TAVİLOĞLU'NUN KEŞFİ

* "İzmir'in havası gibi kızları da kalleş olur, İzmir'in havasına da kızına da güven olmaz" derler, hem şu İzmir'in kızları her yere gider mi?

Genelleme yapmam ama geziyorum. Ama şunu söylemeliyim, ben rahat gezme özgürlüğünü kaybettim.

* Öncelikle şunu merak ediyorum. Siz kimsiniz? Nerede okudunuz, nasıl bir hayatınız vardı İzmir'de?

Alsancak'ta oturuyorduk. İzmir Kız Lisesi mezunuyum. 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarımı Bölümü'nde okudum. Dekorasyon işinde çalışıyordum, Mustafa Taviloğlu ile tanıştım. İstanbul'a çağırdı ve buraya geldim.

* Anneniz babanız ne iş yapar?

Annem dekorasyon işleriyle uğraşıyor. Babam makine mühendisi.

* Sosyeteyi tanımlar mısınız?

Büyük laflar etmeyi sevmem. Haddim değil 'sosyete şudur şöyledir' demek.

AİLE ÖZLEMİ ÇEKTİ
* Sizin için sosyetik güzel deniliyor? Siz Ercan Canmutlu ile yaptığınız evlilikle mi sosyeteye girmiş oldunuz?

Yalnızca bu iki kelimeden mi ibaretim? Ailem çok zengin bir aile değildi ama asaletli bir ailedir. Babam ve annem ben 4 yaşındayken ayrılmıştı. Üvey kardeşler, üvey anneler, babalarla büyüdüm. Babam 5, annem 2 kez evlendi. Ben de aile özlemi vardı. Evlenerek bir yere girmedim.

İZMİR'DE EŞ BULAMADI

* Aile özlemleri ilk evliliğinizi yaparken sizi nasıl etkiledi?

İstanbul'a gelirken Mustafa Abi de söylemişti. O zaman için İzmir'de evleneceğim biri yoktu.

* Evleneceğiniz biri olsa gelmeyecek miydiniz?

Öyle olurdu herhalde. Ancak evlenirken sosyeteyi filan düşünmedim.

* Bu evlilikten sonra size sosyetik güzel denildiği için sordum...

Bu laf ağrıma gidiyor. Tek özelliğim bu değil benim.

TEK HIRSIM EVLİLİK

* Bir kez evlenip boşandıktan sonra diliniz yandı mı? Evliliğe nasıl bakıyorsunuz?

Hayatım boyunca tek hırsım iyi bir evliliğe sahip olmak iyi bir anne olmaktır.

* Şimdi yeniden evlenmek mi istiyorsunuz?

Ne kadar çok acı çekmişsem de evliliğin kerametine inanıyor, saygı duyuyorum.

* Aşkı öldürmüyor mu evlilik? Ve siz aşk değil de bir mantık evliliği mi arıyorsunuz?

Aşkı öldürüyorsa da öldürsün. Aşk yaşanır ama sonrası arkadaşlıktır.

* Çok kişiyle adınız yazılıyor...

Son zamanlarda oldu. Oysa hayatım o kadar hızlı gelişmiyor. Her ay değişen sevgilim yok, bu arada ben ünlü olmak için de bir şey yapmadım.

* Güzelsiniz, zengin bir adamla evlendiniz, ünlü bir sevgiliniz oldu.

16 yaşından beri ben bu görüntümü biliyorum. Alinur Velidedeoğlu çok popülerdi. Kocam medyatik değildi. Eşimden sonra Uğur Işık'la çıktım. Başka kimse olmadı. Sürekli erkeklerin peşindeymişim gibi yazılıyor. Bana bakar mısınız? Erkekler benim peşimde...

SAATLERİMİ SATIYORUM

* Güzel kadınlar da çapkın olabilir. Ne var bunda?

Şımarıklık bu diye düşünüyorsunuz...

* Biraz öyle...

Ama şöyle düşünün, bu kadar güzel olduğumu yazan gazeteler neden benim erkeklerin peşinde olduğumu yazıyor? Yan masadaki erkeğe bakmam.

* Erkekler sizin peşinize nasıl düşerler?

Bunun reklamında değilim. Arayan, soran, aracı sokanlar var ama yalnızım.

* Bir dergide editörlük yapıyorsunuz...

İşimi çok seviyorum.

