kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Kitapta bu fotoğrafın altında şöyle yazıyor: "Bülent Ersoy, Dr. Sabri Demirdöğen’in sunduğu anlaşmayı imzalamaya bile (İzmirli) nişanlısı Cumhur ile birlikte geliyor."

Şarkı isteyen sünnet çocuğunu kovdu

Komedi filmleri, Hababam Sınıfları, Cüneyt Arkın filmleri sürüp giderken; Melih Gülgen, dönemin en sansasyonel sanatçısı Bülent Ersoy'a film çekmemi önerdi. Böyle bir film yapmak olay yaratırdı ama aynı zamanda riskliydi. Zira Bülent Ersoy'a film ve sahne yasağı konmuştu. Tek çözüm filmi Almanya'da çekmekti... Fikir kulağa hoş geliyordu, yine de şartları netleştirmek için Bülent Ersoy'la bir toplantı yapmamız gerekti, bir akşam yemeğinde konuyu görüşmek üzere randevulaştık. Kararlaştırdığımız saatte Ersoy, İzmirli genç sevgilisi kolunda Ataköy Cem Motelleri'ne geldi... Bülent Ersoy kibar tavırları, sevenlerine gösterdiği nezaketi ve elbette ki muhteşem sesiyle oturmuştu benim gönül tahtıma.. Maddi ve manevi çok yıprandığı bir dönemdi. Almanya'da okuyan sevgilisiyle birlikte oradaki öğrenci yurdunda kalıyordu. Yasaklı ve parasızdı. İntihara bile kalkışmıştı ikiüç kez. Filme başlandığı takdirde kazanacağı para dışında da rahatlayacaktı. Sohbet devam ediyordu ama yandaki salonda yapılan sünnet düğününün gürültüsünden birbirimizi zor duyabiliyorduk. Derken karşıdan altı yaşlarında kadar, sünnet entarisinin önünü tutmuş paytak paytak yürüyen kömür karası gözlü bir sünnet çocuğu göründü. Belirlediği rotadan hiç sapmadan gelip Bülent Ersoy'un karşısında dikildi: "Benim için bir şarkı söyler misin?" Bülent Ersoy adını koyamadığım bir yüz ifadesine, kızgın ses tonunu da ekleyerek bağırmaya başladı; sanki çocukcağız kendisinde kötü hatıralar çağrıştırmış gibi... "Çekil, çekil, çekil!.." Elinin tersiyle kovaladığı çocuğun hayalleriyle birlikte bendeki imajını yıktığını da bilmeden...KİTAPTAN