Uzunluğu 500, eni ise en fazla 300 metre...
Yerleşim yerleri bu kadar mesafenin içine sıkışmış.
İlçe merkezi olarak kabul edilen dükkânların bulunduğu 100 metre uzunluğundaki çarşıda ise afişlerden, parti bayraklarından gökyüzü görünmüyor.
Sözünü ettiğimiz yer Bingöl'ün Karlıova ilçesi...
Kar kalınlığının çevrede bir metreyi aştığı, sokaklarında buzulların çözülmediği Karlıova'da yerel seçim oldukça sıcak geçiyor.
Akrabalar bölünmüş, aşiret mensupları partilere dağılmış.
İki haftadır dolaştığımız bölgede gözümüze pek çarpmayan MHP bayrakları ve flamaları burada yoğun olarak karşımıza çıkıyor.
İlçede üç partinin ağırlığı asılan afiş ve pankartlardan hissediliyor; MHP, AK Parti ve DTP...
Köşe başındaki bakkal geçen seçimde de benzer bir çekişmenin yaşandığını söylüyor.
Mevcut belediye başkanının çok az oy farkıyla seçimi kazandığını anlatıyor.
Zaten toplam 3 bin 500 kadar seçmeni bulunan ilçede 450 oyu yakalayan seçimi kazanıyor.
"Memur aşireti..." Bakkal bu aşamada şu ilginç sözü söylüyor:
"Bingöl aşireti bu seçimde bölündü; Nihat Bingöl AK Parti'den, Veysi Bingöl SP'den aday. Memur aşireti bölünmez ise seçim MHP'nin..." "Memur aşiretinden" kastının ne olduğunu sorduğumda şu karşılığı veriyor:
"Burada en fazla seçmeni kamu görevlileri; asker, polis, öğretmen oluşturuyor. Onlar toplu olarak ne tarafa yüklenirse orası kazanır." Ardından detay aktarıyor:
"Mevcut Belediye Başkanı Muzaffer Gölen AK Parti'den MHP'ye geçti. AK Parti ise karşısına bir üniversite mezunu Nihat Bingöl'ü aday çıkardı. DTP de oldukça güçlü. Memurlar AK PartiMHP arasında bölünürse aradan DTP çıkar. Seçimin kaderi 150 memurun elinde..." Bingöl'e vardığımızda da benzer söylemle karşılaşıyoruz.
Bingöl'ün 51 bin seçmeni olduğu, 3537 bin civarı oy kullanılacağını belirten AK Partili şöyle diyor:
"Bingöl'de, polis, asker, sivil memurun 5 bin oyu var. Toplam oyun yüzde 15'i. Bülent Bey (Arınç) askere çatarak bize iyilik etmiyor..." Ajitasyon*propaganda Yolun karşısındaki kahvehaneye giriyoruz.
DTP Genel Başkan
Ahmet Türk yeni ayrılmış; gençler ise hâlâ heyecanını kaybetmemiş.
Lümpen söylemlerin diz boyu aktığı ortamda ajitasyon-propagandadan biz de yeterince nasibimizi alıyoruz.
Kahvehanede tek söz tekrar ediliyor:
"Kimliğimize oy vereceğiz..." Diğer adayların da
"Kürt kökenli" olduğunu anımsattığımda şu karşılık geliyor:
"Sorunumuzun çözüm yerinin AK Parti olduğunu biliyoruz; ama kimliğimizin temsil yeri de DTP'dir. AK Parti'ye geçen seçimde (milletvekili) oy verdik; bu seçimde uyarı vereceğiz..." Altı bez bağlı çocuğun dahi bizi görünce parmaklarıyla
"V" (Zafer-Victory) işareti yaptığı bölgede herkes politize olmuş...
İşsizliğin zirve yaptığı yerleşim yerlerinde gelen bir nutuk patlatıyor.
İki haftadır dolaştığımız Diyarbakır, Malatya, Muş, Bingöl'den çok daha fazla politik söylemi Karlıova'da dinliyoruz.
Ancak bölgenin bütününde bir nokta dikkatimizi çekiyor.
Herkes AK Parti'ye karşı muhalefet yapıyor, kimse Başkan
Tayyip Erdoğan'a laf kondurmuyor.
En hararetli tartışmada dahi Erdoğan'ın ismi geçtiğinde,
"Ona sözümüz yok" deyip eleştiri oklarını başka yöne çeviriyorlar.
İlginçtir, AK Partili belediye başkanının hizmeti tartışılmıyor, parti teşkilatı sorgulanmıyor, milletvekilleri yerden yere vuruluyor...
Bölge gözlemimize yarın kaldığımız yerden devam...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 17 Mart 2009, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/17//haber,931C76BAD28E470CA4F139C65D693007.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.