kapat
07.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Batık olmayan grup şirketine kredi suç değil

Derviş'in "Bankaların, batık veya paravan olmayan grup şirketlerine açtıkları krediler suç değil" şeklindeki sözleri, "Bu tip işlemler nedeniyle zimmet iddiasıyla yargılanan bankacılara haksızlık yapılıyor" şeklinde değerlendirildi
Devlet Bakanı Kemal Derviş'in "Bankaların bağlı bulundukları grubun şirketlerine kredi vermesi suç değil" sözleri, bankacılık çevrelerinde "Zekeriya Temizel döneminde yasalar zorlanarak normal bankacılık işlemleri bile suç gibi gösteriliyordu, şimdi işlemler yasal çizgilere doğru çekiliyor" şeklinde yorumlandı. Derviş, Cuma akşamı TRT'de katıldığı bir programda grup şirketlerine kaynak aktaran bankaların devlet desteğinden yararlanıp yararlanamayacakları sorusuna "Burada önemli olan, bunun şeffaf bir şekilde olması ve kötü niyetli olmaması" cevabını vermiş ve şöyle devam etmişti:

"Ortak şirkete kredi vermek suç değil, ama batık bir ortak şirkete kredi verip, bunu canlıymış gibi göstermek suç. Eğer kredi verme olayı usulüyle, bankacılık kıstasları içinde olduysa bu bankalar suç işlemediler. Yüzde 25 limiti getirdik, geçmişte böyle bir limit yok. Zaman içinde bunu gerçekleştirecekler. Bankalara diyoruz ki; "Bunu 7 yıl içinde gerçekleştirin." Bu bankalar kendi grup şirketlerine, bir miktar krediyi usüller içinde, kötü niyet olmadan, eski yasanın müsaade ettiği biçimde verdilerse bir suç yok. Yalnız o krediler batık ise, ama batık değil de canlı gibi gösteriliyorsa o zaman sorun var."

UYGULAMA FARKLI
Derviş'in, grup şirketi kredilerine ilişkin sözleri ve yaptığı "sağlam şirket", "paravan şirket" ayrımı, devletin bankacılık sistemine yönelik işlemlerinin artık hukuk kuralları çerçevesinde yapılacağını gösteriyor. Çünkü, Temizel'in BDDK Başkanlığı döneminde bu yaklaşımın tam tersi sergileniyordu. O dönemde Fon'a devredilen bankaların tümünde, yasal limiti aşsın, aşmasın grup şirketlerine açılan krediler murakıp raporları doğrultusunda, yasalar zorlanarak "zimmet" suçu kapsamında gösteriliyor ve DGM savcılıklarına bu yönde suç duyurusu yapılıyordu. Ayrıca, kredi açılan şirketin kârlı olup olmadığı, paravan şirket özelliklerini taşıyıp taşımadığı da göz ardı ediliyordu. Bu tip zorlamalar, Bankalar Kanunu'na göre "para cezası" verilmesi gereken limit aşımı işleminin, DGM'lerde zimmet suçu kapsamında ele alınmasına yol açıyordu.

DGM'de başlayıp, daha sonra çıkan yasa gereği Ağır Ceza Mahkemesi'ne devredilen Etibank davasında da aynı zorlamalar yaşandı. Etibank'ın, Bilgin Grubu çatısı altında yer alan çoğu halka açık, bilançoları bağımsız denetim kuruluşlarınca denetlenen ve onaylanan şirketlere açtığı kredilerin bazıları da zimmet suçu kapsamında değerlendirildi. BDDK, o dönemde yasal sözleşmeleri yapılmış, krediyi alan şirketin bilançosunda "borç" olarak görünen krediler için bile "zimmet iddiasıyla" suç duyurusunda bulundu. Buna karşılık, DGM'lerde zimmet iddiasına konu olan krediler, yine BDDK'nın ticaret mahkemelerinde açtığı alacak davalarında "normal birer ticari kredi" olarak nitelendirildi.

AYNI HAKSIZLIK
Bankacılık sektörüne ilişkin politikaların hukuksal zemine çekilmesi, Temizel döneminde Fon'a devredilen bankalara yapılan haksızlıkları da iyice belirginleştiriyor. Bu konudaki ilk örnek devletin bankalara sermaye desteği sağlaması yönündeki yasa tasarısı. Önceki dönemde Etibank örneğinde olduğu gibi bazı bankalara "ileride yükümlülüklerini yerine getiremeyebilir" gerekçesiyle el konurken, yeni dönemde devlet zaman zaman yükümlülüklerini yerine getiremeyen bankalara bile sermaye desteği sağlamaya hazırlanıyor.

Önceki dönemde grup şirketlerine limitlerin üzerinde kredi açan bankalara el konurken, yeni dönemde grup kredisi limitleri aşan bankalara bile süre tanınacağı bizzat Derviş tarafından dile getiriliyor. Sistemde halen Fon'a devredilmeyen bazı bankaların kendi gruplarına limitlerin üzerinde kredi verdiği biliniyor. "Banka Kurtarma Yasası" kapsamında, "kendi grubuna yasal limiti aşan miktarda kredi açan bankalara devlet desteği verilmesin" şeklindeki bir değişiklik önergesi, sistemde grup limitlerini ihlal eden bankaların bulunduğunu doğruluyor.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır