kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Ekim 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Prof. Dr. AYDIN AYAYDIN

Bürokratik oligarşi Merkez Bankası'nda

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve Erdem Başçı'nın bazı gazetelerin bazı akademisyen köşe yazarlarına para politikaları ile ilgili İstanbul'daki bilgilendirme toplantısındaki davet kriteri rezaletini dün okurlarımla paylaşmıştım.Yıllarca bürokrasinin en tepe noktalarında görev yaptım, ancak hiçbir zaman bir kamu kurumunun böyle bir bilgilendirme toplantısına tanık olmadım.
Dünkü yazıdan sonra Merkez Bankası yönetimine yakın kaynaklardan işin perde arkasını öğrendim. Tam bir rezalet. Bu rezaletin sebebi yıllardır Başbakan Erdoğan'ın şikâyetçi olduğu bürokratik oligarşi bu kez kendisini Merkez Bankası'nda boy göstermeye başladı . Merkez Bankası yönetimi Durmuş Yılmaz ve Erdem Başçı'ya geçince ilk yaptıkları uygulama bankanın basın ve kamuoyu ile ilgili ilişkilerini yıllardır başarı ile yürüten iletişim ekibini dağıtmak oldu. Sebebi: bunlar benden değil, diğer mahallenin mensupları. Bu kadrolar tasfiye edildi , yerlerine benden olsun çamurdan olsun misali İletişim uzmanlığı ile yakından uzaktan ilgisi olmayan, konu ile ilgili hiç bir deneyimi olmayan Rekabet Uzmanı olarak Rekabet Kurumu'nda çalışan Cihan Aktaş Merkez Bankası'ndaki bu birimin başına kamudaki süresi olmadığı için tedviren görevlendiriliyor. Cihan Aktaş'ı yakından tanırım. Rekabet Kurumu'na Başkanlığım dönemimde Uzman Yardımcısı olarak alınmıştı. Ancak o genç arkadaş Rekabet Uzmanı olup, iletişimle yakından uzaktan ilgisi yok. Cihan Aktaş'ın tek özelliği Erdem Başçı'ya yakın biri. Sırf Erdem Başçı'ya ve Başçı'nın sempati duyduğu şu anda geçerli olan kitlelere yakındır diye ilgisi olmayan bir alanda görevlendirilmesi alışkın olduğumuz devlet geleneklerini yok ettiği gibi, kurumların akışına sekte vurmaktadır. Erdem Başçı usulsüz bu atama ile Merkez Bankası'na olan güveni sarsacağına Cihan Aktaş isimli kendisine yakın genci Merkez Bankası İletişim Müdürlüğü yerine, kendi uzmanlık alanı olan Rekabet Kurumu'nda bir Müdürlük görevine önerseydi, o genç arkadaşın konusu ile ilgili önünü açmış olurdu. Erdem Başçı, güçlü ve etkili mahalle arkadaşlarını da devreye sokarak boş bulunan Rekabet Kurulu Başkanlığı görevini Cihan Aktaş'a tedvir ettirebilirdi . Merkez Bankası'nın İletişim Müdürlüğü'ne de yine kendisine, görüşüne, hatta mensup olduğu camiaya yakın bir İletişim Uzmanını getirseydi daha iyi olurdu. Erdem Başçı, Cihan Aktaş isimli genç arkadaşı Rekabet Kurumu'nda bir göreve getirecek güce sahip değilse de yakın dostu Bakan Babacan'ı devreye sokabilirdi. Bundan da başarılı olmasaydı, o zaman mikro ve makro ayırımını dahi yapmakta sıkıntı çeken bu arkadaşı Bakan Babacan'a bağlı Dışişleri Bakanlığı veya Başmüzakereciliğe bağlı bir birimde rekabet ile ilgili uzmanlık alanında bir göreve atanmasını sağlayabilirdi.
Bürokrasinin neden iyi çalışmadığını bu örnek çok iyi ortaya koyuyor. Demek ki bilmediğimiz daha kimler hangi görevlere getirilmiş. İyi ki Başbakan Erdoğan torpil mekanizmasını ortadan kaldırmış.