kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Ekim 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Bir müzikalde oynamayı çok istediğini söyleyen Şebnem Sönmez: Müzik için deliren biriyim. Dansa da çok düşkünüm. Hala şan dersi alıyorum. Şarkı söylemesem de sesim eğitimli olmak zorunda.

Ben oyuncunun leylek gibi gezenini severim

MUSTAFA KIZIL GÜNAYDIN
atv'nin yeni dizisi 'Elveda Rumeli'de Erdal Özyağcılar'la başrol paylaşan Şebnem Sönmez, çalışmadığı zaman çok mutsuz olduğunu söyledi ve ekledi: Bir kuruma bağlı olmaya karşıyım. Oyuncunun leylek gibi olanını seviyorum. Tanışacak, anlaşacak, helalleşecek ve ayrılacaksın!..
atv'nin ilgiyle izlenen dönem dizisi 'Elveda Rumeli'de canlandırdığı 'Fatma' karakteriyle ekrana dönen Şebnem Sönmez, "Çalışırken çok neşeli oluyorum. Çünkü çalışırken insanların birbirlerine gülmelerini, saygı duymalarını, sevmelerini, küçük süprizler yapmalarını seviyorum" şeklinde konuştu. Probleme değil çözüme odaklandığını anlatan Sönmez, çekimleri Makedonya'da yapılan 'Elveda Rumeli'nin setinden de çok keyif aldığını belirterek, şunları söyledi: "Benimle çalışmanın insanları rahatlatan tarafları olduğu kadar onları zorlayan yanları da vardır. Kolay değilimdir aslında! Nemrutumdur." Geçtiğimiz yaz Açıkhava'da sahnelenen 'Rock Müzikalleri' adlı gösterinin süpervizörlüğünü de yapan Şebnem Sönmez'le 'Elveda Rumeli' ve yeni projelerini konuştuk.

MÜDAVİMİ OLMUŞLAR

* 'Elveda Rumeli'nin çekimleri nasıl gidiyor? Memleketten ayrı kalmak zor geliyor mu size? Gayet düzenli bir şekilde hiçbir şey aksamadan devam ediyor. Makedon ve Türk ekip, sonunda uyum sağladı. Gayet mutluyuz biz orada.

* İlk iki bölümden anlaşıldığına göre farklı bir dizi oldu. Gelen tepkiler nasıl? Birçok yönden farklı bir çalışma yapıyoruz. Hem Türk hem Makedon oyuncularımız var, duygusal yapısı da değişik. Ben ilk bölümü uçakta olduğum için izleyemedim ama Zerrin Sümer, Demet Akbağ gibi dostlarımdan çok güzel şeyler duydum. Dizinin müdavimi olduklarını, başka bir şey seyredemediklerini söylediler. İnternetteki yorumlardan ise 'Elveda Rumeli'nin sevildiğini gördüm.

* Dizi sokakta da konuşulmaya başladı aslında. Özellikle öyle bir köyün olup olmadığı, hala öyle bir çarşının varlığını devam ettirip ettirmediği merak ediliyor. Size de bu tarz sorular geldi mi? Tabii bunları bana da soruyorlar. "Çarşı ne kadar güzel. Hala öyle bir çarşı var mı?" dediler. En çok da dere çekimlerini merak etmişler. Evet, çamaşır yıkanan yer hala var ve biz o harika doğal dekorun önünde oynadık. Orayı gördükten sonra dizinin başka bir yerde çekilme ihtimali bence de yokmuş.

BENİM İÇİN SES ÖNEMLİ

* Dizinin başarısında oyuncuların başarısının yanı sıra mekanlardaki gerçekliğin de etkisi var değil mi? Aynı işi 'Türkiye'de benzer dokuda bir yerde çekebilir miydik?' soruları da vardı. 'Neden olmasın?' bile diyemedim. Çünkü asla olamazdı. El değmemiş bir yer orası. Gerçekten 1890'ların dokusunu bize hissettiren bir doğal atmosfer. Bundan vazgeçilmemesi gerekirdi. Bence de bu doğal ortam ekrana teknik müdahale etmeden yansıtılıyor. Bu harika bir şey.

* 'Fatma' karakterine nasıl hazırlandınız, ne gibi ön çalışmalar yaptınız? Canlandırdığım karakter, benim kulağımda duyduğum melodi olur her zaman. Kendi içimde bir ses duymazsam, o karakteri çıkaramam. Benim için bu ses önemlidir. Kafam hep böyle çalışır. Ben bir ses bulamazsam, bir tavır da bulamam. Bu role hazırlanırken çok fazla insanla konuştum, onları çok dinledim. Nasıl davranıyorlar, birbirlerine baktım. Dil konusunda çok çalıştım. Dil hocamız Zekir Bey'le günde 8 saat çalıştık. 'Fatma' sevgi dolu olmasına rağmen sert ve otoriter bir kadın. İçindeki sevgiyi göstermeye hiç niyeti olmayan bir kadın oynamak zor...

HEIDI'NİN DEDESİ GİBİ

* Normalde dizilerde bu tarz karakterlere 'kötü' damgası vurulur ama size kimse kızmadı. Nedir bunun sırrı? Bu kadın çocuklarının iyi bir gelecek sürmesini istiyor. Çocuklarını bir ömür boyu korumak istemesinin, sevilmesinde etkisi büyük bence. Şefkatli bir kadın ama şefkatini göstermiyor. Heidi'nin dedesi de öyle değil midir? Hiç konuşmaz, somurtur, aksi nemrut bir ihtiyardır. Ama en küçücük gönül kırıklığında, en izin vermediği şeylere izin verir. 'Fatma' da öyle biri...

* Çok çalıştığınıza değmiş... Makedonca'ya bayağı hakim görünüyorsunuz. Makedonca-Türkçe deyimler ve atasözleri sözlüklerimiz var. Onları her gün okuyorum. Sürekli not alıyorum. 'Kaynana kalkti gelin oturdu', 'Aç aç ile yattı mı dilenci doğar', 'Ağaçtan maşa fukaradan paşa olmaz' gibi sözleri nerede kullanırım diye düşünüyorum. Boş zamanlarımda da kulağımın dolması için Makedonlar'la içiçe oluyorum.

* Dram bile oynasanız izleyici için ekranların gülen yüzüsünüz... Peki gerçekte siz nasıl birisiniz, kendinizi anlatırmısınız? Hayatım boyunca problemi değil onu çözmeyi severim. Bu konuda biraz tez canlıyım ve çok hızlı bir tempom, sabırsızlığım vardır. Mesleğimi çok sevdiğim için çalışmak benim için en önemli şeydir. Çalışmayınca çok mutsuz oluyorum. Etrafımdakileri üzmemek için onlarla az görüşürüm. Kendime göre kurallarım vardır...

ZORLAYICI BİR İNSANIM

* Çalışırken nasıl bir insan olursunuz? Çok neşeli oluyorum. Çünkü çalışırken insanların birbirlerine gülmelerini, saygı duymalarını, sevmelerini, küçük süprizler yapmalarını seviyorum. Ufak hediyeler vermeyi, eğer hediyem yoksa kağıttan küçük bir gemi yapıp içine bir şey yazıp, onlara doğru uçurmayı seviyorum. Biraz mükemmelliyetçi olduğum için benimle çalışmanın insanları rahatlatan yanları olduğu kadar zorlayan yönleri de vardır. Ama iyi bir arkadaş olduğumu düşünüyorum. Dostlarımı üzecek hiçbir kasti faulüm olmadığını düşünüyorum. Yoksa beni niye sevsinler? Çok nemrutum aslında! (Gülüyor)