve benim gibiler, kendimizi sonsuz bir güvensizlik hissine gark olmuş halde bulacağız... Mevzu o değil, Nil Hanım'ın performansından görebildiğimiz kadarıyla, benzer isimlerin siyasete dahil olması ve Ortadoğu'da pimi çekilmiş el bombası gibi dolaşmaları, yine Nil Hanım gibi ciddiye alındığı takdirde, ciddi bir savaş ve iç savaş potansiyeli barındıracaktır. Sakın saçmaladığımı söyleyerek üzerime gelmeyin. Bu gözler Tansu Çiller'in başbakan olduğu günleri de gördü... Tanrım, yine paranoya nöbetim başladı işte. Yetkilileri buradan göreve çağırıyorum. Lütfen kadınlara karşı önlem alınsın...
Haberin fotoğrafları