kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
30 Mart 2009, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MUHARREM SARIKAYA

Sandık voltaj ayarladı...

Yerel olmasına karşın, genel seçim havasında geçen bu seçimin üç mesajı var:
1-Sandık voltaj ayarı yaptı.
2-Medeni ülkelerdeki gibi parmak boyanmadan da seçimin yapılabileceği görüldü.
3-Tuzu kurular da gidince sandıklarda oy patlaması yaşandı.
Bu genellemeden sonra gelelim seçimin galibine...
Bu seçimden kârlı çıkan MHP...
Daha önce 3 yerde belediye başkanlığı varken bunlara yenilerini katlayarak ekleyen parti oldu.
Hatta bazı il merkezlerinde başka partiler kazanmasına rağmen, büyük ilçelerinde seçimin galibi MHP oldu.
Bazı illerde de belediye meclislerine çok sayıda isim sokmayı başardı.
MHP böylece sağda kalıcı adres olduğunu gösterdi; bu yeni pozisyonu siyasette yeni arayışların önüne de set çekti.
Bunda MHP lideri Devlet Bahçeli'nin merkeze oynayan, kavgadan uzak, çözüm önerileri getiren, uyarılarını bağırmadan yapabilen, ciddi politikası etkili oldu.

"Yiyeceğini yer, diyeceğini der"
İktidar partisi cephesinden bakarsak...
AK Parti hükümette bulunmasının avantajına ve anket firmalarının " Siz iyisiniz " gazına kurban gitti.
Seçime kendine aşırı güvenle girmeyi tercih etti.
Örneğin, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Kesinlikle alınmasın istiyorum" dediği yerlerden sadece birinde kazanabildi.
Tunceli'de o Yüksek Seçim Kurulu ile kavgaya kadar varan tartışmanın geçersizliği kabul gördü.
Hükümetin etkin bir isminin dün söylediği gibi, "Seçmen yiyeceğini yedi, diyeceğini dedi..."
AKP'nin bir diğer hatası aday tercihinde görüldü.
Doğru adaylar çıkaramayıp, teşkilatla ters düşüldüğünde kaybedileceğini gördü.
İstanbul'da olduğu gibi seçimde hiç kimsenin kendine aşırı güvenmemesi gerektiğini de anladı.
Taban politikasından vazgeçildiğinde nasıl bir kayba uğranacağının en iyi örneğini İstanbul'da yaşadı.
Ancak sonuç AK Parti'nin büyük kaybı olarak görülmemeli.
Nedeni açık: Ekonomideki bütün kötü gidişe, işsizliğin çığ gibi büyümesine rağmen AK Parti Anadolu'daki varlığını sürdürüyor.
Bursa, Kocaeli, Gaziantep, Denizli gibi sanayisi çöken, ekonomisi tükenen, işsizliğin tavan yaptığı illerde AK Parti birinci gelmiş bulunuyor.
AK Parti'den belediye başkanı seçilenlerin durumu ise bu kez çok iyi değil. Çünkü, AK Parti belediye başkanlarının çoğunluğu belediye meclislerinde ciddi bir muhalefetle karşılaşacak.
Geçen dönemdeki gibi "Meclis bizden, isteğim kararı çıkarırım" diyemeyecek.
Hatta bazı yerlerde belediye meclislerinde sayısal açıdan büyük sıkıntı ile karşılaşacağı için eli kolu bağlı kalacak.

CHP'nin tabanı
CHP bu seçimde belediye başkanlığı sayısını artırmış olsa da oy oranı açısından beklediği zıplamayı yapamadı.
Ancak bir gerçeği de kabul etmek lazım ki, CHP elindeki belediyeleri büyük oranda korudu, hatta yenilerini ekledi.
İzmir'in ardından tüm sahil kesiminde geçen seçim ayrı kaldığı belediyelerine tekrar kavuştu. İzmir'i bırakmadı, Antalya'yı kazandı, bu yazının kaleme alındığı dakikalarda da İstanbul ve Ankara'da başa baş yarışmakta olduğunu gösterdi.
CHP başarıya 1970 sonundan bu yana harekete geçirmekte zorlandığı tabanını canlandırarak kavuşabildi.
Sonuçta bu seçim de CHP liderinin eline güçlü savunma doneleri verdi.
Ancak CHP'nin başarısı, MHP, DTP ve SP'nin başarısına ulaşamadı.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın