kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Ekim 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Toplumu frenlemek...

Güvenlik biriminin tepesindeki etkin isim, 4 ay önce özel sohbetimizde kaygısını şöyle dile getirmişti:
"Türkiye toplumsal çatışmanın eşiğinden, tecrübeli iki mülki amir (İstanbul ve dönemin Sakarya valileri) sayesinde döndü. Tekrar etmesinden kaygı duyarız..."
Sözünü ettiği, Eylül 2005'te Öcalan'a destek vermek için İmralı'ya gidenlerin, dönüşte Bozüyük'te olay çıkmasına neden olmalarıydı.
Üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, benzer bir olayla karşılaşmaktan çekiniyordu.
Terör örgütünün sıkışmaya başladığını, bunu aşabilmek için kışa girerken tepkiyi toplumsal çatışmaya döndürecek eylemlere yönelebileceğini kayda geçiriyordu.

Provokasyon
Belki de bundandır, hem önceki akşamki Çankaya zirvesi bildirisinde, hem de dün Bakanlar Kurulu sonrası yapılan açıklamada benzer kaygı dile getirildi.
Başbakan Yardımcısı, Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek de dün açık ifadeyle kayda geçirdi.
"İyi niyetli tepkileri, art niyetlilerin provoke etme ihtimali olabileceği" uyarısında bulundu.
Son dönemde arka arkaya şehit verilirken, toplumsal bir tepki gösterilmemeli mi?
Tabii ki gösterilmeli...
Ancak bu tepki, içinde sadece terör örgütüne destek verenler seyahat ediyormuş gibi Güneydoğu'ya giden otobüsleri taşlayarak, bölge insanına karşı tepkili davranış göstererek sergilenmemeli.
Bu yapıldığı takdirde teröre tepki, ekmeğine yağ sürmeye dönüşür.

İdeolojik ayrışma
Uzun süredir bölgede görülen ideolojik ayrışmanın aşına da tuz biber ekler, sorunu içinden çıkılamayacak noktaya taşır.
Anadolu topraklarında yüz yıllardır başarılı olamayan etnik bölücüler, bu kez çoğunluk ırkçılığı sayesinde hedefine ulaşır.
K.Irak'taki etnik liderlerin, Türkiye'ye dönük ideolojik ayrışmayı pompalayan çabaları da taçlanır.
Peki ne yapılmalı?
Hemen söyleyelim, sorunun çözümü sınırın bu tarafını sadece ekonomik yönden güçlendirmekle bulunmaz.
Nitekim, AK Parti hükümeti, uzun süredir bölgeye ekonomik yatırım yapıyor; bunun karşılığını da son iki seçim ve referandumla almış bulunuyor.
Ancak, ortadaki ince çizgi hala duruyor.
Bugün ekonomik gerekçelerle alınan destek, ideolojik temel ardına tam konulamadığı için çabuk tükeniyor.
Ondandır 23 yıldır terör örgütü bölgeden kaynak bulabiliyor.
AK Parti'nin bölgeyi çok iyi bilen etkin isminin dün dile getirdiği şu yakınma ise her şeyi anlatmaya yetiyor:
"Meseleyi ideolojik boyutundan kurtarmanın yöntemi için bir şansımız vardı. K.Irak yönetimi bir noktada ikna edilirdi. Son olay bunu da ortadan kaldırmanın vesilesi oldu..."
Bu tezini güçlendirmek için altını çizdiği bir diğer nokta ise ABD'den dün akşam saatlerinde gelen, "Türkiye'yi durdurmak için çaba gösteriyoruz" yönündeki açıklama.
İsyan eder tarzda sesini yükseltip ekledi:
"Bu açıklamanın anlamı belli; ben büyük ağabeyiniz olarak arkanızdayım dediği bu noktadan sonra, başta PKK olmak üzere, Barzani ve Talabani, Türkiye'nin hayrına bir adım atar mı?" Batıda ve doğuda öfke yükselirken, bu noktaya nasıl gelindiği sorusunu da sormak gerekiyor.