* Kazandığınız para yetiyor mu? Böyle bir yaşam için yeterli geliri elde edebiliyor musunuz?

Hep kocamdan ne kadar çok para aldığım yazıldı. Oysa para almadım. Otomobilimi, motorsikletimi konu ediyorlar. Sahip olduğum şeyler var, paramı iyi şeylere harcamışım. Mücevherler, hat kolleksiyonum, saatlerim var. Bazı şeylerimi satıyorum.

* Bunun sonu gelir, nereye kadar satacaksınız?

Beni uzun süre idare ettirecek şeylere sahibim, annemler de para gönderiyor. İlk defa bu sene onlardan para aldım.

TANGANİKA DAVETi

SİREN Ertan ve ilk eşi Ercan Canmutlu'nun adı basında bir davet olayı nedeniyle duyulmuştu. Bir dergi Swissotel'de yapılan Tanganika Kralı taç giyme törenine sosyetedeki bazı çiftleri davet etmişti. Oysa böyle bir ülke yoktu. İstanbul Fahri Konsolosluğu'nun davetine geldiğini sanan Siren Ertan ve Ercan Canmutlu çiftinin fotoğrafları günlerce basında yer almıştı.

500 TAZE GÜL VARDI

Kırmızı gülleri Kırmızıgül mü yolladı acaba?
* Bu gülleri kim gönderdi?

Hayatta yanıt vermem. Bugüne kadar adı yazılan bir insan değil.

* Mahsun Kırmızıgül'ü tanıyor musunuz?

Tanıyorum.

* Nasıl tanışmıştınız?

4-5 yıl önce İzmir'de tanıştık. Fuar zamanıydı. Bilirsin, Efes Oteli'nin havuzuna gider İzmirliler, fuara katılan sanatçıların çoğu da Efes Oteli'nde kalır. Havuza gitmiştim, Mahsun da oradaydı.

* Bir arkadaşlığınız olmuş muydu?

Alakası yok. Hiç görüşmedik.

* Ortada hiçbir şey yokken mi adınız yazıldı?

Türk Kalp Vakfı'nın üyesiyim. Konsere gitmiştim. Lösemililer Derneği'nin, Çağdaş Eğitim Vakfı'nın da üyesiyim. Konserden sonra yazıldı.

* Mahsun Bey sizin birlikte olabileceğiniz bir isim mi?

Mahsun'la bir ilişkim yok. Ancak ben insanların doğum yerine göre ayrım yapmam. Sevgilim İzmirli de olabilir Diyarbakırlı da. Hem Mahsun üniversite mezunu. Ben bu tip ayrımcılığın yapılmasına çok karşıyım. Bu ülkede Kürt sorunu nedeniyle 30 bin insan öldü ve biz hâlâ ayrımcılık yapıyoruz. Çok utanıyorum.

* Mahsun Bey'le oturup hiç bu konuda konuştunuz mu?

Kendisi benim bir tanıdığımın oturduğu evin üst katına taşınmış. Bir ölüm olayı olmuştu. Ben duaya gitmiştim. Oraya Mahsun da geldi. Arkadaşlara konuşmak istediğini söylemiş. "Yapabileceğim bir şey varsa yapayım, istersen basın açıklaması filan yapalım" dedi. Ben istemedim. Çünkü bir açıklama yapsak bir ay dönüp dolaşıp o görüntüleri gösterecekler. Tek bir isteğim var, beni rahat bırakın hayatımı yaşayayım.

HARLEY DAVIDSON TUTKUNU

Siren Ertan "sosyetik güzel" olarak tanımlanmaktan çok şikayetçi. Lise yıllarında Ege Üniversitesi'nde zeka testi yaptırmış ve "üstün zekalı" çıkmış. Uzun yıllar babasının yanında yaşadığı için feminen görünse de "erkek gibi" olduğunu söylüyor. Bu yüzden de en yakın arkadaşları hep erkekler olmuş. Siren Ertan babasının hobilerinin etkisi altında kalarak dalmayı, tekne kullanmayı çok küçük yaşlarda öğrenmiş.

Hız tutkusuyla da çocukluğunda tanışmış. Bu yüzden de Harley Davidson'undan asla vazgeçemiyor. Araba kullanmayı seviyor ama itiraf ediyor: "Arabayı başka birisinin kullanmasını özledim." Siren bu yılı direksiyonda geçirmiş: "Yalnızlıktan sıkıldım"