kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Nisan 2007, Pazartesi
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
Hareket Ordusu’nun ilk kumandanı Hüseyin Hüsnü Paşa ve kurmay subayı Yüzbaşı Mustafa Kemal Bey, 1909 Nisan’ında İstanbul’da.
Askerin siyasete yerleşmesi 31 Mart isyanıyla başladı
MURAT BARDAKÇI
MURAT BARDAKÇI
İstanbul'da, 1909'un 13 Nisan'ında patlayan ve tarihlere "31 Mart isyanı" diye geçen ayaklanma, Türkiye'nin siyasi ve sosyal yapısında çok önemli değişiklikler yarattı. İsyanı bastıran Hareket Ordusu ile beraber İstanbul'a gelenler, daha sonra Türkiye'nin kaderinde çok önemli roller aldılar. Bugünün CHP'si ile de, 31 Mart'tan sonra güçlenen İttihad ve Terakki Partisi arasında çok yakın bir ilişki vardır..
31Mart isyanı, Türkiye'nin siyasi ve sosyal yapısında çok önemli değişiklikler yarattı. Yönetici kadrolar farklı sınıflardan gelenlerin eline geçti. Ülkenin kaderinde o zamana kadar tek söz sahibi olan saray ve Bâbıâlyerini birkaç sene içerisinde siyasi bir parti, İttihad ve Terakki aldı. Ordu, politikanın tam içerisine girdi ve bütün bu değişiklikler Türkiye'nin geleceğini baştan aşağı etkiledi.

HÜKÜMETİ BASTILAR

Birkaç örnek vereyim: ayaklanmanın bastırılmasından ve Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonra iktidara birbiri ardınca zayıf kabineler geldi ama asıl güç resmen değilse bile fiilen İttihad ve Terakki'nin elinde, ordu ve polis de partinin kontrolündeydi. Asker herşeyiyle politikanın içine girmişti fakat cephelerde durum tam tersiydi. Libya İtalyan işgaline uğramış, Balkan Savaşı Rumeli'nin tamamını götürmüş, Edirne bile Bulgarların olmuş, Ege Adaları Avrupa devletlerinin idaresine bırakılmıştı. Hayat pahalılığı dayanılmaz haldeydi. İmparatorluk başkentindeki bu tatsız tablo, 1913'ün 23 Ocak günü tarihlere Babıali baskını diye geçen olayla baştanbaşa değişti. Ama değişiklik kanlı oldu, akan kan sonraları daha da arttı, devletin dünya savaşına sürüklenip savaşın milyonların canına mâlolmasıyla neticelendi. Hükümet 23 Ocak günü Babıali'de her zamanki gibi gene toplantı halindeydi ve Edirne'nin geleceği tartışılıyordu. Beyaz ata binmiş genç bir subayın, sonraları Enver Paşa diye tanınacak olan Enver Bey'in, 200 kişilik bir grupla binaya yaklaşmakta olduğunu kimseler farkedemedi. Babıali'yi korumakla görevli olan muhafız bölüğü önceden elde edilmiş ve binadan çoktan uzaklaşmıştı. Etrafı bir anda "Yaşasın millet! Yaşasın Enver" sadâları kapladı.

TABANCAYI DAYADI
Enver Bey,
arkadaşlarıyla binaya girdi. Dış sofada kendilerini durdurmak isteyenlerle aralarında çatışma çıktı ve on kişi can verdi. Silâh seslerini duyan zamanın Harbiye Nazırı Nâzım Paşa toplantı salonundan çıktı, baskıncıların üzerine yürüyüp "P...ler" diye bir söz etti ve o da üç kurşun yiyip yere yıkıldı. Enver ve Talât Beyler, Sadrazam Kâmil Paşa'nın odasına girip istifasını istediler. 84 yaşındaki sadrazam bin dereden su getirip direnmeye çalıştı ama Enver Bey'in alnına tabancasını dayaması üzerine yazı masasının çekmecesinden bir kâğıt çekip istifasını yazdı.

ASKERLER İKTİDARDA
İstifayı hemen Dolmabahçe Sarayı'na, Sultan Reşad'a götüren Enver Bey, "Hayırlı olsun" demekle yetinen yaşlı padişahın elinden yeni sadrazamın Mahmud Şevket Paşa olduğuna dair bir ferman alıp Babıali'ye döndü. Ama, Mahmud Şevket Paşa da birkaç ay sonra suikaste kurban gitti devlet herşeyiyle İttihad ve Terakki'nin eline geçti, iki sene sonra patlayan dünya savaşı da imparatorluğu aldı, götürdü... Türkiye'nin geleceğinde çok önemli roller alan bu kişilerin tamamı, İstanbul'a 31 Mart isyanından sonra Hareket Ordusu ile gelmişlerdi ve bu ordunun ilk kumandanının o zaman yüzbaşı rütbesini taşıyan ve gelecekte ülkenin kaderine tek başına hâkim olacak bir kurmay başkanı vardı: Mustafa Kemal.
Haberin fotoğrafları