SABAH - 'Fazıl'la gelir düzeyimiz eşit'
kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'Fazıl'la gelir düzeyimiz eşit'
'Fazıl'la gelir düzeyimiz eşit'
'Fazıl şu anda temizlik konusunda çok hassas'
'Beni anlayacak ve kadın gibi hissettirecek birini seçtim'

'İnci dişli Fazıl istemem'

Son zamanların en çok konuşulan ilişkisinin kadın kahramanı Hande Ataizi, sevgilisinden çocuk yapabileceğinin sinyallerini de veriyor. Fazıl Say'ı olduğu gibi sevdiğini söyleyen Ataizi; Say'ın, annesinin kitabında anlattığı gibi günlerce yıkanmayan, çoraplarını değiştirmeyen biri olmadığının altını çiziyor.


'Fazıl'la gelir düzeyimiz eşit'

Yılda 140 konser veren, 250 gün yurtdışında olan dünyanın sayılı piyanistlerinden Fazıl Say'la aynı gelir düzeyinde olduğunu vurgulayan Hande Ataizi, "Bizimki sevgi dolu bir ilişki, hayallerimiz, umutlarımız var. İnşallah ömür boyu sürer, bize biraz destek olun," diyor.

- 'Zavallı Fazıl Say'ın parasını yiyen kadın' mısınız?
- "Fazıl Say'ın dünya çapında çok iyi bir piyanist olması sizi çok mu çekti?" sorusuna itirazım olmazdı, ama maalesef insanlar başkasının mutluluğunu deşmekle yükümlü hissediyorlar kendilerini. Dolayısıyla bu soruyu kaale almıyorum. Yakaladığımız şeyi haykırmak zorunda bırakıyorsunuz bizi. Sürekli savunmadayız. Gayet akıcı ve natürel bir şey yaşanıyor burada, sürdüğü müddetçe tabii, inşallah ömür boyu sürer... Umutlarımız var, hayallerimiz var bizim. Biraz destek olun ya...

-
Hayalleriniz, umutlarınız... Nedir onlar?
- Yarın öbür gün masa başında toplanabileceğimiz bir aile kurmak. Fazıl bana şunu söylüyor, "Ben ilk defa bana eşit bir kadınla birlikte oluyorum." O yüzden, şimdi bu eşitliğin getirdiği artılar da var, zorluklar da...

- Siz eski karısından daha mı eşitmişsiniz Fazıl Say'la?
- Bilemem. Fazıl'ın cümlesi bu. Ben kendi sektörümde başarılı bir insanım, paramı kazanıyorum. O da kendi sektöründe, parasını kazanan bir insan... Biz, 'Fransa'dan ev alalım, ortak alalım da, en güzel evi alalım...', bunların hayallerini kuruyoruz. Ayrıca bir kadın olarak, bir yere gittiğimizde de otel parasını Fazıl veriyorsa, bunun kompleksini yaşamam. Benim erkek kardeşim de kız arkadaşıyla yemeğe gittiği zaman, kendi efort edebileceği bir yere gidip parayı kendisi ödemek istiyor. Biz ataerkil bir toplumda yetiştik. Benim içimden gelir, en güzel şarabı o gün ben ısmarlamak isterim. Bunun da hesabı yapılmaz, onun da...

- Aşkınızın katsayısını sizce neler yükseltti?
- Aşkın katsayısını hiçbir şey yükseltmez. Çünkü aşk çok dengesiz bir şeydir. Aşk stratejik bir şey değildir. Fazıl Say'ın suratı, kolları, mesleği, işi, karakteri, ruhu, hepsi bir bütündür. Benim de üç özelliğimi çıkarın, ben de Hande Ataizi olamam.

- Suratınıza yaptırdığınız müdahaleler çok eleştiriliyor. "Yatırımı oyunculuğa değil, vücuda ve yüze yapıyor," deniyor.
- Burnum, göğüslerim ve dudaklarımda müdahale var. Dolgu yaptırmıyorum. Dudaklarıma sıktırdığım şeyi de artık bıraktım. Oyunculuğumu engelleseydi engellerdi bu zamana kadar.

- Sesinizde şefkat tonu var, aşkta bu ton ağır basmaz benim bildiğim...
- Hepsi var, hepsi var. Nefret bile vardır yani...

- Dört aydır en büyük kavganız ne içindi?
- Anlamak adına çok kavga ettik, işin tuhafı pes etmedik. Neden pes etmediğimi anlayamıyorum ya da neden onun etmediğini. Ben çoktan gurur yapabilirdim, olmadı. Mücadelesini verdik yani, o da verdi.

'ÇOCUK OLABİLİR'
- Aranızda kültür farkı var mı sizce?
- İkimiz de konservatuvarlıyız. Sadece benim medyatik bir insan oluşum, onun da uzak oluşu var. Kültür, kültürsüzlük gibi şeyler değil.

