kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
29 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Bir zamanlar burada, New York Times'ın haber merkezinde 332 kişiçalışıyordu. Şimdi kadro daraldı ama bu, dünyanın en etkiligazetesinin gücünü zayıflatmadı.

Gazetelere internette ulaşım paralı mı olmalı?

KAYA GENÇ
27.03.2009
Gazeteciliğin icadından dört yüzyıl sonra internet, para vererek aldığımız gazetelere ulaşım yollarını değiştirdi. Bütün yazılar ücretsiz hale gelirken gazetecilik mesleğinin geleceği paralı internet haber sitelerinde olabilir..
Yeni ekonomik gerçeklerin ve modellerin şekillendirdiği yeni bir çağda yaşıyoruz; gazetecilik mesleği de hızlı bir değişim içinde. Bir gazetenin gelir kaynaklarının neler olduğunu biliyoruz: Reklam ve gazete satışıyla sağlanan gelirler. O zaman bir soru... İnternette bütün gazetelere, haberlerinden köşe yazarlarına ve hatta sayfaların 'PDF versiyonları'na dek ücretsiz ulaşabilmek varken, gazeteler nasıl para kazanmaya devam edecek? ABD'de gazetelere giden reklam bütçelerindeki artış, 2006 yılında sıfır noktasına ulaşmıştı; aradan geçen üç yılda bütçeler artmak şöyle dursun, büyük bir düşüş yaşadı. Yani 'ücretsiz içeriğe' reklam gelirlerindeki azalmayı da eklersek, gazetelerin nasıl para kazanacağı iyice anlaşılmaz bir hal alıyor. Fakat bütün bunlar 'birinci dünya' ülkeleri, yani ABD, İngiltere ve Almanya gibi kültürler için geçerli. İlginç biçimde, Hindistan, Çin, Türkiye gibi coğrafyalarda gazete tirajları belirgin bir artış içinde. Üstelik krize rağmen reklam bütçelerini genişleten sektörler de var. Biz de bu fenomeni 'öğelerine ayırdık', madde madde yeni gazetecilik modellerinin getirdiklerini inceledik.

AHA AZ GAZETECİYLE DAHA ÇOK İŞ
ABD gazetelerinde, 2001'e oranla haber merkezlerinde çalışan gazeteci sayısında 2009 yılında yüzde 20 düşüş yaşanıyor, bir başka deyişle her beş kişiden biri işini kaybediyor. Geçen yıl New York Times, bin 332 kişilik haber merkezinden 100 kişinin işine son verdi. Boston Globe, deneyimli haber kadrosunu yüzde 12 oranında küçülttü. Washington Post 80 gazetecinin işine son verirken, USA Today de geçen yıl yüzde beşlik bir küçülmeye gitti. Özellikle daha yüksek maaşlı ve 'senior' denilen, deneyimli, belli konularda uzmanlaşmış gazetecilere kapıyı gösteren yöneticiler, onların yerine üniversiteden yeni mezun olmuş, genç ve deneyimsiz isimlere şans vermeye başladı.
Kriz 2008 boyunca Türk medyasında da bir tensikat rüzgârı esmesine sebep oldu, birçok büyük gazete kadrolarında küçülmeye gitti. Ama bunun yanında son yıllarda yeni kurulan gazetelerin sektöre canlılık getirmesiyle işlerini kaybetme endişesinden çok 'hangi gazeteye gitsem?' çelişkisiyle boğuşan gazeteciler de oldu.
İngiltere'de Independent'ın tirajları 2008'de 250 binken 2009'da 215 bine düştü; ama asıl çarpıcı rakamlar, bugünle 10 yıl önceyi karşılaştırınca ortaya çıkıyor. 1990'da 600 bin satan San Francisco Chronicle'ın satışları 340 bine gerilerken Washington Post'un aynı dönemdeki tirajları yüzde 25 oranında düştü.
Hindistan gibi coğrafyalarda da gazete satış rakamlarında şaşırtıcı bir artış var. Dünyanın en büyük gazete okur kitleleri de zaten Çin, Hindistan ve Japonya'da bulunuyor. 2007'de Hindistan'daki gazete tirajları yüzde 33 oranında arttı. Ücretsiz günlük gazeteler de eklendiğinde dünya çapında gazete okurlarının oranı son beş yılda yüzde 14 oranında artmış durumda.

