kapat
15.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 ŞAMDAN
CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Çetin Altan

Picasso'nun okulda 4 sayısını bir buruna benzettiğini ve yüzün geri kalan kısmını tamamlamak için güçlü bir arzu duyduğunu yazmıştım.

Balzac da ilk okulda hocasına bir soru sormuş ve "Eğer dediğiniz gibi her davranışımızı Tanrı yönetiyorsa o zaman işlediğimiz günahlardan sorumlu olan da Tanrı değil mi?" demişti.

Ünlü orkestra şefi Arturo Toscanini ise kendisine çarptıktan sonra kaçan arabayı bir türlü tarif edememişti. Hastanede kendisine sorular soran polisleri şaşırtacak biçimde ne aracın cinsini-kamyon, kamyonet, taksi; her şey olabilirdi-, ne de rengini hatırlayabiliyordu.

Ama polisler umutsuzluk içinde odadan çıkarken son anda bir şey hatırlamış ve arkalarından bağırmıştı. "Durun durun hatırladım. Kornası fa'ydı."

Çünkü Chomsky'nin Çetin Altan'dan dünya ve insan üzerine öğreneceği çok şey vardı.

***
Bunları niye anlattım. Dünyayı farklı bir boyutta ve derinlikte kavrayan insanların varlığını ve bu dahilerin ortalama insan zekâsıyla kavranamayacak kadar büyük ölçeklerde gezindiğini anlatmak için.

Gündelik kurnazlıklarla ve para/iktidar ihtiraslarıyla açıklanamayacak bir boyuttur bu.

Çetin Altan da böyle farklı bir boyutun ve namusun adamıdır.

Dünyaya düşünmek ve yazı yazmak için gelmiş insanlardan birisidir o.

20'nci yüzyılda Türkiye ve dünya üzerine en çarpıcı gözlemleri ve soruları geliştirmiş olan ender düşünürler arasındadır.

Keşke Noam Chomsky, tanışmak onuruna eriştiği Çetin Altan derinliğinin daha çok farkına varma fırsatı bulsaydı; ya da toplantıyı düzenleyenler i'lerin noktalarını koymayı bilselerdi.

Çünkü Chomsky'nin Çetin Altan'dan dünya ve insan üzerine öğreneceği çok şey vardı.

***
İspanyollar'ın ünlü filozofu Ortega y Gasset, düşüncelerini gazete yazıları aracılığıyla aktarırdı.

Aynen Çetin Altan'ın yarım yüzyılı aşan bir süredir yaptığı gibi.

Bu ülkede orta yaş kuşağından olup da Çetin Altan'ın yazılarından etkilenmemiş, onun sorduğu soruları sormamış bir tek ciddiye alınacak adam yoktur.

Bugünün gazetecileri ve köşe yazarları da dahil olmak üzere herkes, Çetin Altan Üniversitesi'nden geçmiştir/geçmektedir.

Ortega y Gasset'in felsefeye yaptığı en özlü katkı şu cümleyle özetlenir: Ben, kendim ve çevremin toplamıyım. Bu, önemli ve üzerinde çok durulmuş, araştırmalar yapılmış, kitaplar yazılmış bir sözdür.

Çetin Altan da elbette salt kendisi değil; kendisinin ve çevresinin; yani medyanın, politikanın, ekonominin, kültürün kısacası Türkiye'nin toplamıdır.

Çetin Altan artı Türkiye!

İşte maceranın en can alıcı bölümü bu noktada başlıyor.

Çünkü Çetin Altan, Türkiye'nin nasıl yağmalandığını gördü.

Çürümenin, yozlaşmanın, yolsuzluğun, beyinsel fukaralığın, kabalığın, negatif seleksiyonun, dünyadan dışlanmanın, evrensel değerler sistemine sırtını dönmenin, kurnazlığı zeka ile karıştırmanın çetelesini tutmak zorunda kaldı.

Ve hep "Böyle olmayabilirdi!" diye düşündü.

Türkiye'nin önündeki arazide gömülü mayınlara tek tek dikkat çekmeye çalıştı.

Hani Nazım'ın bir şiirinde kaleyi bekleyen nöbetçi bir okla vurulur; Nazım "Ve ben yaklaşan düşmanı haber veremeden öldürülmenin acısını düşündüm." der ya; Çetin Altan'ın "Dertleşme" yazısın okurken ben de o okun temrenindeki zehiri etimde kemiğimde duydum.

Çünkü giderek yalnızlaşan Türkiye'dir; Çetin Altan değil!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır