kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Mayıs 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
MAHMUT ÖVÜR

Merkez sağda 'derin' sıkışma

Nihayet 22 Temmuz'da seçimin yapılacağına karar verildi.
Şimdi gözler siyasi partilerde...
Acaba iki ay gibi kısa sürede siyasi arenada neler olacak?
Şu an Ankara'da her şey toz duman içinde.
Bütün partiler bu hızlı sürece nasıl ayak uydurulacağının hesabını yapıyor.
Telaş başladı.
Siyasete atılmayı düşünen bürokratlar, listeye girmeyi bekleyenler, ön seçim yapmak isteyenler kısa sürede karar vermek zorunda.
Bu hızlı gelişmeye hazır üç parti var.
AK Parti, CHP ve MHP...
Diğerlerinin durumu hiç de parlak değil.
Özellikle merkez sağda yer alan DYP ve Anavatan'ın durumu bir hayli kritik.
Merkez sağ partilerde şu sıralar tam bir "27 Nisan sendromu" yaşanıyor.
DYP ve Anavatan'ın o gün izledikleri politika, onları AK Parti ile CHP arasına sıkıştırdı.
İşte bu sıkışma, her iki partinin tabanında da tartışma yarattı.
Hatta birçok ilde, ilçede istifalar başladı.
Ve merkez sağ ciddi bir kan kaybı yaşadı.
Peki merkez sağ girdiği bu kısır döngünden çıkabilecek mi?
Ya da daha önce gündeme gelen "birleşme" bu kısa sürede gerçekleşecek mi?
Bugünlerde her iki partinin kurmayları da bu sıkışmadan kurtulmanın çarelerini arıyor.
Ancak işleri hiç de kolay değil.
Adı merkez sağla bütünleşen Aydın Menderes şu anki durumu "umutsuz" olarak niteliyor ve üyesi olduğu DYP için şöyle diyor:
"Anavatan'ın durumu iyi mi kötü mü bir şey söylemek istemiyorum ama DYP, Ağar'ın Meclis'e girmemesi ile çok büyük bir yara aldı. 1946'dan beri gelen DYP'nin çizgisi 'Yeter söz milletindir...' Mehmet Ağar bunu çevirdi, 'Yeter söz devletindir' yaptı. Bu noktadan sonra kırat bu biniciyi atar üstünden. Birleşseler de sonuç değişmez. Büyük kısmı yara almış, gemi batıyor. Anavatan'la birleşirse beraber batar gemi." Şu sıralarda her iki partinin genel merkezinde de hareketli saatler yaşanıyor. Özellikle istifa ederek bu partilerden siyasete atılmayı hesaplayan bürokratlar şaşkın durumda.
Ortak soru şu: "Şimdi biz ne yapacağız?"
Her iki genel başkan da bu soruya makul bir cevap vermenin derin sıkıntısı içinde.
Seçim takvimi iki partiyi de zor durumda bıraktı. Yarın, yani 5 Mayıs Cumartesi günü bürokrat adaylar istifalarını vermek zorunda. 8 Haziran'da ise listeler YSK'ya verilecek.
Arada sadece bir ay var.
Bu süre içinde "birleşme" olabilecek mi?
Bir DYP'li şöyle diyor:
"Yapılacak tek şey var. Erkan Mumcu listesini oluşturacak ve DYP'ye verecek. Başka çare yok."
Merkez sağın iki partisindeki son durum bu.
Peki parti dışı kalmış siyasi aktörler ne yapacak?
Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Yeni oluşum" yaratmaya çalışan Mesut Yılmaz, "Ya bir yol bulacağız, ya da bir yol açacağız" diyen İlhan Kesici ve olanları köşesinden sessizce izleyen Mehmet Ali Bayar şimdi ne yapacaklar?
Görünen o ki, seçmenin cephelere yöneleceği bu seçimde merkez partilerinin "üçüncü bir yol" yaratma arzuları hiç de kolay olmayacak...