"Krizden çıkıyoruz demek için erken''
AA
Giriş Saati : 18.04.2009 14:54
Güncelleme : 18.04.2009 15:32
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, küresel krizle ilgili, ''Çok uzun bir süredir panik seviyesinde riskten uzaklaşma söz konusu iken, son 1-2 aydır hafif de olsa bir toparlanma var gibi. Ama henüz krizden çıkıyoruz gibi bir algı için bence çok erken'' dedi...
Şimşek, Türkiye-İtalya Dostluk Birliğince Tophane'deki Venedik Sarayı'nda düzenlenen ''Türkiye-İtalya Medya ve Ekonomik Forumu''nda konuştu.
Bakan Şimşek, Türkiye ile İtalya ilişkilerinin büyük bir tarihi derinliğe sahip olduğunu ve iki ülkenin başbakanları arasında son birkaç yılda oluşan sıcak diyaloğun bu ilişkileri daha da ileri düzeye taşıyacağını söyledi.
Gerek küresel ticaret, gerekse küresel sanayi üretiminde çok büyük daralma yaşandığına işaret eden Şimşek, ''Dünya ekonomisi 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana, hatta 1929 buhranından bu yana en büyük krizini yaşıyor, yani son 100 yılın en büyük krizi'' diye konuştu.
Şimşek, bu nedenle 80 yıldır ilk defa dünya ticaretinde iki haneli bir daralma yaşanabileceğine dikkati çekerek, bazı öngörülere ve tahminlere göre, dünya ticaretinin bu sene yüzde 13, bazılarına göre de yüzde 8-9 daralma yaşanacağını belirtti. Mehmet Şimşek, krizden kaynaklanan panik seviyesinin aşıldığını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Çok uzun bir süredir panik seviyesinde riskten uzaklaşma söz konusu iken, son 1-2 aydır hafif de olsa bir toparlanma var gibi. Ama henüz krizden çıkıyoruz gibi bir algı için bence çok erken. Bir çok göstergeye baktığınız zaman panik evresini aşmış durumdayız. Nispi bir normalleşme var. Ama krizden çıkış demek için erken. Krizin üçte ikisi muhtemelen geride kaldı. Ama 2009 yılı da muhtemelen zor olacak.''
''Türkiye bu krize bağışık değil'' diyen Şimşek, krizin Türkiye açısından 2008 yılının Eylül ayında başladığını ve Türkiye'yi stoklarla yakaladığını anlattı. Şimşek, Türkiye'nin sanayi üretiminin önemli ölçüde küçüldüğünü, hem iç, hem dış talepte daralmanın söz konusu olduğunu bildirdi. Birçok ülkede olduğu gibi ihracatta da çok büyük daralma yaşandığına işaret eden Şimşek, şunları kaydetti:
''Krizin sonucu olarak işsizlik en önemli sorun olarak karşımıza çıkıyor. Nüfusu genç olan Türkiye'de yıllık 550-700 bin arasında vatandaş çalışma çağına giriyor. Bunlara iş bulamadığınız zaman işsizlik oranı çok hızlı bir şekilde artabiliyor. Ve nitekim Türkiye'de yaşanan sürecin önemli bir boyutu ekonominin özellikle bu dönemde fazla iş yaratamamasıdır.''
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin bu krizden oldukça az etkilendiği boyutlar da bulunduğunu vurgulayarak, mesela uluslararası pazarlarda Türkiye'nin çıkarttığı hazine tahvillerinin, iflas riskine karşı sigorta priminin birçok ülkeye göre düşük seviyede olduğunu söyledi.
BANKACILIK SEKTÖRÜ
''Türkiye'de bankaların sermaye yeterlilik oranının yüzde 18 civarında seyrettiğini, problemli kredi oranının oldukça düşük düzeyde olduğunu, açık döviz pozisyonlarının bulunmadığını, likidite oranları açısında oldukça iyi durumda bulunduklarını'' ifade eden Şimşek, krizden çıkışla birlikte bankaların ekonomiyi daha yüksek dozda destekleyebileceklerini dile getirdi.
Bakan Şimşek, bankacılık sektörünün sağlam bir yapıya sahip olmasının, Türkiye için bu krizden güçlü bir şekilde çıkmak anlamında bir takım avantajlar sağladığını dile getirdi. Son yıllarda Türkiye'de yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda çok önemli adımlar attıklarını belirten Şimşek, insan stokuna güçlü şekilde yatırım yaparak Türkiye'yi gelecek 40 yıla hazırlamak hedefinde olduklarını bildirdi.
Mehmet Şimşek, son 6 yılda eğitime büyük önem verildiğini ve yatırımlar yapıldığını, ulaştırma altyapısına özellikle demir yollarına ağırlık vermeye başlandığını, taşımacılıkta payı yüzde 90-95 olan kara yollarının iyileştirildiğini ve son 6 yılda 9 bin 200 kilometrelik çok şeritli yol yapıldığını bildirdi.
Şimşek, gelecek dönemde trafiğin çok yoğun yaşandığı bazı otoyolları ''Yap, işlet, devret'' modeli ile yapmayı düşündüklerini ve bu konuda İtalyanlar ile işbirliği yapılabileceğini kaydetti.
Türkiye'nin AR-GE konusuna da ağırlık verdiğini ve yapılan yasal düzenleme ile araştırma geliştirmenin teşvik edildiğini ifade eden Şimşek, bu konuda da önemli gelişmeler yaşanmaya başlandığını söyledi.
TÜRKİYE ENERJİDE DIŞA BAĞIMLI
''Maalesef Türkiye enerjide dışa bağımlı diyen'' Mehmet Şimşek, 2008 yılında Türkiye'nin cari açığı yaklaşık 41,4 milyar dolar iken, buna karşılık Türkiye'nin net enerji ithalatının 40,7 milyar dolar olduğunu ifade etti.
Bakan Şimşek, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığının azaltılması için hükümet olarak çok önemli bir çaba içerisinde olduklarını, Türkiye'nin yüksek oranda bulunan iç yenilenebilir kaynağının harekete geçirilmesi için çalıştıklarını kaydetti.
Bütün jeotermal alanları özel sektöre açmaya başladıklarını, rüzgar enerjisi konusunda lisanslama sürecinin başladığını, önemli ilerlemeler kaydedildiğini dile getiren Şimşek, Türkiye'nin birkaç yıl içerisinde rüzgar enerjisinde Avrupa'da en son sıradan 11. sıraya çıktığını vurguladı. Mehmet Şimşek, 2020 yılı için 20 bin megavatlık bir rüzgar enerjisi hedefi taşıdıklarını bildirdi.
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin güneş enerjisi konusunda da çok büyük potansiyele sahip olduğunu belirterek, şu anda fiili olarak harekete geçirdikleri en önemli alanının hidroelektrik santralleri olduğunu ve 1500'e yakın hidroelektrik santrali projesinin özel sektöre devrettiklerini bildirdi.
TÜRKİYE'NİN PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ
Türkiye'nin pazar büyüklüğü itibarıyla gerek Avrupa, gerek dünyada önemli bir ekonomi olduğuna dikkati çeken Şimşek, Türkiye'deki milli gelirin yüzde 70'inin özel tüketim olduğunu, bunun da satın alma gücü açısından Türkiye'nin çok büyük bir pazar olduğu anlamını taşıdığına dikkati çekti.
Şimşek, son yıllarda kişi başına milli gelir anlamında Türkiye'nin AB ülkeleri ile arayı hızlı bir şekilde kapattığını, kurumsal altyapı ve yasal düzenlemeler itibarıyla da aranın kapatılmaya başlandığını kaydetti. AB'ye tam üyeliğin Türkiye'nin vazgeçmeyeceği temel bir hedef olduğunu vurgulayan Şimşek, AB'ye giriş sürecinin de Türkiye için önemli olduğunu, çünkü sosyal, siyasal, ekonomik gibi birçok açıdan Türkiye'nin AB'yi yakalaması anlamına geldiğini anlattı.
Şimşek, hükümetin özelleştirme, kamu finansman dengelerinin iyileştirilmesi, kayıt dışı ile mücadele, eğitim gibi her alanda reformlar yaptığını anımsatarak, bu reformlar ve nüfus dinamikleri ile Türkiye'nin giderek Avrupa ülkelerine benzer hale geleceğini belirtti.
Türkiye ile İtalya'nın bir çok konuda birbirini tamamladığını, iki ülkenin özellikle tekstilde önemli işbirliği yapabileceğini dile getiren Şimşek, ''Türk iş adamları bölgesel alanda önemli başarılara imza atmış durumda. Gerek Orta Asya, gerek Orta Doğu son yıllarda da Afrika'ya yönelik açılımları var. Bu nedenle bu işbirliğinden Türkiye'nin olduğu kadar İtalya da karlı çıkar'' diye konuştu. Mehmet Şimşek, küresel kriz nedeniyle bu sene Türkiye'de muhtemelen bir daralma yaşanacağını dile getirerek, şunları söyledi:
''Ama bu bir geçici daralmadır. Çünkü kriz Türkiye'nin nüfus dinamiklerini değiştirmiyor. Kriz Türkiye'nin bankacılık sektörünü fazla etkilemedi. Krize, hane halkımızın borçluluk düzeyi itibarıyla güçlü bir şekilde girmiştir. Bütün bunları bir araya getirdiğiniz zaman dünya normalleşmeye başladığı, hafif de olsa bir istikrara kavuştuğu zaman Türkiye, yine iyi çıkış yapacak ülkelerden birisidir.''
"KÜRESEL KRİZ DÖNEMİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR''
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, küresel kriz ortamında kısa dönemde ortalığın toz duman olduğunu, herkesin kabuğuna çekildiğini ifade ederek, ''İmkanı olanlar için bu dönemi bir fırsata çevirmek lazım. Uzun dönemde bakılması halinde küresel kriz dönemini fırsata dönüştürülebilir'' dedi.
Şimşek, Türkiye-İtalya Dostluk Birliğince Venedik Sarayı'nda düzenlenen ''Türkiye-İtalya Medya ve Ekonomik Forumu''nda yaptığı konuşmada, dünyanın ve Türkiye'nin içinde bulunduğu küresel sürece uzun dönemli bakılması gerektiğini vurguladı. İtalya ile dostluğa ve ticarete büyük önem verdiklerini dile getirdiklerini belirten Şimşek, devletin iş ortamını iyileştirmekle mükellef olduğunu, işbirliğinin iki ülkenin iş adamları arasında yapılacağını kaydetti.
''Kısa dönemde ortalık toz duman. Herkes kabuğuna çekilmiş durumda. İmkanı olanlar için bu dönemi bir fırsata çevirmek lazım. Uzun dönemde bakılması halinde küresel kriz dönemi fırsata dönüştürülebilir'' diyen Şimşek, Türkiye'nin son 4 yılda 70 milyar dolar doğrudan yatırım çektiğini, yatırım miktarındaki düşüşün dünya ile karşılaştırıldığında çok az olduğunu vurguladı.
İtalyan iş adamlarına seslenen Bakan Şimşek, ''Türkiye cazip, siz de gelin. Bizim bu büyüme hikayemize siz de katkıda bulunun. Biz sizin burada yatırımlarınızda başarılı olmanızı ve kar etmenizi istiyoruz. Bir ayrıma tabi tutmuyoruz. Çünkü siz de Türkiye'ye geldiğiniz zaman iş, aş üretiyorsunuz, vatandaşımızı istihdam ediyorsunuz. Kapımız açık, elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz'' dedi.
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, kriz öncesi ve sonrasında Türkiye'nin bir çok tedbir aldığını, birçok sektöre gerek likidite desteği, gerekse vergi indirimi, vergilerin taksitlendirilmesi anlamında bir çok destek açıkladıklarını ve bu destek paketlerinin küçümsenecek düzeyde olmadığını kaydetti.
Otomotiv sektöründe özel tüketim vergisinin indirilmesiyle mart ayında birçok otomobil modeli için kuyruklar oluşmaya başladığını, yine mart ayında ithalatın yıllık olarak yüzde 35 arttığına işaret eden Şimşek, Türkiye'deki tüketicilerin tercihinin bu yönde olduğunu dile getirdi.
Bakan Şimşek, tekstil sektörü için de değişim, dönüşüm ve destek programı hazırladıklarını, Eximbank'ın kaynaklarının geçen yıl yüzde 37 artırıldığını, artırmaya devam edeceklerini, işten çıkarmaların önlenmesi için hükümet tarafından işçilerin parasını kısmen ödendiğini anlattı.
CARİ AÇIK
Türkiye'nin kriz öncesi en zayıf olan taraflarından birinin ''yüksek cari açığı'' olduğunu belirten Mehmet Şimşek, Türkiye'nin tasarruf oranı düşük bir ülke olduğunu söyledi. Bakan Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:
''Krizde bizi en fazla kırılgan, yani konjonktürel olarak, dönemsel olarak bizi kırılgan yapan en önemli faktör, yüksek cari açık olmuştur. Krizle birlikte gerek büyümedeki daralma, gerekse kurdaki hareketlilik dolayısıyla bizim cari açık Ocak ve Şubat itibarıyla cari fazlaya dönüştü. Neden? Çünkü Türkiye'nin ekonomisinde daralma var, kurda da bir miktar değer kaybı söz konusu. Ama orta dönemde enerjideki reformumuzu tamamlar ve Türkiye enerjide dışa az bağımlı hale gelirse, cari açığın ciddi bir sıkıntı olmaktan çıkabileceğine inanıyorum.''
Cari açığın yüksek olduğu kalemlerde önemli boyutlarda teşvik getireceklerini ve üretim açığını kapatmaya çalışacaklarını ifade eden Şimşek, ''Cari açık şu an itibarıyla kötü değil, ama bu geçici bir durum, cari açığın fazlaya geçmiş olması aslında Türkiye'deki sıkıntıları yansıtıyor'' dedi.
Şimşek, özelleştirmenin enerji öncelikli olmak üzere devam edeceğini, bu konuda kararlı olduklarını belirterek, bir yandan nükleer enerjiyi geliştirmek, bir yandan ülkenin kömür kaynaklarını kullanma imkanını yaratmak istediklerini söyledi.
Mehmet Şimşek, enerjinin çok kritik bir sektör olduğunu ve Türkiye'nin 100-125 milyar dolarlık enerji yatırımına ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi.
Yayın tarihi: 18 Nisan 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/18//haber,CA018385A42C4D428D6A1DB82C5DA68E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.