Ey ruh! Geri gel

Avrupa Şampiyonası'na 86-69'luk Litvanya yenilgisi ile başladık. Peki daha geçen sene Dünya Şampiyonası'nda iki kere yendiğimiz rakibimizden nasıl fark yedik? Bunun cevabı 3. periyodun sonundaki Litvanya hücumunda yatıyordu. Bitime 3 saniye kala Hido 2 faul atışı kullandı ve sayıya çevirdi. Biz sanki periyot bitmiş gibi geri dönerken, maç boyu bizi denize döken Kaukenas, kimsenin müdahalesi olmadan sahayı geçti ve Kerem tarafından centilmenlik dışı faulle durduruldu. Sonuç, 2 serbest atış. Oysa her antrenör bilir ki, rakibiniz Litvanya ise basket attıktan sonra mutlaka bir adamınızla topu oyuna sokan oyuncuya baskı yapacaksınız. Yapmazsanız siz geri dönerken, topu potanızda görürsünüz. Tıpkı bize olduğu gibi.

DEVLER SAMAN ALEVİ GİBİYDİ
İlk 3.5 dakikada dev gibiydik; 10-5 öne geçtik. Rakibe iki kere 24 saniye ihlali yaptırdık. Litvanya top kayıpları ile boğuşurken biz şutları kaçırsak da işler iyiydi. Ama Siskauskas faktörü devreye girince periyodu 16-19 geride bitirdik. İkinci periyoda 30 saniyede 5 sayı ile girip 21- 19 öne geçsek de Kaukenas-Jasikevicius ikilisi sahne aldı. Devre bittiğinde 8 sayı gerideydik: 36-44. İlk yarının özeti; onlar top kaybetti şut soktu, biz az top kaybettik ama daha da az şut soktuk. Litvanya 11 top kaybederken, %60 isabet ile oynadı. Biz 4 top kaybettik ama %29'da kaldık. İkinci yarı Litvanya top kayıplarını da minimize etti ve periyot sonunda farkı 15'e çıkardı: 48- 63. Son bölümde Litvanya gevşeyince 33.50'de farkı 10'a çektik. Ama önce Hidayet, sonra da Engin ile iki şutu kaçırınca, Jasikevicius'un üçlüğü ile canlanan Litvanya karşılaşmayı 86-79 kazandı. Yenilgi kabul edilebilir ama millilerin oynadığı basketbol büyük hayal kırıklığı idi.