kapat
30.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
2001'in bilançosu

Yılın son yazısında ekonomiyi değerlendiriyoruz. 2001'e epey karamsar girmiştik. Ama beklenenin çok ötesinde kötü bir yıl oldu. Yıla kriz bekleyerek giren karamsarları bile şaşırttı.

19 Şubat'ta patlayan Sezer-Ecevit kavgasının krizi tetiklediği konusunda bir tereddüt yok. Buna karşılık ekonominin nasıl bu kadar kırılgan hale geldiği ve TL'nin üç gün sonra dalgalanmaya bırakılmasının neden bu kadar büyük bir çalkantıya yol açtığı sanırım uzun süre tartışılacak.

Tarihe iki kayıt düşmekte yarar görüyoruz. Bir: Şubat krizini öngörmedik. Aynı şey Kasım krizi için de geçerli. İki: kriz çıktıktan sonra da kurun serbest bırakılmasına karşı çıktık.

21 Şubat günü yazdığımız ve 22 Şubat'ta yayınlanan yazımızda, tereddütsüz şekilde kur çapasının devam etmesi gerektiğini savunmuştuk. Maalesef rotatifler dönmeye başlarken kur çapası terkedildi. Geriye dönünce, yanıldığımızı kabul etmek zorundayız. Dalgalı kur hiç şüphesiz Türkiye'ye kısa dönemde çok büyük bir bedel ödetti. Fakat başka türlü olamazmış. Nominal çapa deneyimini başarıya götürme fırsatını Türkiye 2000 yazında kaybetmiş. Biz bu gerçeği kabullenememişiz.

Bazı özellikleri
2001'de yaşanan krizin yakın tarihin en büyük ekonomik krizi olduğunu söylemek sanırım abartma olmaz. Tek anlamlı mukayese 1978-79'da gene Ecevit'in başbakanlığı sırasında yaşanan büyük krizle olabilir.

Ya 1994'deki devalüasyon, yüzde 6'lık varan küçülme, yüzde 150'lere varan enflasyon? Evet ama 1994'ün ekonomiye verdiği yapısal hasar çok daha azdı. Nitekim 1995'in ikinci çeyreğinde ekonomi çok hızlı bir U-dönüşü yaparak krizden çıkmıştı.

2001'i Türkiye'nin tüm geçmiş ekonomik krizlerinden ayırdeden bir özelliğini vurgulamalıyız. Ekonomi çok kapsamlı ve üstüne IMF destekli bir yapısal dönüşüm programının ortasında krize giriyordu.

Bundan önceki krizler şu yada bu şekilde kötü yönetilmiş bir dönemin sonunda ortaya çıkmıştı. Hepsinde, kriz ekonomiyi vurduktan sonra IMF ile anlaşmaya gidilmişti.

1978-79'la 2001 arasındaki benzemezlik buradadır. Yoksa sonuçları itibariyle benzerlikler ağır basmaktadır. 1978-79 Turgut Özal'ı ekonominin yönetimine getirdi. 1960'larda başlayan yanlış sanayileşme modelinin terk edilmesi ile sonuçlandı.

2001 Kemal Derviş'in Türkiye'ye dönmesini sağladı. 1989'dan bu yana yüksek enflasyon ve büyük kamu açıkları ile yapay şekilde sürdürülen yapının dönüşümünü hızlandırdı.

Yol kazası
Yukarıda genel bir değerlendirmenin ipuçlarını da verdik. 2001 krizinin geri planında sıradan iktisat politikası yanlışları yatmıyor. Öyle olamaz çünkü zaten ciddi bir enflasyonla mücadele programı uygulanırken kriz patlıyor. Sorun, yapısal dönüşümün ne kadar acil ve zorunlu olduğunun gerek ekonomiyi yönetenler gerekse kamuoyu tarafından kavranmamış olmasında yatıyor. Başka hükümet ve bürokrasi olmak üzere, toplumun tüm kesimleri 2000 programı ile başlatılan değişime ayak sürüyor.

En zor anlar onlardır. Değişim başlamış. Ama aktörler eski adetlerini terketmek istemiyor. Dolayısı ile değişime yoğun direnç var. Buna karşılık değişimi durdurmak da mümkün değil.

Böyle durumlarda son derece tatsız yol kazaları kaçınılmazdır. Aynen 2001 Türkiye'sinde olduğu gibi...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır