kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Kasım 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Ecevit'e ilanı aşk eden kadın

Mehmet Çetingüleç
Parti Meclisi'nde, Ecevit'e âşık olan bir kadın onunla olmak istediğini söyledi. Ecevit yanıt vermek için odasına çağırdı ve "Kusura bakmayın, eşimi çok seviyorum" dedi..
Türk halkı, Bülent Ecevit'i yaptıklarının yanı sıra öğrettikleriyle de zihnine kazıdı. "Ecevit" denildiğinde ilk akla gelen şeylerden biri eşiyle aralarındaki güçlü bağdı. Onlar sadakatin sembolü olmuşlardı. Bülent Ecevit'in öldükten sonra yeniden yaşama dönme olasılığına karşı tek dileği vardı: "O konuda bir teşhise varmak çok zor. Hatta olanaksız. Allah'ın nasıl düzenlediğine bağlı bir şey. Ama hep içimden geçer, yeniden canlanma, yeniden dirilme diye bir olay varsa, Rahşan'ı yeniden bulabilir miyim acaba diye düşünüyorum. Sonra o da beni ararmış..." Rahşan Hanım'ın aklından da aynı şeyler geçiyordu: "Yani o iş olur mu, olmaz mı bilmiyorum tabi ki ama olursa acaba nasıl bulurum diye bir şeyler düşünmeye çalışırım." Ecevit "keşke" diyordu: "Hint felsefesinde, düşüncesinde vardır bu reenkarnasyon. Bir temenni, olursa diye. Keşke olabilse..."

ECEVİT'E ÂŞIK OLAN KADIN
Peki, dağlara taşlara adı yazılan, halkın kahramanı haline gelen Bülent Ecevit'in hayatına Rahşan Hanım'dan başkası girmemiş, girme teşebbüsünde bulunmamış mıydı? Efsane olduğu dönemlerde dahi hiçbir kadın Karaoğlan'a yaklaşıp, ona duyduğu sevgiyi, aşkı dile getirmemiş miydi? "Öyle çok fazla bir talip olmamıştı. Sadece Parti Meclisi'nden biri vardı. Benimle olmak istediğini söyledi. Ben de bir gün odama davet edip açıkça söyledim. Kusura bakmayın, ben eşimi çok seviyorum, dedim. O yüzden anlayışla geri çekildi." Ya mektuplar. Kadın hayranlarından mektup dahi gelmez miydi? "Gelirdi ama fazla cesaretlendirmezdim." Peki toplantılarda dans etme bahanesiyle de olsa kadın hayranları Ecevit'i Rahşan Hanım'ın yanından ayırmayı başaramamış mıydı?" Çok fazla istekle karşılaşmadım. Zaten ben gençliğimde fazla utangaçtım. O nedenle."

ECEVİTLER AŞKI ANLATIYOR
Bülent Ecevit'in sevdiği, aşık olduğu ilk ve son kadındı Rahşan Ecevit. 60 yıl süren beraberliklerinin ardından "aşk" ve "sevgi" kavramlarına deneyimlerinin ışığında anlamlar yükleyerek tartışıyorlardı. Ecevit söze Rahşan Hanım'a dönük duygularını dile getirerek başladı.: "Onun tek bir tanımı var: Sevgi. Sevgi bizi sürekli olarak bağladı ve birliğimizin gelişmesine katkıda bulundu. Biz her konuyu aramızda tartışırdık aynı zamanda. Yani birbirimizin dediğini illa kabul etmezdik. Aramızda bazen uzun uzadıya tartışırdık, ama kırıcı olmadan, karşılıklı eğitici olarak. Ve sonunda uzlaşmaya varırdık. Bu bizim için çok eğitici bir yöntem oldu. Hem evlilik yaşamımızı pekiştirdi, hem de bizim toplum sorunlarıyla ilgimizi artırdı." Peki aşkı nasıl tanımlamak gerekirdi? Boş bir söz mü, dönemlik bir olay mı, uzun sürede sevgiye dönüşen bir tutku mu?

BÜLENT ECEVİT: Her çiftin kendi yapısına göre, kendi iç tutumuna göre, ilişki tutumuna göre değişik olur. Yani böyle tekdüze bir şey değil. Bizim özelliğimiz, belki çok erken yaşta evlendik birbirimizle. Sıkıntıları birlikte çektik. Ama bu şekilde duygusal bağlılığımız da giderek artmış oldu.

RAHŞAN ECEVİT: Hayatı ilk birlikte gördük. İlk defa ve hayatla mücadeleyi birlikte başlatmış olduk. Bir defa sevdin mi, iyi sevmişsen, o da devam ettiği için sevmiştir ve devam ediyor. Bitmiyor yani.

BÜLENT ECEVİT: Geçen genç öğrenciler geldi. Çok ilginç söyleşimiz oldu. Kendileriyle bu konuyu da tartıştık. Ve sonuca vardık ki, birçok batı ülkesinde aslında sevgi ve aşk ayrımı yok. Sevgi var. Biz de zaten ilk sözcüğünü kullanmadık di mi? Hep sevgi dedik.

RAHŞAN ECEVİT: Aşkta farklı bir şey var, sevgide farklı bir şey. Bence aşk: İki cins arasında oluşan bir şey. Ama sevgi genel bir tabir herhalde. O bakımdan ikimizin arasındaki herhalde aşktı ve o da hiç bitmedi. Ama neden bitmedi, onu bilmiyorum. Zamanla o iki insan birbirini daha çok tanıyor ve birlikte hayatı göğüslüyorlar. Bunlar onları birbirine daha çok yaklaştırıyor ve aşk büyüyor.

RAHŞAN'A İLANI AŞK
Türk siyasetinde yarım yüzyıl etkili olan Rahşan- Bülent Ecevit çifti 1944 yılı baharında Robert Kolej'de okurken tanıştı. Bülent'in tek aşkıydı Rahşan. Daha önce hiç kız arkadaşı olmamıştı. Mezuniyet günü yaklaşırken hayatının hamlesini yaptı:

BÜLENT ECEVİT: Çok utangaç bir insandım. Ona rağmen büyük bir cesaret geldi Rahşan'a talip olma konusunda. Birlikte ilk defa dışarı çıktık. Kendisini çok mütevazı bir yemeğe götürdüm. Dolmabahçe'ye Taksim'den inerken sol kolda Rusların Türkiye'de kurmuş olduğu mütevazı ama çok güzel bir lokanta vardı. Oraya götürdüm. Fasulye pilav yedik. Orada aklıma koydum: Buradan çıkıp Dolmabahçe'ye inerken teklifimi yapacağım. Nedense orayı seçmişim. Söyledim tabi. "Dünyada en çok sevdiğim sensin. Benimle evlenir misin?" dedim. Tabii Rahşan çok şaşırdı. Ne diyeceğini bilemedi. Ama ret de etmedi. Nişan l945 yılında Aral ailesinin evinde yapıldı. Bir yıl sonra 22 Ağustos l946'da nikâh kıyıldı. İki genç düğün istememişti.

DEVALÜASYON AYRILIĞI
Bu arada Bülent, basın ataşeliğinde görev yapmak üzere Londra'ya atandı. 120 lira maaş alacaktı. Ancak, o günlerde yapılan devalüasyon hesaplarını alt üst etti: "Rahşan'la beraber gidecektik Londra'ya. Fakat tam hareket edeceğim günlerde Cumhuriyet döneminde en büyük devalüasyon oldu. Bana da katip olarak görev veriliyordu. Kadrolu değildim. Benim zaten çok mütevazı olan aylığım birden bire yarıya indi ve o yüzden Rahşan'ı götüremedim." Evlendikten iki hafta sonra Bülent, bir yıl sonra Rahşan Londra'ya gitti. Ekonomik sıkıntı içinde geçen zor günler Rahşan'ı iyice zayıflatmış, Bülent de sıkıntıdan ilk kez bıyık bırakmaya başlamıştı. Rahşan ve Bülent, savaş sonrası bir toplumun kıtlıkla nasıl mücadele ettiğini, sefaletten kalkınmaya geçiş çabalarını izleme ve ders çıkarma fırsatı bulmuştu. Kimilerinin eleştirdiği tutumlu olma alışkanlıklarını kazanmada buradaki gözlemlerinin payı da büyüktü.

(NOT: Bu yazı dizisinin her türlü hakları yazarına aittir. Yazarın yazılı izni olmadan kısmen ya da tamamen yayınlanamaz, kitap, belgesel, film, cd, dvd yapılamaz, manyetik bant haline getirilemez, çoğaltılamaz, dağıtılamaz...)
Haberin fotoğrafları