'Evde bebeğim var yanıyor'
6 yaşındaki Şebnem evleri yanarken onu kurtarmaya gelenlere böyle bağırıyordu. Fakat o panikte kimse anlamadı. Oyuncak bebeğe ağlıyor sandılar. Ancak odada 8 aylık Mutluhan vardı..
Derin bir nefes alın, öyle okuyun yazacaklarımı. Öylesine yaman yakıcı, öylesine sarsıcı, iç parçalayıcı bir yaşam öyküsü ki, ben dinlerken, tasavvur ederken, yazarken tıkanıyorum, size de aynısı olsun istemem... Çorlu'nun orta yerinde bir ev yanıyor, güpegündüz. Konu komşu sokağa fırlıyor. Balkonda bir kız çocuğu çığlık çığlığa bağırmakta: "Kurtarııın ölüyoruz!.." Birkaç delikanlı çevik hareketlerle bahçeye atlayıp, ellerini uzatarak "Kucağımıza atla, kurtulacaksın" diye bağırıyorlar küçük Şebnem'e. Alevler yakıcı bir şelale olmuş, dışarı taşıyor ama küçük kız onların dediğini yapmak yerine yanan odaya doğru seğirtiyor. Ateşin göbeğine, içeriye dalıp bir şey almak isterken eli yüzü kavruluyor. Gençlerden biri ceketini çıkararak kor haline gelmiş balkon demirlerine dayıyor ve çıkmayı başarıyor. Kızı kaptığı gibi atıyor kollarına arkadaşlarının. O minik yavru kurtulduğuna sevinmek yerine kendini paralıyor adeta: "İçeride bebeğim var, Kurtarın ne olur, kurtarın."
FELAKET SONRA ORTAYA ÇIKTI
O sırada birkaç kişi peydahlanıyor çevrede... "Az önce geçerken gördüktü. Oyuncak bebeğiyle oynuyordu. Onu da kurtaralım istiyor. Çocuk aklı işte." O dakikadan sonra, birkaç kez daha feryat ediyor kız ama nafile. Sonrasında zaten şoka giriyor, yüzünün her yeri yandığı için gelen ilk ambulansla hastaneye gönderiliyor.
Küçük kızın "İçeride bebeğim yanıyor" demesi boşuna değildir oysa. Odada, beşiğinde 8 aylık kardeşi Mutluhan yatmaktadır. Dakikalar sonra anne eve dönüp de felaket tablosuyla karşılaşınca anlaşılıyor durum. İtfaiyeciler son bir gayretle dakikalardır boğuştukları alevlerin arasından kül olmaya yüz tutmuş beşiği çekip alıveriyor... Ama... Ama ne yazık ki çok geç artık.
MUHTAR SAHIP ÇIKTI
BUNCA yoksulluk ve acı içinde namusuyla, emeğiyle para kazanıp çocuklarına bakmak isteyen genç kadına mahalle muhtarı İlhan Yılmaz sahip çıkmış bugüne kadar. "Kıt kanaat imkânlarımızla ne yapabilirsek yaptık" diyor muhtar. Bu faciadan sonra ise başta Çorlu Kaymakamı Ali Dursun olmak üzere pek çok Çorlu'lu yardım eli uzatmak için sıraya girdiler. Artık onun tek dilediği hiç olmazsa geride kalan 2 yavrusunu güzel okutabilmek, doğru dürüst yaşatabilmek. Çok şey mi istiyor sizce?..
KORKU FILMININ BAŞI
ÇORLU Çobançeşme mahallesinde nohut oda, bakla sofa bir ev. 32 yaşındaki Necla Karagöz 5 yıldır 2 çocuğunun babasından ayrı, işte bu mütevazı evde yaşıyor. Bir süredir birlikte olduğu erkek arkadaşından da 8 aylık bebesi var. Tek başına ayakta kalma, 3 çocuğuna bakabilme mücadelesi veriyor Necla Karagöz. Tekstil fabrikasında katlama işi yaparken kriz işsiz bırakmış onu. O uğursuz cumartesi günü 14 yaşındaki oğlu Gökmen utana sıkıla fısıldıyor annesine: "Okuldan aidat istiyorlar. Bir tek ben veremedim. Arkadaşlarıma mahcubum annem ne yapacağız?" Gerisini şöyle anlatıyor acılı anne: "Tamam oğlum üzülme, ben gider iş bakarım dedim. 2 kardeşini ona emanet ettim, çıktım."
'BAKICI BULDUM'
"ÖNCE bebeğime bakıcılık edecek birini buldum. Evi barkı olmayan yalnız bir yaşlı kadınla anlaştım. Bizde kalacak, çocukları gözetecekti. O sırada kızım abisinden resim defteri istemiş. Gökmen de bakkala onu almaya gitmiş. Bulamayınca yukarı sokaktaki dükkâna yürümüş. Evde bebek uyuyor, gürültü olur diye kızım da balkonda oynamaya başlamış. İçeride sobanın yanından geçen elektrik kablosu erimiş, tutuşmuş. Alevler fitil gibi yürüyüp televizyonu ve çevresindeki eşyaları tutuşturmuş. Kızım ne kadar uğraşsa da girememiş içeri. Yüzü gözü yanmış ama kurtarmaya uğraşmış kardeşini."
KADER HARITASI
GÜÇ bela konuşuyor ama kısa kesik sözcükleri bir araya gelince 10 ton hüzün çekiyor adeta. 15 yaşında evlenmiş 2 çocuğunun babasıyla. TIR şoförüymüş adam. "Üvey amcamın kızıyla düşüp kalktığını öğrendik. Çok ağladım, yıprandım ama bırakmadı o kadını Savaş Abi. Ayrıldık. Çocukların velayeti bana verildi. Nafaka ödeyecekti güya. Ödemedi. 2 yıl önce bir arkadaş ortamında Demirhan'la tanıştım. Bana ve evlatlarıma sahip çıkacağını söyledi. Evlenecektik. Eşinden ayrı yaşıyormuş, boşanmak üzereymiş. Sonra öğrendim ki yalanmış bu. O sırada hamile kalmıştım. Kıyamadım bu bebeğe, aldıramadım. Çaresizim, kahır doluyum, perişanım..."
Yayın tarihi: 25 Mart 2009, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/25//haber,C3D4A5D6F7EB4E18852B60AEA6B2E56C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.