kapat
30.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Yargı tasnif edilir mi?

DGM'lerin görev alanlarının daraltılması ile ilgili yasanın Çankaya'dan dönmesi, belli amaca hizmet eden, belli odaklardan emir alan, ileriye dönük belli hesaplar yapan bizlerce malum bazı gazetelerin manşetlerine ve hatta köşelerine bayram havası şeklinde yansıdı: "Çetecilere tokat!" "Sezer'e teşekkür!" vs...

Neden mi?

Çünkü onlar yazılarında, başlıklarında meslek etiğini, prensiplerini değil, kin dolu yüreklerini ortaya koydular... Geçmişe ait hesaplarını, geleceğe ait korkularını kalemlerine akıttılar... Kısaca yine pusu kurdular... Yüreksizce arkadan vurdular...

***
Gelelim; Çankaya'nın kararına...

Cumhurbaşkanı Sayın Sezer'in yasanın bazı maddelerini veto etmesi ve bunu yaparken Anayasa'yı ve hukukun genel prensiplerini değil, kamu vicdanını gerekçe göstermesi bence hukukun ruhunu zedeledi... Hatta DGM dışındaki mahkemelerin hakimlerini incitti...

Neden mi?

Çankaya'nın, ekonomik suçların DGM kapsamı içinde tutulması gerektiğini belirtmesi ve bir anlamda kamuoyunda oluşan "Hortumcular DGM pençesinden kurtulduktan sonra birer birer özgürlüklerine kavuşacaklar" şeklindeki görüşü gerekçe göstermesi, yargıyı tasnife tâbi tutma anlamına gelmiyor mu?

DGM'yi tuttuğunu bırakmayan, diğer mahkemeleri ise geleni yollayan konumuna getirmiyor mu? Kısacası hukuku yüreğinden yaralamıyor mu?

***
Sayın Cumhurbaşkanı'nın kararına tabii ki saygılıyız...

Ancak...

Anayasa gereği devletin bütünlüğüne yönelik suç işleyenleri yargılaması gereken Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin ekonomik suçlara da bakması ve hatta bakmakla zorunlu kılınması hukuku yok sayma anlamına gelmiyor mu?

Saygısızlık!
Müzayede yerinde oturduğu yüksek koltuktan gazetecilere, foto muhabirlerine ve kameramanlara bağırıyor: "Çıkın dışarı... Burayı terkedin... Müşterilerim sizden rahatsız oluyor..."

Bununla kalmıyor, daha bir gün önce davul zurna ile davet ettiği gazeteciler için güvenlik görevlilerine dönüp, bozuk Türkçesi ile "Çıkarın bunları dışarı" talimatı yağdırıyor... Hatta bununla kalmayıp, kendisini nezakete çağıran gazeteciye "Seninle ben yarın sabah konuşurum" diyerek gözdağı veriyor...

Adı Dikran Masis'miş! Eskidji'nin sahibi! Nükhet Duru'nun eski eşi! Kısacası, kendisini bir şey zanneden zavallının biri...

Gazetelerin, TV'lerin haber müdürleri neden Dikran Masis denilen bu kişiye haddini bildirmezler? Neden genç meslektaşlarına karşı terbiyesizlik yapan bu kişiyi ve kurumunu boykot etmezler?

Neden?

Hayvanları sevmiyorum!

Kimse kusura bakmasın;
1-Tünellerde park lambası ya da farlar yerine dörtlülerini yakan ÖKÜZLERİ...

2-Lastiği patladığında bunu sol şeritte değiştiren DEVELERİ,

3-Bir yaya geçsin diye yavaşladığınız veya durduğunuzda sağınızdan/solunuzdan bir de size ters ters bakarak geçen ÇAKALLARI,

4-Far ayarının ne demek olduğunu bilmeyip ya da ona verilecek 2-3 milyonu servet sanıp arkanızda gözünüzü kamaştıran DAVARLARI,

5-Karda önden çekişli arabasının arka tekerlerine zincir takıp sonra "abi bi el atsana" diye yardım isteyen EŞEKLERİ,

6-Dakikalarca aynalarına bakmadan otobanın sol şeridinde sizin süratinizden en az 50-60 km yavaş giderek salınan KOYUNLARI,

7-Yeni yıkadığınız arabanızı batırmakla mükellef cam yıkama fıskıyesini ayarlamaktan aciz BEYGİRLERİ,

8-Arabasında biriktirip çöpe atması gerekenleri yola atan DOMUZLARI;

9-Trafik 2 dakika durdu mu kornaya basan AYILARI,

10-Her yere tüküren LAMALARI,

11-Kapısına geldiği adamın ziline basmaktansa, kornasına basmayı tercih eden SIĞIRLARI

Hay ağzını öpeyim!
Sorunların kaynağı haline gelmiş bir devlet mekanizmasıyla, yarası büyüyen ekonomiyle, devlete kırgın milletle, toplumu tehlike olarak gören bir sistemle, vatandaşı hiçe sayan bir bürokrasiyle ve tüm bunlar karşısında acze düşmüş bir siyaset mekanizmasıyla Türkiye'yi yeni çağa taşıyamayız... (ANAP lideri Mesut Yılmaz)

Hükümet Kıbrıs'ı satacak..

Tayyip Erdoğan

Fıkra

Ben yaşıyorum
Bir kadın işe girmek için müracaat etmiş, medeni halini sormuşlar;

- 5 yıldır dulum... İki çocuğum var, biri on diğeri iki yaşında..

- Küçük çocuğunuz iki yaşında ve kocanız öleli 5 yıl oldu öyle mi?

- Evet ama ben yaşıyorum..

DOĞRU SÖZ
Güzel bir kadın bir mücevher, iyi bir kadın bir hazinedir..



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Superbahis
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır