Kaan Tangöze (sol üstte), Batuhan Mutlugil (sağ altta) ve Ari Barokas'tan (sağ üstte) doğan Duman grubuna artık davulda Cengiz Baysal da (sol altta) katılmış durumda. Duman dört yıl aradan sonra yeni albümüyle karşımızda.
Kodu mu oturtan şarkılar
İrlanda'da bir çiftlik evi kiralayıp yeşil kırlara karşı 20 şarkı kaydettiler. Dört yılın ardından çifte albümle geri döndüler. Kadınlar, adamlar, neşeler, endişeler, öfke, insan olmak, sarhoş olmak, hayvan olmak üzerine balyoz gibi şarkılarla.....
Beyoğlu, Tünel'de bir apartmandayız. Karşıda Üsküdar, aşağıda Tophane sırtlarının tüm çarpık çurpuk, kara kuru çehresinin net bir şekilde seçilebildiği güneşli, harika bir gün. Elimde ince belli bardak, önümde notlarım, karşımda Duman var. Kaan Tangöze, Batuhan Mutlugil, Ari Barokas. Ve Cengiz Baysal. Aslında artık "ve" demeyeceğiz. Çünkü cazseverlerin yakından tanıdığı, Türkiye'nin en iyi davulcularından ve müzisyenlerinden Cengiz Baysal, davulculuktan grubun dördüncü üyeliğine terfi etmiş durumda. Uzun yıllar gruba stüdyo ve konserlerde davul çaldıktan sonra şimdi iki şarkının söz ve müziğine imza atmış ve albüm kitapçığında gayet afili bir de fotoğrafı bulunuyor.
KAAN'IN DİLİ ÇÖZÜLMÜŞ
Kaan çok mutlu, heyecanlı ve hayat dolu görünüyor. Bu yeni albüm ona yaramış. Çoğunlukla zor konuşan, anlatmaktan hoşlanmayan biri olarak espriler patlatıyor, kahkahayı basıyor. Kayıtlar sırasında Sarhoş'u pek beğenen ve her çaldığında coşan İrlandalı elemandan, geçen yıl Memphis'te katıldıkları festivale hikâyeler, anekdotlar. Aretha Franklin ve Lou Reed ile aynı sahnede çalmışlar. Kalabalık hiç Türkçe bilmese de ikinci şarkıda hemen sallanmaya başlamış. Kaan'ın ne dediğini anlamasalar da ne demek istediğini anlamış olmalılar. Neil Young'ı seyretmişler ve ondan çok etkilenmişler.
Batuhan sakin, sessiz ve bir yandan orada değilmiş gibi kayıtsız görünürken dikkatle dinliyor ve ortaya atılan bir soruda hemen devreye giriyor. Bu albümde dört şarkısı (Balık'ı dinleyin) ve pek çok harika gitar solosu var.
Ari, bacak bacak üzerine atmış çok ağır ve sakin bir şekilde konuşarak bazen lafa giriyor, bazen de Kaan ya da Batuhan'a dönerek "öyle değil mi" tarzında bakışlar atıyor. Albümün can alıcı şarkılarından bazıları (Hayvan, Senin Marşın) ona ait.
Duman'ın son albümü Seni Kendime Sakladım çıkalı dört yıl olmuş. Bu Türkiye için bir asır demek. Ve bu bir asırda onlar da pek çok sınavdan geçtiler. Ortalarda pek gözükmedikleri bir dönemin ardından askere gittiler, dönüşte uzun bir konser serisi yaptılar. Derken yeni bestelerini derlediler ve son olarak İrlanda'da bir çiftlik evi kiralayıp yeşil kırlara karşı 20 şarkı kaydettiler. Bu çalışmanın sonucu 18 Mart'ta piyasaya çıkan yeni çifte albüm: Duman I ve Duman II.
EZBERLEYEBİLECEKLER Mİ?
Neden İrlanda'ya gittiklerini anlatıyor Kaan. "Asker dönüşü eldeki parçaları toparlayalım dedik. Sakin bir ortamda kayda girmek istiyorduk. Araştırmalara başladık. New York'ta, Seattle'da olsun bir sürü stüdyo bulundu. İrlanda baştan beri aklımıza yatmıştı. Resimlerini gördüğümüzde çok beğenmiştik. Şehir dışında yemyeşil bir yer. Orada izole bir şekilde çalıştık. Zaten ihtiyacımız olan şey de buydu..."
Bu çifte albüm Duman'ın hiç şüphesiz en iyi eseri. Tüm albümleri içinde bir olgunluk dönemi başyapıtı. Askerlik, uzun süren kayıt dönemi, İrlanda, Cengiz Baysal'ın varlığı, aşklar meşkler, özel meseleler... Hepsi ya da hiçbiri, ne derseniz deyin, Duman'a yaramış. Müziğe yaramış. Kriz ve memleket meseleleri bile... Neden aynı pakette değil de ayrı ayrı ayrı iki albüm çıkardıklarını merak ediyorum. Zira iki bağımsız albüm değil Duman I ve II. İkincisinde şarkı numarası 11'den devam ediyor. O halde neden aynı pakette değil da ayrı ayrı?
