kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Ekim 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Prof. Dr. AYDIN AYAYDIN

Türküm, doğruyum, çalışkanım, ihracatımızı artır Atam

Türkiye ihracatta 100 milyar doları aşmış. Kutlamalar Anıtkabir'de, TIM Başkanı Sayın Satıcı önde, ardında Devletin Dış Ticaretten Sorumlu Bakanı Sn Tüzmen Ata'ya sevinçlerini şükranlarını saygılarını ilettiler.
Dış ticaret ve özellikle ihracat , bir ülke için hele Türkiye gibi kalkınmasını ihracat stratejisine dayandırmış bir ülke için gerçekten çok hassas ve önemlidir. Önemini ve ehemmiyetini kavrayamamış, bu anlamda hiçbir gayreti olmayan vitrin süslemeden ve kişisel beklentinin ötesinde hiçbir anlam ifade etmeyen kişilere bırakılamayacak kadar değerlidir.

Gerçek ihracatçı nerede?
Bu gün itibariyle son 12 ayda ihracatın 100 milyar $'a ulaşmış olması bir sevinç ve gurur kaynağıdır. Toplumun çok değişik kesimlerinden her aklı başından insanın ihracata yönelik bir katkısı ve gayreti var. Ben aylardır soruyorum Sn. Satıcı'nın ve güdümündeki siyasi uzantıların ihracata yönelik ifade edebilecekleri tek katkı yoktur. Varsa ne olduğunu lütfen açıklasınlar.

Paritenin katkısı
Türkiye'nin ihracat açısından bugün geldiği nokta, daha önce de birçok defalar yazdığım gibi gerçekten çok önemli.
Bunda mevcut hükümet ve başbakanın oluşturmuş olduğu istikrar ve güvenin katkısı kaçınılmaz. Bu nedenle bu başarının gerçek sahibini hatırlatmak ve zikretmek görevdir. Fakat bazı gerçekleri asla unutmamamız gerekir. Biz 100 milyar $ ile övünürken bu 100 milyar $'ı oluşturan kompozisyona hiç bakıp değerlendirmiyoruz. İhracatın % 51'in üzerindeki bir bölümü Dahilde İşleme Rejimi kapsamında yapılmış. Dolar/Euro paritesi 1.10'lardan bugün 1.45'lerin üzerine çıkmış, ihracatımızın % 55 yakın bölümü Euro bölgesine ve sadece pariteden kaynaklanan artış % 30'un üzerinde. Biraz hassas olan kimseler, bunun ne anlama geldiğinin farkında.
Hele hele Konya'dan bile küçük, 11 milyon nüfuslu Belçika'nın ihracatının 350 Milyar $'ın üzerinde olduğunu belirtir isek ki, Hollanda, İsviçre ve Lüksemburg'dan hiç bahsetmiyorum. Bu durum ne ile övünüp ya da ne ile mesgul olmamız gerektiğini, gerçeklerimizi acı bir şekilde hatırlatıyor. İthalatın bugün gelmiş olduğu seviye ve ihracatın büyük bölümünün dayalı olduğu ithalat miktarının azımsanmaması gerekir. Dış ticaret açığı konusuna ise en azından bu defalık değinmiyorum. İhracat kompozisyonu ve bu ihracat için dahilde işleme rejimi ile kaybettiğimizi üretim ve istihdamdan hiç bahsetmeyeceğim.
Detaylarını köşeye yazmaya ne zamanım ne de satırlar yetmez. Mısır'dan mı bahsetsem, Somo'yu, Irak'ı mı anlatsam, Akaryakıt Komisyonu, Mersin Serbest Bölgesi, Balina, Bufalo vs., Eximbank, BDDK soruşturması, EGS olayı acaba Atatürk'e bunları da anlattılar mı? Çok merak ediyorum. Eminim ki Atatürk sağ olsaydı ve bunları görseydi, eline sopayı alır ve hadi gidin buradan, burası çocukların oyun oynayacak yer değil diyerek kovalardı.