kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Nisan 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Pembe yakışır...

Bu çok yaman bir yanılgı. Bir kısım medya sanıyor ki, iktidar kurabilir, devirebilir tek başına.
Bir kısım medya sanıyor ki, iktidarı sarsılmaz kılabilir tek başına.
Oysa meselenin özü şudur:
İtibarsız bir medya ile ne iktidarı külliyen rezil edebilirsiniz, ne de ilanihaye vezir.
İtibarı erimemiş bir iktidarı, itibarı çürümüş bir medya yıkamaz; itibarı dökülen bir iktidarı, itibarı çürük bir medya ayakta tutamaz.

Ders
Fakat gülüm, biz bu dersleri almamış mıydık?
"Yakın tarih"in hemen her sayfasının dibe vurmuş dip notlarında bunlar yazmıyor mu?
İtibarı çürümüş medya ile Çillerler, Yılmazlar ayakta tutulabildi mi?
Anayollar kuruldu da üç gün yaşatılabildi mi?
Ecevit koalisyonu, son anda medya ihanetine uğrayana kadar, yamanmış medya desteğiyle hormonlanabildi mi?
İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan' dan bir kitle hareketi çıkarılabildi mi?
"Merkez sağda yeni umutlar" yaratılabildi mi?
28 Şubat'a yol arkadaşı olundu da, hâkim kılınabildi mi?
Bant yayınları ve küfür kıyametle ne Refah, ne AKP önlenebildi mi?
Bölündü de bunca zaman parça parça edilebildi mi?

Dere
Lakin, bu ders sırf "bir kısım" için değil.
Çünkü "öteki kısım" da diğerinin eşdeğer suratı, simetrik sureti.
İktidara medya desteğiyle gelmeyenler, itibarsız medyanın saldırılarına rağmen kitleleri sürükleyenler dahi, bir kez "kral, kraliçe" olunca, "ayna ayna, söyle bana" istiyorlar.
Hem cadı gibi kraliçe iktidarı, hem pamuk gibi prenses masalı istiyorlar.
Çok şeyi zehirliyorlar!
Neredeyse istisnası yok.
Bu iktidar da müstesna değil.
Haklı ile haksızı, hakaret ile eleştiriyi, doğru ile yanlışı ayıracak hassas hakkaniyet terazisine sahip değil.
O yüzden, iktidara gelince...
"İnce giyerim ince... Pembe yakışır gence" diyen bir medya istedi.
Şöyle bir yan bakınca, kaş kaldırınca, bade süzünce...
"İnsan bir hoş oluyor... Sevdiğini görünce" diyen medya yöneticileri istedi.
"Of sen yana ben cama... İkimizin resmini çıkarsınlar yan yana" diye pervane olan, özel uçak dolduran, çanak sorular soran, "yan yana bir fotoğraf" için takla atarken önünü ilikleyebilen, işini kaybetmemek, kariyer yapabilmek için uslu duran gazeteciler istedi.
Ve memlekette, ne öteki iktidarlardan ders çıkarmış bir iktidar oldu; ne öteki medya hallerinin itibarsızlık çukurundan ibret almış bir medya kaldı; ne de başkasının süklüm püklüm gazeteciliğinin benzerini yaparken utanan, rahatsız olan gazetecilik!
Oysa, "Derelerin çakılı, nerden aldın akılı" diye devam eder inleyen nameler!..

Lime
Medya elbet, itibarsız dahi olsa, etkisiz değil.
Gündem belirleyebilir, anlık tepki oluşturabilir, provoke edebilir, uyutabilir, gizleyebilir, manipüle edebilir. Sansasyon yaratabilir, reyting yapabilir, tehdit ve şantaj dengesi yahut takas odaları kurabilir. Anlık büyük darbe de vurabilir, anlık cila da çekebilir.
Ne ki...
Önünde sonunda...
Eninde boyunda...
Cilalar dökülür, tezgâhlar sökülür.
Çürüme odur ki...
Olgunlaştı, dadından yenmez, yanında yat filan olursunuz; kurtlanmıştır çoktan. Kokmuştur. Kokuşmuştur. Kendinizi tilki sanırken; kurt, kurutmuştur.

Döne
Despotluk değilse, hatta despotluğun bile bir nebze ikna ve rızaya ihtiyacı düşünülürse, nihayetinde, öyle ya da böyle, iktidar itibara bakar.
Çürüme ve çürütme; erimeyi, inişi, düşüşü, çöküşü, tasfiyeyi getirir. Bizim cenahta, yani itibarın iktidar olması gereken gazetecilikte ise, maalesef çürüme baki kalır ; sel çok şeyi sürükler gider ama çürütenler bakiye kalır!
İktidarları da, her eğilimden halkı da, esasında bizzat medyayı da yanıltan bu "al takke ver takiye, bakiye"dir.
Kılıktan kılığa giren, muhaliflikten yamaklığa, yamaklıktan yiğitliğe, yiğitlikten yarenliğe, hasımlıktan hısımlığa, hısımlıktan hasımlığa geçen, renkten renge giren, yüzün mütemmim cüzü gibi cılk utanç kırmızısını allık diye pullayanlardır!
Bu da, "Döne döne oynuyor, ağabeyimin çakırı" dizesine tekabül eder.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın