Bütün şarkılar aynı adama

85 yaşındaki söz yazarı Fikret Şeneş adına, yarın akşam Turkcell Kuruçeşme Arena'da büyük bir konser verilecek. 'Kimler Geldi Kimler Geçti' başlıklı gecede sahneye kimler çıkmayacak ki... Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Levent Yüksel, Ayten Alpman, Yeşim Salkım, Aşkın Nur Yengi, Ayla Algan, Nükhet Duru, Yaşar, Deniz Seki ve Demet Akbağ, ünlü söz yazarının şarkılarını söyleyecek. Gecenin geliri ise İstanbul Polis Hizmetlerini Geliştirme ve Destekleme Derneği'ne bağışlanacak. Bu konserle ilgili görüşmek için evine gittiğimiz Şeneş ile hepimizin hayatının bir yerinde mutlaka olan 'o şarkılar'ı konuşacaktık ama öğrendik ki o şarkılar 48 yıllık büyük bir aşkın özeti. 'Kimler Geldi Kimler Geçti'de 'Haykıracak Nefesim Kalmasa Bile'de 'Dile Kolay'da, yani aşkların bir nevi marşı olan bu şarkılar hep ama hep aynı adama yazılmış...

* Ajda Pekkan ile başka bir hukukunuz var. Neredeyse söylediği tüm şarkıların sözlerinde sizin imzanız var? Tabii tabii. 300 şarkı yazmışım. 85 tanesini Ajda söylemiş.

* Konserde sahneye çıkacak isimleri siz mi belirlediniz? Yok! Ajda Pekkan, Hakan Eren ve oğullarım Ahmet-Celal Çapa ayarladı her şeyi. Bana böyle bir konserden bahsettiklerinde Bodrum'daydım. 'Bölmeyin tatilimi, gelemem ben' dedim. 'Sen karışma biz her şeyi halledeceğiz' dediler, dört koldan tavladılar beni.

SONUNDA AYRILDIK

* 'Tatilim bitince yapın' şartını mı koydunuz yani? Hayır konser gününü de ben seçmedim. '10 Eylül'de şarkılarının doğum gününü kutlayalım' dediler. Tesadüfen öyle bir gün seçmişler ki, tüm şarkılarımı yazdığım kişinin doğum günü de o gün!

* Bütün şarkıları aynı kişiye mi yazdınız? Hepsi aynı adama... Bana aşk yazdırmamış zaten o yaşadıklarımız yazdırmış şarkıları. Benim kolejde de kalemim çok kuvvetliydi. Okulda da piyano çalar, şarkı söylerdim. Ama hiçbir zaman şiir yazmadım hayatımda... Demek ki sonradan anlatacak bir şey kalmadı şarkılardan başka...

* Kendisi de orada olacak mı? Hayır evladım. O bitmiş bir mevzu! 3-4 sene evvel dedim ki '48 sene ortalığa çıkmamışken, kimse öğrenmesin... (Bir günah gibi gizledim seni şarkısını söylüyor...) Bitsin bu iş. Çocuklar da büyüdü artık yeter, dedim. Görüşmüyoruz. Kendisi benim sözlümdü aslında. Ben ona kızıp evlendim, o da bana kızıp gitti evlendi.

* 48 sene gizli gizli mi görüştünüz? Maddi manevi hiçbir bağımız yoktu. O Ankara'da ben burada 3-5 ayda bir görüşüyorduk. O yıllarda gazeteciler bile o kadar efendiydi ki. Biliyorlardı bizi ama çekmezlerdi fotoğrafımızı. Çünkü onun çocuğu filan olmuştu. Olmazdı yani...

İNADIMDAN EVLENDİM

* Bu kadar büyük aşk varken niye başkalarıyla evlendiniz ya da evli kaldınız ki? Üç sene sözlüydük. Sonra onun Ankara'dan bir çapkınlık haberini aldım. Beni çok isteyen bir çocuk vardı. Açtım telefon "İstiyor musun hâlâ?" dedim. 14 yaşından beri beni bekliyormuş. Nikahlandığımız gece Bebek Otel'de yer ayırtmış çocuk. Deniz tarafından Fransızca bir şarkı duydum. Türkçesi "Dokunma bana yarın evleniyorum..." Hüngür hüngür ağlamaya başladım. 'Yağmurlu bir gündü tıpkı bugün gibi'yi o zaman yazdım. Hayatımın şarkısıdır o. Evlendiğimi duyunca çok kızmış o da gitti benden tam 15 gün sonra evlendi. Ben yapamadım, çok zor geldi, boşandım ama onun çocukları oldu. O saatten sonra o ayrılamazdı zaten.

* Ama birbirinizden hiç kopmadınız? Gayet tabii, aslında çok zor bir şeyi başardım. 48 sene bunu sakladık. Huzurunu bozmadık, kendi kendimize yeterek götürdük. Zaten aşk, öyle vıcık vıcık her dakika beraber olmak değildir... Bitirir o aşkı.

* En son hangi şarkıyı yaptınız? 93 yılında 'Hata'yı yaptım. Sonra da bıraktım. O şarkıda 'Aşkımız yaşamaya değmeyen bir hataydı' dedim ya, çok kızmıştı bana, "Her şeye değdi o aşk" dedi.

* Şimdi cep telefonu ile mesaj yollanıyor ya sevgiliye, siz milyonları koro haline getiren şarkılar yazmışsınız. O kadar aşk şarkısının içinde "Görürsün sana neler edeceğim" dediğinizde nasıl tepki veriyordu? Onları yapıp koltuğunun altına veriyordum. Bozuluyordu tabii. Bir de 'Olmaz Olmaz Bu İş Olamaz' var. Nasıl da kızdırıyordum onu...