kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Nisan 2007, Çarşamba
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
BALÇİÇEK PAMİR

Aziz Yıldırım ne zaman ağlıyor?

Savaş Ay yine harikalar yaratıyor. Tozlu Yollar programında "Bu ülkede güzel şeyler de oluyor" hissini veriyor. Muhabirliğin öldüğünü iddia edenlere nispet, dağ tepe demeden, yorulmadan, gezip dolaşıyor. "Helasız köy okulunda minik öğrencilerin sıkışıklığı" haberi önce gerçekten de içimizi yaraladı. Elimizdekiyle yetinmeyi bilmeyen bizlere güzel bir tokat oldu aslında. Bazen gözümüzün önünde olmayanı yokmuş gibi sayıyoruz. Oysa ne hayatlar var çok da uzak olmayan yerlerde. Hikayenin sonu mutlu bitti. Ardahan'ın Altaş köyündeki okula her yerden yardım yağdı. Azeri işadamı Mansimov köye büyük bir ilköğretim okulu müjdesi verdi. Ayrıca çevre köylere de 100 adet prefabrik hela ve duş yaptırıyor. Mansimov ile söyleşi yaptığımda birbirinden güzel ve pahalı otomobillerini görüntülemiştik. Mansimov sadece kendisi için çalışan bir işadamı değil. Darısı diğerlerinin başına. Hani yüz binlerce dolarlık arabalar, binlerce dolarlık çantalarla gezenlere diyorum. Pamuk eller cebe lütfen!
Bu arada, iyi ki varsın Savaş!
Aynı programda öğrencilerden biri "Ben iyi top oynuyorum. İleride Tuncay gibi büyük bir futbolcu olup Fenerbahçe forması giymek istiyorum" deyince hepimizin gözleri dolmuştu. Anlaşılan Aziz Yıldırım'ın da dolmuş ki minik futbol sevdalısının bütün eğitim masraflarını üstlendi. Futbolcu olması için de elinden geleni yapacağını söyledi.
Demek ki gençler için tek kurtuluş şarkı yarışmaları değil!
Yakından tanıyanlar Aziz Yıldırım'ın hep insani yönlerinin basına yansımadığından dert yanıp, Yıldırım'ın aslında ne kadar duygusal bir adam olduğunu anlatıyorlar. Savaş Ay ile yaptığı röportajı okurken ben de aynı hisse kapıldım. Başkan yaptığı yardımın bile duyulmasından rahatsız. Öylesine mütevazı. Oysa devir şeffaflık devri! Her zaman aynı şeyi söylüyorum. Aziz Yıldırım hislerini doğru göstermeyi beceremiyor. Gösterdiği tek yönü asabi tarafı...
Halbuki, özellikle Fener taraftarının başkanın içten tavırlarını görmeye ihtiyacı var. Örneğin, biz ekran başında Zico'ya başka işler bulmanın planlarını yaparken o ne hissediyor? Yenilince, yenince nasıl tepki veriyor? Eşiyle sıkıntısını paylaşıyor mu? Nasıl deşarj oluyor, seviniyor? Ne zaman ağlıyor? Cevapları bilmiyoruz. Başkan sinirli, biraz da saldırgan bir kişilik sergiliyor.
Biz de ona göre kalem sallayıp duruyor Biraz da haksızlık ediyoruz galiba!