kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Ağustos 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Artık Türk erkeğinin elini görebileceğiz

Kendi ismiyle yarattığı yeni markasının reklam fotoğraflarında objektif karşısına geçen İbrahim Kefeli, çok iddialı: Türk erkeğini Alman varoşlarının rüküşlüğünden kurtarıp İtalyan centilmeninin şıklığına kavuşturacağız. Kol boyları kısaldı, eller ortada..
Bisse markasının kurucularından olan ve yıllarca yönetim kurulu başkanlığını yapan İbrahim Kefeli, bugünlerde yepyeni bir heyecan yaşıyor. Bisse'yi kardeşine devreden Kefeli, artık kendi ismini taşıyan yeni bir markayla erkekleri giydirecek. 'İbrahim Kefeli' markasını 24 yaşındaki kızı İrem ile yaratan ünlü işadamı, patronluğu da onunla paylaşıyor. Kefeli, markasını duyurmak için gazetelere verdiği ilanlarda da kendi resmini ve imzasını kullanıyor. Kefeli ile yeni markasını ve bu ilginç ilanları konuştuk...

* Çoğu kişi için İbrahim Kefeli ismiyle Bisse markası özdeşleşmiştir. 30 yıllık Bisse hikayenize nasıl son verdiniz?
Aslında ben İbrahim Kefeli ismini markalaştırmayı 13 yıl önce kafama koymuştum. Ama bunu uygulamaya 3.5 yıl önce karar verdim. Dünyada artık kişi kendisini ortaya koyuyorsa ismini de ortaya koyuyor. Ayrıca ben İbrahim Kefeli ismini markalaştırıp, bu markayla başka alanlarda da faaliyet göstermek istiyorum. İnşallah yakında bir İbrahim Kefeli Eğitim ve Kültür Vakfı kurmayı istiyorum.

* İbrahim Kefeli markasıyla üretilen ürünlerin özelliği nedir?
İbrahim Kefeli'nin eskiden beri üç nokta felsefesi var. Bu üç noktanın birincisi kalite, kalitede daima kendini aşmak. İkincisi; trend olmak, modayı en iyi şekilde yansıtabilmek. Üçüncüsü ise mutlak rahatlık ve konfor. Aslında marka sorumluluk işidir, bir kefalettir. Kolay kazanılmaz ama kolay kaybedilebilir.

ŞIK VE DİNAMİK ERKEK
* İbrahim Kefeli'nin nasıl bir çizgisi var peki?
Bugün dünyada en beğenilen tarz İtalyan çizgileridir. Biz de İtalyan tarzını kendi üslubumuzla ortaya koyuyoruz. Şık ve daha dinamik görünen erkek yaratmak istiyoruz. Örneğin, şu an takım elbisede en büyük değişikliği ceket kollarında yaptık. Türkiye'de ceket kol boyları sorundur. 70'li yıllarda Almanlara fason diken Türkiye'deki üreticiler, Alman kalıplarını dünyanın en geçerli kalıbı olarak almışlar. Bir kere Alman ırkının kol boyları uzundur. O kalıplar Türkiye'de de kullanılıyor ve Türk erkeklerinin baş parmakları bile ceket kolunun içinde kalabiliyor. İşte biz bu ceket kol boylarını Türklere göre yaptık, tam 8 santim kısalttık.

* Nihayet Türk erkeğinin de ellerini, hatta bileklerini görebilecek miyiz?
Evet elleri, parmakları kurtardık. Ceket kollarının genişliği ve boyu çok önemlidir. Bir erkek ayakta dururken, ceketinin altından gömlek kolunun en az bir santim görünmesi lazım. Oturduğu zaman da gömleğinin düğmesi dışarı çıkmalıdır. Bu bir standarttır. Biz erkekleri Alman varoşlarının rüküşlüğünden kurtarıp, İtalyan centilmenlerinin şıklığına kavuşturacağız.

NARSİST DEĞİLİM
* Peki giydiğiniz her parça İbrahim Kefeli markası mı taşıyor?
Evet. Tabii birkaç tane de Bisse gömleğim vardır. Ama artık İbrahim Kefeli'den başka bir marka giyemiyorum. Çünkü insanlar bir yerde ceketin markasına bakıp, başka bir marka görürse hesap sorabiliyor. Ben de mahçup olmamak için başka marka giymiyorum artık.

* İç çamaşırınız da mı isminizi taşıyor?
Hayır, daha değil ama ileride onu da yapacağız. Şu an bir iç çamaşırına bir de şapkaya el atmadık. Aslında sloganımız 'Ayakkabıdan şapkaya kadar' olacak ama henüz takım elbise, ceket, pantolon, triko, gömlek, kravat, kemer, çorap, ayakkabı, cüzdan ve kol düğmesi üretiyoruz.

* Kendi ismiyle marka yaratanlarda biraz narsizim olduğu söylenir. Siz narsist misinizdir?
O bir düşünce tabii ki ama ben asla narsist bir insan değilim. Hatta aileme ve yanımda çalışanlara 'hiçbir zaman hep bana demeyin' diye öğütlerim. Ben hiçbir zaman kendimi düşünmedim, her şeyi geneli düşünerek yaptım. Böyle yaptığınız zaman gerçek kazancı elde edersiniz.
Haberin fotoğrafları