kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Mayıs 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
EMRE AKÖZ

Zaten seçtirmezler!

Dünkü yazıyı, " Cumhurbaşkanını halkın seçmesi, Mustafa Kemal'in zaferi, Kemalizmin hezimetidir " diye bitirmiştim.
Bu cümle ne anlama geliyordu? Anlatmaya çalışayım:
Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal, Osmanlı subayıyken; Fransa, Almanya, Avusturya gibi ülkelerde bulunmuş, oralardaki gündelik hayatı yakından gözlemişti.
Türklerin de, Batılılar gibi ' modern' bir halk olmasını arzuluyordu. Yaptığı inkılaplarla, konuşmalarıyla ve bizzat kendi davranışlarıyla bunu gösterdi.
Mustafa Kemal bir ideolog değildi. Pragmatik bir insandı. Baktı ki bir proje yürümüyor, fazla ısrar etmez, hatadan dönerdi.
Kâh Kemalizm, kâh Atatürkçülük dediğimiz ideoloji ise daha sonra şekillendi ve katılaştı. Bu ideolojinin esas taşıyıcısı 'bürokratik elit' dediğim zümredir.
Tabii siyasette ve toplumda da bu ideolojinin savunucuları var: Bazı partiler, gazeteler, etnik gruplar gibi...
Kemalizmin esas amacı, " henüz aydınlanmadıkları " iddiasıyla, geniş halk kesimlerini devletten uzak tutmaktır: "Vergini ver, askere git, bak ne güzel; partilere oy da atıyorsun... Ama gerisine karışma!"
"Cumhurbaşkanını halkın seçmesi, Mustafa Kemal'in zaferi, Kemalizmin hezimetidir" cümlesi orijinal bir söz değil aslında.
Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Prof. Baskın Oran geçenlerde Aktüel dergisinde benzeri bir saptamada bulunmuştu. (Baskın Hoca, " AKP, Kemalizmin hem zaferi, hem de yenilgisidir " diye formüle ediyor.)
Bunları akılda tutarak gelelim asıl konuya:
Bu halk, belediye başkanlarını seçiyor mu? Evet. Bu halk, milletvekillerini seçiyor mu? Evet. Peki cumhurbaşkanını niye seçemesin?
Seçer! Bal gibi seçer. İlk turda biraz savrulsa da, ikinci turda oyunu en uygun adaya verir.
Bu da halkın demokratik olgunluğa ulaşmasının son adımı olur.
Mustafa Kemal'in hayali işte böyle bir halkın ortaya çıkmasıydı. Kemalizm ise tam da bunu engellemek üzere geliştirilmiş bir ideolojidir.
"Halka seçtirelim" lafını duyduğu anda, bürokratik elitin siyasi sözcüsü olan CHP Başkanı Deniz Baykal'ın cinleri tepesine çıkıyor. " Bunun adı padişahlıktır " demeye başlıyor.
Meğer mevcut cumhurbaşkanı padişahmış!
Peki mümkün mü?
Halka bu imkânı verirler mi?
Hayır! Sonuna kadar direnirler.
Önce partiler engellemeye çalışır. Ardından cumhurbaşkanı set çeker. Anayasa Mahkemesi mutlaka bir kulp takar. Hiçbir şey olmazsa bir
gece yarısı muhtırası daha patlatırlar.
Kendimizi kandırmayalım:
AKP de zaten bu öneriyi kabul edilmesi umuduyla ortaya atmadı. Yapılan sadece bir siyasi taktiktir.
Şimdi seçim meydanlarına çıkıp şunu diyecekler: " Gördünüz işte... Sizin temsilciniz olan milletvekillerine cumhurbaşkanını seçtirmediler... 'Halk seçsin' dedik, ona da yanaşmadılar... Bize daha da fazla oy verin ki bu çarpık yapıyı düzeltelim. "
Öte yandan teklif büyük yankı uyandırdı. Şu anda, kahvelerden şirket koridorlarına, kantinlerden internetteki tartışma gruplarına, toplumun tüm kesimlerinde bu konuşuluyor. Çoğunluk " Biz seçelim ki bir daha bu tip krizler olmasın " diyor.
Arkadaşlar, üzgünüm ama boşuna heveslenmeyin. Cumhurbaşkanını size seçtirmezler.
Not 1: Burada ' halk romantizmi' ya da ' popülizm' yapmaya çalışmıyorum. Sanki halk dediğimiz insan topluluğu çok mu matah bir şey? O cinayetleri kim işliyor? O tecavüzleri yapan, bin bir çeşit suç işleyen de halkın parçası olan insanlar değil mi? ' Eğitim seviyesi' derseniz, yerlerde sürünüyor.
Ancak tuhaf bir gerçek de var: Bu halk sandık başına gittiğinde gayet makul, gayet aklı başında bir tavır aldığını defalarca gösterdi.
Not 2: Dikkat ederseniz, ' halk seçsin' önerisini burada ' siyaset sosyolojisi' açısından tartışıyorum. Yoksa, cumhurbaşkanını halkın seçmesini sağlamak için anayasadan başlayarak bir ton değişiklik yapmak gerek.