kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Ağustos 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

New York'ta gönüllü bir Türk elçisi!

Yeni Haber
ABD'nin en büyük kenti New York'un Manhattan bölgesinde gökdelenlerin dibini mesken tutan Türk meyveci Bayram Öz, her gün on bin kişinin üzerinde New Yorkluya merhaba deyip, yaklaşık bin 500 kişinin elini sıkıyor. Manhattan'ın en meşhur caddelerinde Lexington Avenue ile 87. caddenin köşesindeki meyve tezgâhında satış yapan eski gazeteci Bayram Öz, aynı zamanda gönüllü bir Türkiye elçisi. Sabah 6, akşam 10, haftanın 6 günü New Yorklulara 33 çeşit meyve satan Bayram Öz'ü diğer meslektaşlarından ayıran ise sürekli tebessüm etmesi ve tanıdığı tanımadığı herkese selam vermesi.

Yaklaşık 7 yıl önce yeşil kart kazanarak ABD'ye gelen Bayram Öz, çevresinde bu kadar sevilmesini Türk insanın samimi yapısına bağlıyor. İspanyolcadan, Almancaya birçok değişik dilde teşekkür etmeyi öğrenen ve gelen her müşterisine kendi dilinde teşekkür eden Bayram Öz, müşterilerine Türkiye broşürleri ve lokum dağıtıyor.

Manhattan'ın her köşe başında görebileceğiniz meyve tezgâhlarından yüz kadarı Türklere ait. Binin üzerinde meyvecinin bulunduğu Manhattan adasında sektörün en yoğun çalışanları ise Bangladeşliler. Bayram Öz, yaptığı işin çok yorucu olduğunu ifade ederek, "7 yıldır Manhattan'da meyve satıyorum. Haftanın 6 günü sabah 6 - akşam 10 çalışıyorum. Geldiğim dönemde ne yaparım diye çok düşündüm. Türkiye'de gazeteciydim. Kendi işimi yaparım umuduyla New York Times'a gidip iş başvurusunda bulunup, bir editörle görüştüm. Dil sorununu hallet seni işe alalım dedi; fakat benim yaşamak için acilen iş bulmam gerekiyordu. Kısa süre sonra bu işte karar kılıp meyve satmaya başladım. New York'ta Türklere ait 100'ün üzerinde meyve tezgâhı var; fakat Türkler kendileri çalışmaktansa patron olmayı seviyor. İyi bir noktada satış yapıyorsanız günlük 1500 doların altında satış yapmazsınız. Her şeyden önemlisi ikili ilişkiler çok önemli. Benim müşterilerim her zaman ürünü benim seçmemi ister; bilirler ki ben onlar için en iyisini seçerim." diye konuşuyor.

Tezgahına gelen herkese ikramda bulunan meyveci Bayram Öz, "Benim tezgahımdan bir şeyler yemek için illa müşteri olmanıza gerek yok. Bu tezgâhtan hiçkimse bir şeyler yemeden ayrılamaz."diyor. Sık sık "Allah'ın yarattığı güzel meyveler burada, Beğenmezsen para yok" diyerek çevresinin dikkatini çeken Bayram Öz'ün, sıra dışı onlarca da hatırası var.

ÖLDÜ SANILINCA ONLARCA KİŞİ TEZGAHA KOŞMUŞ

Kısa süre önce tezgâhının bulunduğu sokak üzerinde yaşanan bir cinayete tanıklık eden meyveci Öz, olayın ardından görgü tanığı olarak karakola davet edilir. Yaşanan karmaşada bir dedikodu sonucu öldürüldüğü söylentisi çıkan Bayram Öz'ün müşterileri tezgâha akın eder. Tezgâhın başında bekleyen polis hiçbir açıklama yapmayınca müşteriler iyice telaşlanır. Akşam saatlerinde işinin başına geri dönen Öz'ü müşterileri boynuna sarılarak karşılar. Bayram Öz, olayı "Sabah saatlerinde tanıklık ettiğim olay için, akşama kadar karakolda bekledim. İşimin başına döndüğümde beni bekleyen onlarca insan vardı. Boynuma sarılanlar, çok üzüldüğü söyleyenler oldu. Herkes gelmişken bari ihtiyaçlarımızı da alalım dedi. Polis bu sefer kalabalık grubu sıraya sokarak alışveriş yaptırdı. Birkaç saat içinde gün içinde yaptığım satış kadar para kazandım." diye aktarıyor.

"ABD'DE MUHTARLIK SİSTEMİ OLSA, BAYRAM KESİN MAHALLENİN MUHTARI OLURDU"

Bayram Öz'ün müşterileri arasında farklı alanlarda ünlü isimler de var. Körfez Savaşı sırasında yıldızı parlayan ve savaşı baştan sona takip eden CNN muhabiri Peter Arnett müşterilerinden sadece biri. Peter Arnett, alışveriş yaptığı dönemde şaka yollu Bayram Öz'e takılarak "Ne olacak bu Kürtlerle, Türklerin hali?" diye soruyormuş. Bayram Öz ise "Anam Kürt, babam Kürt, biz kardeşiz." diyerek Peter Arnett'la kısa sohbetler yapıyormuş.

Bayram Öz müşterilerinde olan Emre Püsküllüoğlu ise sıra dışı meyveci hakkında şu yorumu yapıyor: "Bayram ağabeyi aşağı yukarı 7 yıldır tanıyorum. Bir an boş durduğunu görmedim. Bu çevrede herkes onu tanır sever. Eğer Amerika'da bir muhtarlık sistemi olsa; Bayram ağabey bu mahallenin kesin muhtarı seçilirdi." diyor.