"Neden olmasın?" diye lafa giriyor Kaan, "Tabii ki bir 'double' albüm bu. Guns N' Roses'ın Use Your Illusion I ve II diye iki albümü vardır mesela aynı anda çıkan... Bunu da onun gibi düşün. Çok parçamız vardı. Çok uzun bir süre geçti son albümden bu yana. Sende o parça var, bende o parça var derken 18-19 en sonunda 20 şarkıda karar kıldık."
Onu anladım da neden tek bir paket değil de ayrı ayrı satılan iki albüm?
"Ha tamam" diyor, "O şunu sağlıyor. İkisi bir arada yüksek bir fiyat olacak ve satın alması zor. Tek tek olduğu zaman almak daha kolay. İkisini birden alamasa da birini alır en azından."
Bence ezberleyecekler. Çünkü bu albümdeki sözler akılda kalmayacak gibi değil. Paranoya diye bir şarkı var, tekerleme gibi. Şarkıda Kaan sürekli eli, kolu, kuyruğu, boynuzu olan 'birileri'nden bahsediyor. "Ortada birileri var, orada da birileri var..." Adeta bir Hasan Karacadağ korkusu. "Sen hiç paranoyak olmadın mı?" diye soruyor Kaan. "Paranoya neyse o şarkıda o işte."
LEM YELİD VE LÖP YUTAR!
Bu albümde ilişkiler, kadınlar, adamlar, dertler, neşeler, endişeler, öfke, huzur, insan olmak, sarhoş olmak, hayvan olmak, kendini fazla önemsememek üzerine (Of favorim) 20 şarkı var.
Karakteri oturmuş, sözleri oturmuş, melodileri oturmuş, 'kodu mu oturtan' şarkılar... Duman'dan başkası çalsa söylese bu kadar hoşumuza gitmeyecek şarkılar...
Uzun gitar soloları, enstrümental bölümler. Artık popüler müzikte kimsenin rağbet etmediği şeyler bunlar, ama Duman yapınca oluyor.
"Bunları planlamıyoruz," diyor Kaan. "Prodüktör de biz olduğumuz için istediğimiz gibi yapıyoruz, düzenliyoruz."
Prodüktöre ihtiyaç duymuyorlar mı?
"Hayır. Tüm aranjmanlar, her şey bize ait. Kendimiz karar veriyoruz."
Peki kıstasları ne?
"Enerjiyi bozmamak."
Eskiden beri sözünü sakınmayan bir grup Duman. Ama bu albümde daha fazla eleştiri var sanki. Mesela Rezil diye bir şarkı var. "Ortada bir dergâh var/ Devrilir başın yarar/ Arkasında tezgâh var/ Lem yelid ve löp yutar."
Kaan "Sözler zaten açık" diyor. "Dini suiistimal edip bunun üzerinden kendine menfaat sağlayanlar varsa... İşte bu da onları anlatıyor."
"Ortada bir yanlış var/ Yanlış yapan yanar/ Arkasında sandık var/ Değmesin akıncılar..." Bu seçimle mi ilgili? "
Arkasında her zaman sandık olmuyor mu zaten? Hepsi sandıktan çıkmıyor mu? Ben bu şarkıyı yazarken geniş zamanlı düşündüm. Herhangi bir parti ya da kişiyi hedef almadım. Burada bir suistimal görüyorum. Ve tarih boyunca olmuş bir şey. Bugüne has değil."
Hayvan, İyi De Bana Ne; bu şarkılar kriz döneminde mi yazıldı?
"Biz hep krizde değil miyiz zaten? Hep aynı politik çıkmazlar içinde değil miyiz?"
2001 krizinin ardından da Duman'la konuşmuştuk. İlk albümleri kült olmuş ama ikinci albümleri bir türlü çıkmak bilmemişti. Grup pek de iyi bir durumda değildi. Sezen Aksu'nun Beni Yak'ını daha söylememişlerdi ve Duman gerçek patlamasını henüz yapmamıştı. Belki de bu patlamayı 2001 krizine ve peşisıra gelen döneme borçlular.
"Aslında kriz herkesi nasıl etkiliyorsa bizi de öyle etkiliyor" diyor Kaan. Daha çok çalabilecekken daha az çalıyorsun. Daha çok alabilecekken daha az alıyorsun. Toplumsal bir olay yani, kimse yakasını kurtaramıyor.
Gelecek konusunda ne düşünüyorlar peki?
"Herkes karamsar. Ama karamsar olmak işe yaramaz. İyi olacak diye bakacağız ve geçmesini bekleyeceğiz. Onu da yaşayacağız yani başka çaresi yok. Beraber daha iyiye, daha güzele..."
Kaan zaman zaman çok klişe laflar ediyor. Ama bunu yaparken gülümsüyor ve bu da söylediği şeyde hafif bir anlam kayması yaratabiliyor. Yorum sizindir.
Yayın tarihi: 29 Mart 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/29/pz/haber,A4576C428E664D2EB3D5BBC8FCCF896D.html
Tüm hakları saklıdır.