kapat
30.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Irak testi (4)

Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'a bir önerimiz var; Sayın Yılmaz, Başbakan Ecevit'i Amerika gezisine tek başına göndermeyin. Siz de yanında gidin. Çünkü, talihsiz bir konuşmaya ancak böyle engel olabiliriz.. Sonra çok yanarız sayın Yılmaz..

İşin gerçekten şakaya gelir tarafı yok.. Bu yüzden de Ankara'ya, Washington'da olup bitenler hakkında biraz daha bilgi verelim..

Irak Ulusal Kongresi, ABD'nin birkaç ay süre ile kendilerini eğitmesini, silah vermesini ve ardından hava saldırılarını yönlendirmek için özel timleri Kuzey Irak'a göndermesini istiyor. Geri kalanını kendilerinin halledebileceğini söylüyor..

Pentagon ise, Irak Ulusal Konseyi'nin, Afganistan'daki Kuzey İttifakı kadar güçlü olmadığı görüşünde.. Bu nedenle de, oldukça büyük sayıda Amerikan birliklerinin kara harekatına katılması gerektiğini düşünüyor..

Buna karşılık CIA, örtülü bir operasyon yapılması, örneğin bir darbe ile Saddam'ın devrilmesinden yana..Bu nedenle de, Saddam'ın güçleri ile ilişkisi olan, onları etkileyebilecek Irak'lı rejim aleyhtarları ile temasta..

Pentagon, CIA'nın bu planının tehlikeli olduğunu, bu yolun daha önce de denendiğini,. Ancak Saddam'ın her seferinde darbeyi önceden haber alarak düzinelerle subayı öldürttüğünü hatırlatıyor..

Yani, daha önce de belirttiğimiz gibi, Washington'da tartışılan "Saddam rejimi gitsin mi, kalsın mı?" değil.. O iş bitmiş.. Karar verilmiş.. Şimdi, "Nasıl bir operasyon yapalım da Saddam'ı götürelim?" noktasındalar..

Bundan 15 gün önce, Washington'daki bir Arap ülkesi temsilcisinin, The New York Times gazetesine "Şimdi Saddam'ın devrilmesi için durum müsait.. Eğer Saddam giderse kaç kişi ağlar ki arkasından?" dediğini de unutmayalım..

Madem durum böyle; yani Saddam gidecek ve Irak'ta yeni bir hükümet oluşacak.. Irak'ın bu "Yeniden yapılanma" süreci içinde, Türkiye'nin rolü ne olacak? Eğer Ankara, oyunun içinde olursa, ancak o zaman söz sahibi olabilir..

Bu noktada şunu da Ankara'ya hatırlatalım; "ABD yönetiminde kimse, Irak'ın bölünmesini istemiyor.. Böyle bir durumun Türkiye yanında, İran ve Suriye'de de sorun çıkartacağını bal gibi biliyorlar.."

Şu karşımızdaki insanları "Aptal yerine koymayı" bir kenara bırakıp öyle düşünsek, o kadar iyi olacak ki..

Saddam Hüseyin, sadece biyolojik ve kimyasal silah üretmekle de kalmıyor, ayrıca nükleer silah üretimine geçmeye de çalışıyor.. Bunun bilgisi gizli bir bilgi de değil.. 1996 yılında ABD'yi iltica eden bir Irak vatandaşı, bunları açık açık anlattı. Saddam, 1981 yılında İsrail'in, Irak'taki Osirak nükleer santralini bir hava saldırısı ile yerle bir etmesinden sonra, taktik değiştirmiş.. Bu sefer, çalışmaları, ülkenin çeşitli yerlerinde nükleer santrale veya bir fabrikaya hiç benzemeyen yapılarda, örneğin okul veya çiftlik gibi, sürdürmeye başlamış. Bu binaların sayısı 400 olarak tahmin ediliyor..

Bu gezide, Ecevit'in Bush'a sorması gereken soru, "Eğer Saddam bize biyolojik veya kimyasal silahla saldırırsa, bizi nasıl koruyacaksınız?" olmalı.. Bunun garantisi alınmalı.. Körfez Savaşı sırasında ABD Dışişleri Bakanı James Baker, dönemin Irak Dışişleri Bakanı Tarık Aziz'e açık açık, "Eğer kimyasal veya biyolojik bir saldırı yapmaya kalkarsanız, nükleer saldırı ile cevap veririz" demişti.. Saddam da korkudan sadece konvansiyonel silah kullanmak zorunda kalmıştı.

Ecevit, Washington gezisinde, bu sözleri de Bush'a hatırlatmalı.. Bakalım ne gibi bir cevap alacak?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır