Farkeyledik ahir vaktin yettiğin
Merhamet çekilip göğe gittiğin
Gücü yeten soyar gücü yettiğin
Koyun belli değil kurt belli değil
Çağların dışında kaldığınızda, ister istemez Ruhsati de taze kalıyor.
Hayatında hiç yalan söylemediği, hiç haksızlık etmediği, hiç haram yemediği için, ölünce hemen cennete giden bir siyasetçi; gökler katından yeryüzüne bakarken:
- Ah diyormuş, şu Kemal Derviş'e nasıl imreniyorum, bir bilseniz...
Meleklerden biri sormuş:
- Peki, neden imreniyorsun?
- Ben cennete geldiğimde, boş oturmaktan canım sıkılmaya başlamıştı. Yüce Tanrı'dan bana küçük bir iş vermesini niyaz etmiştim. O da bana bir tırnak törpüsü verdi, "git Himalaya'yı törpüle" dedi. 7 bin yılda çarçabuk bitirdim işi. Ve canım sıkılmasın diye başka bir iş daha rica ettim Tanrı'dan... Bu kez Tanrı, bir çorba kaşığı verdi bana, "git Pasifik Okyanusu'nu boşalt" dedi.. 20 bin yılda onu da bitirdim. Boş durmaktan yine başladı canım sıkılmaya. Oysa sonu hiç gelmeyecek bir işle, Türkiye'nin ekonomisini düzeltmekle uğraşıyor Kemal Derviş. Onun için imreniyorum kendisine...
Avrupa Birliği'nin önde gelen sözcüleri kendi aralarında Türkiye'nin durumunu konuşuyorlardı.
Bir Fransız diplomat:
- Türkiye'nin, Avrupa Birliği ile olan ilişkileri, aceminin acemisi bir zamparanınkine benziyor, dedi. Vaktiyle adamın biri çapkınlık yapmak ister, bir türlü başaramazmış. Arkadaşları akıl öğretmişler kendisine:
"- Hoşlandığın kadına önce kur yap", demişler.
"- Nasıl kur yani?"
"- Ne güzel gözlerin var," de. Müzik sever misiniz, diye konuşma aç. Okuduğu romanları sor. Giysilerini beğen falan filan...
Adam:
"- Peki", demiş.
Ve bir gün, bir tren kompartımanında genç bir kadına rastlamış. Bir süre kadına baktıktan sonra:
"- Gözleriniz ne güzel", demiş.
Kadın gülümseyerek:
"- Mersi", demiş.
Adam susmuş susmuş, arkasından:
"- Müzik sever misiniz", demiş.
"- Çok. Özellikle senfonileri.."
Adam yine susmuş. Sonra:
"- Hangi romanları okuyorsunuz", demiş.
"- Elime ne geçerse..."
Ve yine susmuş adam. Derken:
"- Robunuzu pek beğendim, demiş".
"- Sahi mi, çok teşekkür ederim..."
Adam bir süre daha susmuş. Sonunda:
"- Bu kadar kur yeter", demiş. "Haydi soyun da, yat bakalım şuraya.."
Fransız diplomat güldü:
- Ankara da, dedi; gereken koşulları tamamlamak yerine, "bu kadar kur yeter" diyerek, girmek istiyor Avrupa Birliği'ne...
Üç dişi kedi, yeni yılı karşılamak için bir damda buluşmuşlar. Bir tanesi:
- Benim, demiş, İran kırması güzel yavrularım olacak yakında..
İkincisi:
- Benim de, demiş, Siam kırması..
Üçüncüsü:
- Ben, demiş, kriz kurbanıyım. Ne doğuracağımı bilemiyorum. O sırada kafam çöp tenekesindeydi...