UT
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?UT
Şiddetli haksızlık
Şu sıra memlekette, azınlık olsalar da bazı gençlerin özel bir feryadı var.
Ve bu feryat, birçok benzeri gibi, hatırlarsınız belki, Dipsiz Kuyu'da zaman zaman yankılandı ama bir türlü doğru dürüst medya haberi, gazete manşeti, köşe yazıları konusu olamadı.
Çünkü...
Tam hakkaniyet ve adaletin orta yerinden geçtiği halde...
Silahlı Kuvvetler'i, hükümeti, yargıyı rencide eder diye önden kabul edildi.
Peşine sansür takıldı.
Feryat sessizlikte boğuldu.
Gazeteciler, açık bir haksızlığı mesele etmediler.
Konu şu:
Askeri okullardan rızasıyla veya zorlanarak ayrılan öğrencilerin ailelerinden istenen tazminat.
Yılına göre, 50, 80, 100, 150 bin (eski korkunç adıyla milyar) lirayı buluyor.
Gençlere yapılan masrafların çoğuna ailelerin itirazı yok ama kalemler arasına bir süre önce "Personel, amortisman giderleri" eklenmiş ki, anormal meblağ.
Olay, "millet parasının tahsilatı" görülebilir; ama hiçbir devlet okulunda böyle bir şey yok.
"Personel ve amortisman" sadece bu gençlerin üstüne nasıl yıkılabiliyor?
Önceki yıllarda olmayan bir yük, bu tür sözleşmelere imza atmamışlara dahi, nasıl binebiliyor?
Bir de şu:
Bu çocukların aileleri zaten ya astsubay, subay ya da memur, köylü, işçi, emekli.
Ne medya patronu, ne helikopter şirketi sahibi, ne sanayici, ne bankacı, ne ceo, ne ünlü teknik direktör, ne genel yayın yönetmeni, ne TV yıldızı, ne holdingde yönetim kurulu üyesi, ne büyük köşe yazarı...
Aylık gelirleri ile tazminat arasında "ölüm çukuru" var. Üstelik birçok vakada, çocuk ayrılmak zorunda bırakıldığı halde.
Mahkemeler buradaki sosyal ve vicdani adaletsizliğe de pek bakmayıp yönetmeliklere bakıyor olmalı.
Elimdeki bir metin, 84 bin 336 liralık bir tazminat talebinde mahkemenin sadece 10 bin 334 lira indirimi karara bağladığını, Yargıtay'ın da onadığını gösteriyor.
Kalan 74 bin (milyar) lira, emekli hava astsubayı bir babanın gırtlağına yapışıyor!
Ya da bir şoförün, bir memurun, bir işçinin, bir işsizin.
Anladığım kadarıyla...
Hukuk elbette geçerli bir karar veriyor ama hukuk felsefesi, adalet ilkeleri açısından...
Bu bir tazminattan ziyade. Ağır bir ceza. Bir gözdağı ve rehinelik bedeli. Haciz gelen, varsa elindeki tek varlığı mütevazı evini satan, borçlara gömülen ailelere maddi müebbet! Bana göre, adalet ilkesinden uzak bir diyet! Vergi borçlarının indirilebildiği, pazarlık edildiği, yığınla mali suça kolaylık sağlandığı bir ülkede bu
inanılmaz bir sille! Bu gençler bu cumartesi saat 13'te İstanbul Deniz Eğitim Komutanlığı önündeki parkta ses verecekler. Umarım duyarsınız!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 3 Nisan 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/03//haber,F79ABE67ABC64B51A9921A648FCE8ABF.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.