- 'İçine kapanık, şahane, dahi piyanistin kazandığı paraları çatır çatır markalara harcatan kadın' imajına ne diyorsunuz?
- Maalesef birtakım röportajlarda çok şey konuşulur, ama onların içinden gayet kurnazca cımbızlama yöntemiyle kelimeler, cümleler seçilir. Bizim son haftaki durumumuz da bu bence. 'Yıldızları kırpıp kırpıp iyi terzilik yapılmış,' diyorum. Ben biliyorum Fazıl'ın neler söylediğini. Fazıl da rahatsız cümlelerin bir araya getiriliş biçiminden. Okuyun, onun verdiği röportaj doğal akan bir röportaj değil ne yazık ki. Hayatı gösteren, marka düşkünü, para meselesi olan bir kadın gibiyim. Ben para kazanan bir kadınım, kaldı ki Fazıl da dünyanın en iyi kazanan piyanisti değil.

- Sizin için para harcıyor mu?
- Lafı bile edilmez çünkü bizim ilişkimiz paraya dayalı bir ilişki değil. Kendimden daha az kazanan biriyle olsam, 'para yediriyor' olmuştum şimdi çoktan. İnsanlara yaranabilmek mümkün değil.

- Fazıl Say sizden çocuk istiyor, siz istiyor musunuz?
- Bir iki sene içinde olabilir. Şu anda dört aylık bir ilişkimiz var ve çok güzel gidiyor. Fazıl'la gurur duyduğumu her fırsatta belirttim ben.

TERK EDİLME PANİĞİ
- Bu ilişkiye dair iyi niyet dileklerinizde, ömür boyu onunla yaşamak var mı?
- "Birlikte yaşlanmak ne kadar mümkün?" diye Fazıl'la aramızda da konuşuyoruz. Ama insan ilişkide sonsuzluğa takıldığı zaman panikliyor. En azından benim açımdan bu böyle. Sonsuzluk o kadar panik edici bir istek ki, kaybedeceğim, terk edileceğim paniği bile girer işin içine. Bu insan bir gün beni bırakırsa gibi mesela... Sonsuz kelimesi o yüzden çok tehlikeli. Bir ilişki ajandasız olmalı. Bizim gibi içinde gerçekten aşk olan ilişkilerde, bence en büyük hata çok fazla ileriyi düşünüp, kurcalamak olur.

- Siz de kadınsınız. Eski karısının yerinde olsaydınız, birlikte uyuduğunuz eski kocanızın sizden ya da evliliğinizden nasıl kurtulmak istediğini bütün Türkiye'ye açıklamasına içerlemez miydiniz?
- İki insanın ilişkisinde neler yaşandığını hiçbirimiz bilemeyiz. Tek cümleye takılıp "Vay eski kadına böyle söylenir mi?" olayı değil o. Fazıl'la eski karısının ilişkisini biliyorum, gayet iyiler. Çok güzel bir kızları var ve o ilişki uyum içinde. Telefonla da konuşuyorlar gerektiğinde. Ben bunu bildiğim için, orada Fazıl samimi bir laf etmiş, tamamen naif bir şekilde o andaki iç sıkıntısını dile getirmiş. İnsan bazen çok naif olabiliyor, bazen de çok temkinli. Doğru mudur, ben bunu değerlendiremem. Kimin canı acıdı, neden sıkıldı. Detay bilemeyiz. Bunların cevabını verecek en son kişi benim.

- Fazıl Say sizin magazincileri iyi yönetmediğinizi düşünüyor. "Bunun acısını çok çekti ve hâlâ cinnet geçiriyor," diyor? Nasıl cinnetler?
- Ben hiçbir şekilde magazini yönetemem, öyle bir gücüm yok. Ekstradan iş edinip aptalca bir efor sarf etmek olur bu. Ben değilim o. Cinnetim, bu kadar sene magazinin içinde olup alışmak varken, hâlâ zaman zaman baskılarını üzerimde hissetmemdir.

ŞEBNEM AKSON

DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 'Artık küfretme-yeceğim diyemem!'
 'Bankada 2000 dolarım bile yoktur'
 Eski Roma'da aşk ve sadakat yoktu Bugün Türkiye'de de yok!
 'İyi bir âşığım ama aşk için ölmem'
 'Utanç verici ama Pink Floyd kahramanımdı'
 Aşkı uğruna gurbette hakemlik yapıyor
 'Giyimim sadece beni ilgilendirir'
 'Borsa'dan uzak durun YTL'den şaşmayın'
 'Yalan dünya'ya Rüya Keskin müdahalesi
 Alain Delon değilim ama kadınları bana 'adamlık' ve...
 'Riski severim'
 'Bebek kolik, biz panik olunca albüm yaptık'
 'Kompleksli oldukları için davetime gelmediler'
 'Ben babamın kızıyım'
 'En kötüsü yanağı okşanan gazeteci olmak!'
 'Suna'nın kafa yapısı solcudur'
 'Kullanım süresi dolmuştur'
 'Sanat tek taş yüzük gibidir'
 Hüzünlü bir Türkiye hatırası
    Pazar Sabah Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
'Kalbimle çizmek isterdim'
'Kalbimle çizmek isterdim'
Yüzme şampiyonu, yüksek atlama rekortmeni, arkeolog, ressam... 68...
Savaşı çıkaran şirket
Savaşı çıkaran şirket
Paralı askerleri, eski generalleri, istihbarat uzmanlarını ve eski...
Futbol kulüpleri en çok beyazı seviyor
Türkiye profesyonel futbol liglerinde yer alan 220 spor kulübü üzerinde yapılan...
Ankaralılara sinema ziyafeti
Limak 18. Ankara Uluslararası Film Festivali, 12 - 22 Nisan tarihleri arasında...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.