kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Eylül 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Cari açık ve enflasyon riski- ANALİZLER

Yeni Haber
Analistler, Fed'in dün gece gelen 50 baz puanlık faiz indirimi Merkez Bankası'nın (TCMB) da elini güçlendirirken, enflasyon konusundaki risklerin arttığını, emtia fiyatlarındaki yükselişin ve doların global piyasalardaki değer kaybının YTL'nin güçlenmesini destekleyerek cari açık üzerindeki baskıyı artırdığını söylüyorlar.

ABD'de yüksek riskli subprime mortgage kredilerinde geri yaşanan sorunların kredi piyasalarında yarattığı likidite sıkışıklığı Avrupa'yı da etkilemeye başlayınca, yaşanan krizin makroekonomik dengeleri olumsuz etkileyebileceği kaygıları doğdu.

ABD Merkez Bankası (Fed), bu nedenle Kasım 2002'den bu yana ilk kez faiz indirimine gitti. İngiltere ve Avrupa merkez bankaları piyasaya likidite vermeyi sürdürürken, Japonya Merkez Bankası da Eylül'de beklenen faiz artırımını ertelemek durumunda kaldı.

Bear Stearns analisti Tim Ash, "Fed'in faiz indirimlerine devam etmesini olasılık dahilinde görüyorum. Fed'in bu kararı, TCMB'nin de faiz indirim sürecine girildiği yönündeki yaklaşımını destekliyor ancak genel olarak merkez bankalarının şu aşamada enflasyon konusunda çok fazla risk aldıklarını düşünüyorum. Bu (gevşetme döngüsünden) kaynaklanabilecek riskleri daha fazla gözetmeleri gerekiyor" dedi.

"Hiç şüphe yok ki Fed'in kararı TCMB'nin de 'ölçülü faiz indirimi sürecine' başlamasını destekleyecek" diyen Ekspres Yatırım Ekonomisti Güldem Atabay, "Geçen haftaki 25 baz puanlık indirimden sonra yıl sonuna kadar 50 baz puanlık indirim daha öngörmüştük ancak şimdi TCMB'nin kısa vadeli faizleri yüzde 16.25'e kadar çekebileceğini düşünüyoruz" diye konuştu.

RİSKLER SÜRÜYOR

Fed'in beklenenin üzerinde bir faiz indirimine gitmesi doların ana para birimleri karşısında değer kaybetmesine neden olurken, ekonomik büyümenin yeniden canlanacağı beklentisiyle ham petrol fiyatlarının da rekor kırmasına yol açtı.

Petrol fiyatlarının varil başına 80 dolar seviyelerine doğru gitmesinin Türkiye'nin geçen yıl GSYH'nın yüzde 7.8'i seviyesinde olan cari açığını bu yıl 40 milyar dolar ya da GSYH'nın yüzde 8-8.3'ü aralığına çekebileceğini belirten Atabay, şunları söyledi:

"Türkiye'nin ana ihracat pazarının Avrupa olması ve euronun güçlü seyri ihracatın yıllık bazda yüzde 20 seviyesinde büyümesine destek veriyor ancak bunun pozitif etkileri ithalatın yeniden momentum kazanmasıyla silinecek gibi görünüyor. Petrol fiyatları 80 dolara giderken petrol faturası kaçınılmaz olarak artacak ve cari açık bizim tahminimiz olan 35.5 milyar dolardan 40 milyar dolara doğru kayacak."

Fed'in 50 baz puanlık faiz indiriminin ardından ekonominin dolayısıyla talebin canlanacağı beklentisiyle emtia ve kıymetli madenlerin fiyatları yükseldi. Euro/dolar paritesi 1.4'ün üzerini görürken, analistler paritenin 1.5'e kadar yükselebileceğini belirtiyorlar.

"TCMB OLAĞANÜSTÜ TOPLANABİLİR"

Analistler, bu noktada güçlü liranın enflasyona yardım etse de, ithalatı desteklemesi ve dış açıkları artırıcı etkisinin göz ardı edilemeyecek bir risk olduğunu belirtiyorlar.

Atabay, "Doların değer kaybının ve fon akışının sürmesiyle lira dolar/YTL 1.20 seviyesinin altına gidebilir. Bu enflasyon dinamikleri açısından önemli olsa da bize göre genel olarak ekonomik göstergeleri olumsuz etkileyecektir" dedi.

Dolar/YTL kotasyonları 1.23 ile Temmuz 2001'den bu yana en düşük seviyesine geriledi.

HSBC Ekonomisti Fatih Keresteci, "Fed'in kararı TCMB'nin faiz indirimi hususunda elini rahatlatıyor. Yurtdışı piyasaların dengeye gelmesi durumunda TCMB'nin önümüzdeki aylarda da rahatlıkla faiz indirimine gidebileceğini, hatta indirim oranını artırabileceğini düşünüyorum. Bu arada, YTL'deki değerlenmenin hızlanması durumunda TCMB olağanüstü bir toplantı düzenleyerek de faizlerde indirime gidebilir" dedi.

Analistler, temel olarak değerli YTL'nin ihracatı olumsuz etkileyeceğini, özel tüketim harcamalarını artırarak özel sektör borçlanmasını riskli seviyelere çekebileceğini, portföy yatırımlarını volatiliteyi artıracak ölçüde hızlandıracağını ve ekonomik büyümeye zarar vererek YTL'nin daha da güçlenmesine neden olabileceğine işaret ediyorlar.

REUTERS