YAZI DÖNEMİ BİTTİ, MULTIMEDIA ÇAĞINDAYIZ
Yalnız New York Times, Guardian gibi Anglosakson gazetelerinde değil, Sabah'tan Milliyet'e Türkiye'deki pek çok gazetede de 'basılı' yayınlanan ve yer darlığı yüzünden sayfaya sığmayan haberlerin, çeşitli fotoğraf ve video'larla internette daha geniş halde bulundurulması yöntemi yaygınlaşıyor. Kendi blog'larında yazılarının genişletilmiş versiyonlarını yayımlayan gazeteciler olduğu gibi, Orhan Pamuk gibi ünlü yazarların telif hakları ödenerek alınmış yazıları da internette tam versiyonlarıyla yayımlanabiliyor. Bilgi Üniversitesi'ne ait MedyaKronik veya Bianet gibi girişimlerde alternatif gazetecilik ve YouTube tipi "sayfa üzerinde video'lu habercilik" konsepti üzerinde çalışılırken gazetelerin internet sitelerini hazırlayan ve çoğunlukla uzun bir gazetecilik geçmişi olan isimler, adeta gazetelerin basılı versiyonlarıyla popülerlik yarışına giriyor. ABD'de medya sektöründe yükselen 'internette gazeteler paralı olsun' istekleri gerçek olursa, bu tür içeriklere erişmek için para vermeye hazır olun.

MEDYA CEO'SUNUN İSYANI
Walter Isaacson, ABD'de medya âleminin en önemli isimlerinden biri. Bir dönem CNN'in yönetim kurulu başkanlığını ve CEO'luğunu üstlenen Isaacson, TIME dergisinin de editörlerinden biri ve her sözü medya sektöründe ciddiye alınıyor. Geçenlerde kaleme aldığı bir yazıda Isaacson, gazetecilik mesleğini kurtarmanın yolunun internetteki içeriği ücretlendirmek olduğunu söyledi.
Isaacson, tarihin ilk 'gazeteden internete geçiş' projelerinden birine imza atmış, TIME'ın içeriğinin internete aktarılışını yönetmiş bir isim. 1990'ların başında internet erişimi şimdiki gibi çok ucuz ve 'sınırsız' değildi; AOL, CompuServe gibi ABD'nin önde gelen internet firmaları, kullanıcılarını internette geçirdikleri dakika başına ücretlendiriyordu. Bir başka deyişle, internet sitelerinin asli görevi kullanıcıları daha uzun süre 'online' tutmaktı. Şimdi herkes her zaman online olduğu için oyunun kuralı değişti ama Isaacson'a göre eski sistem gazeteciliğin ruhuna daha uygundu. Bir gazete ne kadar iyi içerik sunarsa kullanıcı o kadar çok kullanım parası veriyordu. Yani online gazeteciliği internet reklamlarının yoğunlaştığı alanlar değil, içerik yönlendiriyordu. 1994'te TIME ve teknoloji dergisi Wired, aynı hafta içinde içeriklerini internete aktardılar ve 'banner ad' denilen, sayfanın tepesine reklam yerleştirme fikrini de icat ettiler.
Bu alanlar reklam verenlerin ilgisini çekti ve ekonomi buna göre şekillendi. Isaacson'a göre ayda 20 dolara sınırsız internet hizmeti sunan internet şirketleri elbette içeriğin paralı olması fikrine karşılar çünkü hizmetlerini 'ayda 20 dolara her şey bedava' diye satan kendileri. "Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki çocuklar SMS başına 20 sent ödemeyi kabul ediyor ama bir gazete veya derginin internet içeriğine erişmek için 10 sent ödemeyi kabul eden insan bulmak çok zor," diyor kendisi.
Isaacson'un çözümü, internette para transfer yöntemlerini basitleştirmek, bir haberi, köşeyazısını okumak için ödenecek birkaç dolarlık ücretleri transfer etmeyi kolaylaştıracak teknolojilere yatırım yapmak. "Kızım internetteki içeriği paralı hale getirmeye çalışanların kötü insanlar olduğunu söylüyor. Benim bu paralı modeli önermemin sebebi ise gazeteciliğe âşık olmam. Gazetecilik değerli bir şey, tüketiciler de ona gereken değeri vermeli. İçeriği ücretlendirmek, gazetecileri disipline edecek, çünkü insanların değer ve para vereceği haberler üretmeleri gerekecek..."

ARTIK VATANDAŞ GAZETECİLİĞİ VAR
Gazeteciler haber yapma işinden para kazanma yollarını aramaya devam ederken blog siteleri geleneksel habercilik ortamlarına ciddi bir rekabet getiriyor. Yine de blog yazarlarının, işi bütün gün habercilik yapmak olan gazeteciler kadar bu işe ayıracak zamanları olmadığı ortada.
Haberin fotoğrafları