kapat
30.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
İyilik dilemek yetmez

Gelenek haline gelmiş, herkes birbirine iyi dileklerde bulunuyor.

Dünyanın en kolay işi...

Hepinize sağlık, mutluluk, bol para, estek, köstek dilerim...

Sanki, dileklere kulak veren bir "yeni yıl" var...

Gelmeden önce bir kenarda bekliyor, dilekleri not ediyor, geldikten sonra da listeye göre, herkese dağıtım yapıyor!

Şuna araba, şuna ev, şuna sağlık, şuna iş, şuna akıl, şuna fikir!..

Hayırlı işler kardeş
Kimse kimsenin, yüreğindeki ve beynindeki enerjiyi merak etmiyor.

Ulan bu herife iyilikler diliyorum ama bu kafayla iki tavuğa su verebilir mi, veremez mi, demiyor...

İyilik dilemek de yalama oldu.

Her fırsatta, her vesile ile aynı terane...

Sadece yılbaşlarında da değil, bütün yıl aynı şey...

Komşu dükkana giriyor, 50 milyon alacağı var, öteki parayı hafta sonu vereyim, sıkışığım diyor, bizimki içinden ana avrat dümdüz giderken, dışından "hayırlı işler kardeş!" diyor.

Geçen yıl başında, "milenyuma giriyoruz" diye neredeyse popomuzu yırtacaktık, 2001'de başımıza gelmedik bela kalmadı.

Belki de tanrının gazabına uğruyoruz.

Sahtekarlaştıkça, sopa yiyoruz farkında değiliz...

Depremler, seller, kuraklık ve üstüne krizler, iflaslar, işsizlikler...

Boşuna debelenme

Demem şu: Toplumsal birikim ve akıl sağlığı ile bireysel birikim ve akıl sağlığı sinerjik bir potansiyel yaratamıyorsa, hiç debelenme, boşa yırtınma...

Haybeye de yalvarıp, Tanrı'nın önündeki "iyilik kuyruğuna" kaynak yapmaya çalışma...

Belediyenin ucuz ekmek kuyruğu mu?

Sen ortaya, iyiliği hakedecek enerji ve katma değeri koymuyorsan, af buyurun birazcık yeni yılda da avuç yalamak düşüyor...

Avrupalı, 24 bin dolarla yaşıyormuş! Evet öyle ama heriflerin kaç yüz yıldır nasıl beygir gibi çalıştığını biliyor musunuz?..

Şundan emin olabilirsiniz ki, her yılbaşında birbirlerine "happy new year" diledikleri için zengin olmadılar.

Evlenirken, arabanın arkasına pankart büyüklüğünde "mutluyuz" yazmakla mutlu olunuyor muydu?

Buna tecrüben, yüreğin, sevgin, şefkatin ve bilgeliğin yetersiz ise bir de tembelsen, birkaç yıl sonra asliye hukuk kapısındasın, rezilliği de cabası!.. Ben umudumu hiç yitirmedim, yitirmem de...

Fakat umudu koruyan ve pekiştiren çalışma ve üretmedir.

O yüzden çalışırım, koştururum, işi severim, çalışan insanları severim...

Ruh sağlığı
Yaşam enerjisi, dostluk, arkadaşlık ve yeni bilgi ve fikirler en sağlıklı olarak çalışan ve üreten atmosferlerde gelişir korunur..

Böyle atmosferlerde problemler barınamaz.

Düşünsel hastalıklar, ruhi problemler de barınamaz...

Mutfakta iki yumurta kırıp çocuğunun karnını doyurmaktan aciz, anneleri gelsin de beslesin diye bekleyen adam müsveddelerinden bir fikir ve düşünce çıkacağına inanmam...

İnanandan da pek hazetmem...

Çocuğuna bembeyaz çorap giydiremeyen saçları bakımsızlıktan yağlanmış kadını, alemin feriştahı olsa dinlemem bile...

Yeri gelmişken...

Bunlardan mebzul miktarda bulunduran internet tartışma gruplarına şöyle bir bakın...

Konularına, edebiyatlarına, seviyelerine ve analitik yeteneklerine biraz zum yapın...

Göreceksiniz ki, düzey, birikim ve kavrayış yerlerde sürünüyor.

Tembel toplumun "tembel düşünürleri" için internet, ormana döndü.

Eksik olan ne?

İnsanda "hakkaniyet" duygusu zayıfsa olacak budur.

Bir düşün be güzel kardeşim:

Bill Gates, bu internet denen zımbırtıyı sen oturduğun yerden, atasın tutasın, beş kuruşluk bilgi kırıntınla, kendini dünyanın merkezi sayasın, önüne gelene, tanımadan, etmeden küfür edesin diye mi icat etti?..

Senin hakkın Zerrin Egeliler'in çarşaf çarşaf bacaklarını yayınlayan eski Pazar dergisidir, internet neyine, budala!..

"Konuşan Türkiye" diye bir laf vardı bir zamanlar yer gök inlemişti, güzel laftı da...

Ama herkes konuşacak diye bu kadar da boş konuşulmaz ki canım!..

Şöyle de söyleyebiliriz:

Turşucuyu pilot yapmazlar!
Hayatın içinde, bütün gücünle üretmiyorsan, ezilir, itilir, kakılırsın...

Fikir dünyasında haketmediğin yere saldırıyorsan, alay konusu olursun!

Özgür dünya istiyoruz elbet ama birikim diye de bir konu var...

Tibet öküzü ile Roosevelt arasındaki fark ne olacak?..



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır